Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5585 E. 2025/2305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın davacılar tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla tapuya tescil istemine ilişkin davada, davacılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı ve Hazine'nin tescil talebinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacıların zilyetlikle mülk edinme koşullarını sağlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ancak Hazine’nin taşınmazın kendi adına tescili talebi hakkında hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/43 E., 2023/481 K.

Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar davacılar vekili tarafından duruşma istekli, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 29.04.2025 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacılar ... ve ... vekili Avukat ... ve temyiz eden davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar vekilleri gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar Abdullah ve ...; irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Şanlıurfa ili, Halfeti ilçesi, ... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın adlarına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine temsilcisi davanın reddini savunmuş; aşamalarda, taşınmazların Hazine adına tescilini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın kesinleşmiş imar planı kapsamında olup olmadığının araştırılmasını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden mera yahut doğal karakteri korunacak alanlardan olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilmek suretiyle jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendisi, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yeniden keşif yapılması ve davacılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının hava fotoğraflarından istifade edilerek tespit edilmesi gereğine değinen önceki bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacıların imar-ihya suretiyle taşınmazı zilyet ettikleri ve mülk edinme koşullarının davacılar lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisinin 13.04.2015 havale tarihli krokili raporunda (G) harfi ile gösterilen toplam 69.086,25 metrekarelik tapulama harici taşınmazın davacı ... adına; (B) harfi ile gösterilen toplam 95.013,02 metrekarelik tapulama harici taşınmazın davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ile davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.11.2020 tarih, 2018/1357 Esas- 2020/5015 Karar sayılı kararıyla: "6100 sayılı HMK'nın 298/2. maddesi gereğince kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uygun olmasının zorunlu olduğu, kararların farklı ve çelişkili olmasının mahkemelere olan güven ilkesini zedeleyeceği, bu durumun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi bozma nedeni olduğu’’ gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu; davanın açıldığı tarih göz önüne alındığında bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; önceki bozma kararı usule ilişkin bir nedene dayandığı halde, bozmadan sonra yeniden bilirkişi raporları alınması suretiyle davanın reddine hükmedilmesinin bozma ilamına aykırılık teşkil ettiğini, hali hazırda bilirkişi raporları arasında büyük çelişki oluştuğunu, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık ifadeleri gözetilmeksizin hüküm kurulduğunu, oysa tanık beyanlarının açıkça davanın haklılığını ispat ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; davanın reddine karar verildiği ancak davalı Hazine adına karşı tescil taleplerinin değerlendirilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili isteğine ilişkindir.

1. Dosya içeriğine, hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalı Hazine temsilcisi yargılama sırasında dava konusu taşınmaz bölümlerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/6. maddesi uyarınca Hazine adına tescilini talep etmiş olup Hazine harçtan muaf olduğundan bu talep davaya müdahale niteliğindedir. Öte yandan, 3402 sayılı Yasa'nın 18. maddesi uyarınca tescile tabi nitelikte taşınmaz malların ekonomik yarar sağlanması mümkün olan hallerde Hazine adına tespit edileceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, Mahkemece davacı tarafın davası reddedildiğine göre dava konusu taşınmazların tescile tabi ekonomik istifadesi mümkün yerlerden olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle davalı Hazinenin talebi hakkında olumlu yahut olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca davalı Hazinenin tescil isteği hakkında hüküm kurulması gerekirken bu durum göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddine,

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz eden davalı Hazine vekili için 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınmasına,

Dosyanın Halfeti 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

29.04.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.