Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5776 E. 2024/6934 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazların, davacı ile diğer mirasçıların da hak sahibi olduğu kök murisin mirası olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun bulunan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1792 E., 2023/715 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Araklı Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/34 E., 2022/19 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ... , ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; elli yıldır İstanbul'da yaşadığını, babası ... ile annesi...'nın ise Trabzon ili .... ilçesi ... Mahallesi'nde ikamet ettiklerini, .... Mahallesi 119 ada 8, 119 ada 20 ve 136 ada 24 parsel sayılı taşınmazların davacının babası ve annesine ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sonucunda kardeşi davalı ... adına tespit ve tescil edildiklerini, kendisi ile davalı ..., ... ..., .. ..., .... ... ve .... ...'nın bahse konu taşınmazların gerçek malikleri olan ... ve... ...'nın çocukları ve aynı zamanda mirasçıları olduklarını, çekişmeli taşınmazların tüm mirasçılar adına tespit ve tescil edilmesi gerekirken yalnızca davalı ... adına tespit ve tescil edilmesinin hakka ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile murisler ... ve... ...'nın tüm mirasçıları adına tapuya tescillerine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; dava konusu taşınmazların tarafların babası...'ya ait olduğu iddiasının doğru olmadığını, zira bu arazilerin gerçek malikinin babaları ...'in dedesi ....namıyla bilinen ... oğlu ... olduğunu, taşınmazların bulunduğu mevkinin adı olan .... Mevkii isminin de buradan geldiğini, ... oğlu ...'in sekiz çocuğunun bulunduğunu, bu çocuklardan biri olan dedeleri ...'ın da on evladı bulunduğunu, bunlardan birinin de babaları ... olduğunu, babaları ...'in de davacı ve davalı dahil toplamda sekiz evladı bulunduğunu, dilekçe ekinde sunulan tapu kayıtlarından da görüleceği üzere halalarının bir kısmının ve yine babası ...'in halalarının bir kısmının hisselerini kendisinin (davalı ...'nın) satın aldığını, bu satın alma işleminin 1959 ve 1971 yılları arasında gerçekleştiğini, ayrıca yukarıda isimleri verilen ... oğlu ... mirasçıları ile bütün haklarını kendilerine sattıklarına dair yazılı sözleşme imzalandığını, ... oğlu ...'in çekişmeli taşınmazlar dışında başka parselleri de bulunduğunu, ... oğlu ...'in erkek mirasçılarının halalarının miras paylarını satın aldığını ve bu yerleri kendi aralarında takas yaptıklarını, bu şekilde halaların paylarının alındığını, davacı ...'e kök muris ... oğlu ...'ten düşen pay dikkate alındığında kendisine düşen payın uygun miktarda olduğunu, tarafların babası...'nın 1972 yılında vefat ettiğini, babalarının vefatından sonra tüm kardeşlerin geçmiş murislerden kalan taşınmazları bölüm bölüm rızaen paylaştıklarını, bu taksime göre de herkesin kendi yerini kullandığını, kadastro tespitlerinin de bu taksime göre yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi 1907 doğumlu ve 1972 ölüm tarihli olan...'dan kaldığı hususunda vicdani kanaatin hasıl olduğu, ... mirasçılarının kendi aralarında usulüne göre yapmış oldukları bir taksim sözleşmesinin bulunmadığı, davacı ve davalılarca sunulan taksime dair kayıt ve belgelerin imzasız olması, tüm tarafları kapsamaması, yörede kız çocuğuna genel olarak babadan kalan taşınmazlarda hak verilmemesine yönelik yaygın uygulamanın bulunması, kök muris ...'in erkek çocuklarından dava dışı ... ile yargılamada vefat eden davalı ...'ya daha değerli ve görece olarak fazla yerlerin kadastro tespitinde zilyetlikten tespit gördüğünün değerlendirildiği, bunun dışında davacı ile dava dışı kız kardeşlerine daha değersiz yerlerin ... mirasçıları olarak tespit gördüğü (davalı erkek kardeş de dahil) ve hisseli tapunun söz konusu olduğu, davalının taşınmazların babası ...'in dedesi ... oğlu ...'ten geldiği savunmasının, bu kişinin yaşı, geçen zaman, zilyetlik durumu, tanık ve mahalli bilirkişi anlatımları nazara alındığında ispatlanamadığı, bu nedenle de davacının iddiasında haklı olduğu, babası ...'den gelen dava konusu taşınmazlarda ...'in veraset ilamındaki paya göre hak sahibi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılardan ... .... ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplere ve tüm dosya kapsamına göre Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle bir kısım davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılardan ......, ..., ..., ..., ..., ... vekili temyiz dilekçesi ile; Yerel Mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapılarak ve dosya kapsamına göre olay ve deliller hatalı değerlendirilmek suretiyle yazılı şekilde karar verildiğini, gerekçeli kararda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın çekişmeli taşınmazların kök muris ... oğlu ...'ten mi yoksa tarafların babası ...'den mi kaldığı ve mirasçılar arasında usulüne uygun bir taksim yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığını, cevap dilekçesinde belirtildiği ve davacı tarafın da cevaba cevap dilekçesinde kabul ettiği üzere dava konusu taşınmazların gerçek malikinin ....ı namıyla tanınan kök muris ... oğlu ... olduğunu, taraflarca kabul edilen bu hususun Mahkemece de kabul edilerek olayın bu gerçeğe göre değerlendirilmesi gerektiğini, davacı tarafın gerçek malik olarak ... oğlu ...'i kabul etmesine rağmen devamında oğlu ... ...'nın yerleri zilyetlikle iktisap ettiğini ve kök muris ... oğlu ...'in diğer mirasçılarının dava konusu taşınmazlarda hiçbir haklarının olmadığı beyan etmesinin mülkiyet ve zilyetlik kurallarına aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde ayrıntılı şekilde izah edildiği üzere müvekkili ... ve kardeşi ... ...'nın hem halalarının (... oğlu ...'ın kızları), hem de büyük halalarının (... oğlu ...'in kızlarının) bir kısım mirasçılarının ... oğlu ...'ten gelen miras paylarını tapuyla ve harici satış sözleşmeleriyle satın aldıklarını, diğer yandan 12.celsenin 7 numaralı ara kararı ile taşınmazların gerçek maliki olan ... oğlu ...'in veraset ilamının çıkartılması için kendilerine yetki ve süre verildiğini, bu yetkiye istinaden Araklı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/362 Esas sayılı dosyasıyla kök muris ... oğlu ...'in veraset ilamının talep edildiğini ancak Mahkemece kök muris ... oğlu ...'in değil oğlu ...'ın veraset ilamının çıkartıldığını, sulh hukuk mahkemesine müracaat ederek bu eksikliğin giderilmesini talep ettiklerini ancak Mahkemece taleplerinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, bu eksikliğin tamamlanmadığını, kök muris ... oğlu ...'ten kalan taşınmazlarda bir kısım mirasçının haklarının davalı ... tarafından satın alındığını, tarafların babası muris...'nın 1972 yılında vefatından birkaç yıl sonra paylaşım yapıldığını, mirasçılar arasında yapılan paylaşımda...'nın davacı dahil beş kızına ... denilen yerden taşınmazlar verildiğini, davacı tarafın da zaten 16.celsede birkaç yıl bu yerlerin mahsulünü topladığını kabul ettiğini, keşifte dinlenen tanıkların da davacının ...'taki yerini birkaç yıl topladığını ifade ettiklerini, davacıya verilen bu taşınmazın daha sonra ... Mevkii'ndeki başka bir taşınmazla takas edildiğini, dayanılan tapu kayıtlarının keşifte mahalli bilirkişilere okunduğunu, mahalli bilirkişilerin tamamının 29.12.1980 tarih ve 45 sayılı tapu kaydında okunan Gümüşhaneli ... ve ... oğlu ... ile ilgili olarak dava konusu 119 ada 8 parsel sayılı taşınmaz içerisinde güney tarafta ... Mevkii olarak bilinen yer olduğunu ifade ettiklerini, keşifte alınan beyanlardan da anlaşılacağı üzere tarafların babası...'nın 1972 yılında vefatından sonra yani dava tarihi itibariyle 45 yıldan beri davalı ... ve kardeşi ... ...'nın dava konusu taşınmazları nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullandığını, mal paylaşımında davacı ...'ye verilen ... Mevkii'ndeki taşınmazın davalı ... tarafından üç yıl kullanıldığını ve daha sonrasında da ... Mevkii'ndeki başka bir taşınmazla takas edildiğini, davalı ...'nın kız kardeşlerinin bu duruma dava tarihine kadar hiçbir zaman itirazlarının olmadığını, davacı ... dışındaki diğer kız kardeşlerin halen dahi itirazda bulunmadıklarını, tüm kız kardeşlerin dava konusu yerlerin dışında murislere ait başka taşınmazlarda zilyet ve mutasarrıf olduklarını, paylaşımda kız kardeşlere verilen ..... Mevkii'ndeki taşınmazların kadastro sırasında bir kısım kız kardeş adına tespit ve tescil edildiğini, .... ilçesi .... Mahallesi 153 ada 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlar ve etrafındaki parsellerden...'nın kızları adına yazılan taşınmazların tespit edilebileceğini, nitekim Tapu Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak... mirasçıları adına tespit edilen taşınmazların tapu kayıtlarının dosya arasına getirtildiğini ancak gerekçeli kararda bu durumun hiç değerlendirilmediğini,....'nın tüm kızlarına yer verilmiş iken davacı ...'ye yer verilmemesinin bir izahının olamayacağını, dosya içerisinde kız kardeşlere verilen yerlerin daha değersiz olduğuna dair herhangi bir tespit bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğinden; kadastro sonucunda, Trabzon ili .... ilçesi .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 119 ada 8, 119 ada 20 ve 136 ada 24 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden davalı ... adına tespit edildiği, 119 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine parsel üzerinde bulunan ve sınırlandırma krokisinde (A) harfi ile gösterilen kargir evin ... oğlu ...'ya ait olduğuna dair şerh düşüldüğü, askı ilanlarının 25.12.2006-25.01.2007 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitlerinin kesinleşerek taşınmazların tapuya tescil edildikleri, taşınmazların halen aynı vasıf ve yüzölçümle tapuda kayıtlı oldukları, eldeki davanın ise on yıllık hak düşürücü süre içerisinde 24.01.2017 tarihinde açıldığı, davalı ...'nın yargılama aşamasında 15.11.2018 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarının davaya dahil edildikleri anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalılar, ..., ..., ..., ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 4.660,85 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.