Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5876 E. 2024/2121 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi ve davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin, askı ilan süresinin son günü olan 19.12.2007 tarihinde sona erdiği, davanın ise bu süreden sonra açıldığının anlaşılması ve tapu sicil kaydına güven ilkesinin bu durumu etkilemeyeceği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1058 E., 2023/1010 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Ret-Direnme

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/568 E., 2020/457 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Gümüşhane ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 194 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sonucunda davalı adına tespit ve tescil edildiğini, ne var ki çekişmeli taşınmazın 1/2 payının davacıların mirasbırakanı ...'e, 1/2 payının ise davalının babası ...'e ait olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı ...; davanın görevli olmayan mahkemede açıldığını, ayrıca zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davacıların amca çocukları olduğunu, bu yerleri kadastro sırasında görevlilere gösteren kişinin zaten davacı ... olduğunu, hatta amca çocuklarına güvendiği için kadastro çalışmaları yapılırken köye dahi gitmediğini, davaya konu taşınmazı 1980 yılından beri kendisinin kullandığını, taşınmazın zilyetliğinin kendisinde olduğunu, babası Halil ...'ten intikal ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Gümüşhane Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/568 E., 2020/457 K. sayılı kararı ile; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın yarısının davacıların ve davalının babasına ait olduğu, davalının bu taşınmazda babasından kalan miras hariç bir hakka sahip olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, dava konusu 194 ada 3 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 1/2 hissesinin davacılar adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/685 E., 2021/685 K. sayılı kararı ile; askı ilan cetvelleri ile kadastro tutanağının incelenmesinden, davaya konu 194 ada 3 parsel sayılı taşınmazın askı ilanlarının 19.11.2007-19.12.2007 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin bu sürenin sonunda kesinleştiği, on yıllık hak düşürücü sürenin 19.12.2017 tarihi itibariyle dolduğu, bu tarihin herhangi bir resmi tatil gününe de denk gelmediği, eldeki davanın ise on yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 20.12.2017 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin Mahkemece resen dikkate alınması gerektiği, her ne kadar kadastro tutanağında kesinleştirme tarihi olarak 24.12.2007 yazılmış ise de tutanağın kesinleşmesi ile kesinleştirme işleminin birbirlerinden farklı kavramlar olduğu, kadastro tespitinin 30 günlük askı ilan süresinin son günü itibariyle kesinleştiği, kesinleştirme işleminin ise kadastro tutanağın askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması nedeniyle kesinleştiğini tespit eden idari bir işlem olduğu ve on yıllık hak düşürücü sürenin belirlenmesinde herhangi bir etkisinin bulunmadığı, dolayısıyla hak düşürücü süre içerisinde açılmayan eldeki davanın süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, ancak buna rağmen Mahkemece dosya kapsamına uygun olmayan şekilde davanın kabulüne karar verildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Yerel Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 21.12.2022 tarihli ve 2021/9753 Esas- 2022/8363 Karar sayılı kararı ile; “ Dava konusu 194 ada 3 parsel sayılı ev ve arsa vasıflı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı adına tespit ve tescil edildiği, 21.08.2007 tarihinde düzenlenen kadastro tutanağının 19.11.2007-19.12.2007 tarihleri arasında ilana çıkarıldığı, 19.12.2007 tarihinin Kurban Bayramı arefe gününe denk geldiği, devam eden günlerde ise Kurban Bayramı tatilinin olması nedeniyle ilk iş günü olan 24.12.2007 tarihinde kesinleştirme işleminin yapıldığı, ilanın son günü olan 19.12.2007 tarihi arefe gününe denk geldiğinden ilanın henüz askıdan inmediği, devam eden 20-21-22-23.12.2007 tarihlerinin Kurban Bayramına rastladığı hususlarının bir arada değerlendirilmesi neticesinde, 24.12.2007 tarihinde kadastro tutanağının kesinleştiği ve hak düşürücü sürenin bu tarihten itibaren hesaplanması gerektiği bu nedenle 20.12.2017 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu, hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu” belirtilerek karar bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, askı ilan cetveli ile kadastro tutanağının incelenmesinden, davaya konu 194 ada 3 parsel sayılı taşınmazın askı ilanlarının 19.11.2007-19.12.2007 tarihleri arasında yapıldığı, otuz günlük askı ilan süresinin son gününün 19.12.2007 tarihine isabet ettiği, bu tarihin resmi tatil günü değil, Kurban Bayramı'nın arefe günü olduğu, 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'un 2/B-(2) maddesinde yer alan "Kurban Bayramı; Arefe günü saat 13.00'ten itibaren 4,5 gündür" şeklindeki düzenleme gereğince arefe gününün yarım gün mesai yapılan bir iş günü olduğu ve mesai saatinin 13:00 itibariyle sona erdiği, dolayısıyla dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin askı ilan süresinin son günü olan 19.12.2017 tarihinde kesinleştiği, kadastro müdürünce tutanağın arkasına yazılan 24.12.2007 tarihinin kadastro tespitinin kesinleşme tarihi değil kadastro tutanağının kesinleştiğini tespit eden ve kesinleşme tarihinden bir iş günü sonra yapılması gereken kesinleştirme işleminin tarihi olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü sürenin hesaplanmasında bu sürenin dikkate alınamayacağı, davaya konu taşınmazın kadastro tespitinin 19.12.2007 tarihinde kesinleşmesi sebebiyle on yıllık hak düşürücü sürenin 19.12.2017 tarihinde sona erdiği, eldeki davanın ise hak düşürücü süre dolduktan bir gün sonra 20.12.2017 tarihinde açıldığı, dolayısıyla eldeki davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava açılırken tapu siciline güven ilkesi doğrultusunda tapu kayıtlarına bakılarak ve güvenilerek işlem yapıldığını, taşınmazın tapu kaydına göre tespitinin 24.12.2007 tarihinde kesinleştiği, Yerel Mahkemenin de bu tarihi dikkate aldığını, Kadastro Müdürlüğünün kurban bayramı nedeniyle belirlenen resmi tatilin bitimini müteakip 24.12.2007 tarihinde taşınmazın tutanağına ilişkin kesinleştirme yaptığını, Kadastro Müdürlüğünün yapmış olduğu işlemin doğru olduğunu; bir an için Kadastro Müdürlüğünün kesinleştirme işlemini yanlış ve hatalı yaptığının, sürelerin yanlış yorumladığının kabulü halinde dahi tapu sicilinde yazılı kayıtlara güvenerek eldeki davanın açıldığını ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle bu ilkenin dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin direnme kararlarının temyiz edilmesi durumunda incelemenin, kararına direnilen dairece yapılacağı 6100 sayılı Kanun'un 373/5 inci maddesinde düzenlenmiştir.

2. Dosya içeriğine göre Gümüşhane ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 194 ada 3 parsel sayılı 1.247,07 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak belgesizden davalı ... adına tespit edildiği, askı ilanlarının 19.11.2007-19.12.2007 tarihleri arasında yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği, taşınmazın halen aynı vasıf ve yüzölçümle davalı adına tapuda kayıtlı olduğu, eldeki davanın ise 20.12.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Askı ilan cetveli ile kadastro tutanağının incelenmesinden, davaya konu 194 ada 3 parsel sayılı taşınmazın askı ilanlarının 19.11.2007-19.12.2007 tarihleri arasında yapıldığı, otuz günlük askı ilan süresinin son gününün 19.12.2007 tarihine isabet ettiği, bu tarihin resmi tatil günü değil, Kurban Bayramı'nın arefe günü olduğu, arefe gününün yarım gün mesai yapılan bir iş günü olduğu ve mesai saatinin 13:00 itibariyle sona erdiği, dolayısıyla dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin askı ilan süresinin son günü olan 19.12.2017 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise hak düşürücü süre dolduktan bir gün sonra 20.12.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Hal böyle olunca temyizen incelenen direnme kararı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının 6100 sayılı Kanun'un 373/5 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.