Logo

1. Hukuk Dairesi2023/5878 E. 2024/6640 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları esnasında tespit harici bırakılan taşınmazın imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetliğe dayalı tapu kaydı ve tescili talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmaz üzerinde davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı ve imar-ihya yoluyla zilyetlik şartlarının oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hava fotoğrafları, harita mühendisi bilirkişi raporu ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç olduğu ve yasal koşulların gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/76 E., 2023/127 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarihli 2017/610 Esas, 2021/434 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili, davalı ... Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi ve feri müdahil ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ilçesi ... köyünde bulunan, kadastro çalışmaları esnasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacı adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; imar-ihya koşullarının davacı taraf lehine oluşmadığını, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi ile davanın reddini savunmuştur.

Yargılama sırasında müdahil ..., dava konusu taşınmazın yol olduğu iddiasına dayanarak davaya katılmıştır.

III. MAHKEME KARARI

Gümüşhacıköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2016 tarih 2014/89 Esas, 2016/103 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.01.2021 tarihli 2017/610 Esas ve 2021/434 Karar sayılı ilamı ile; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu nedenle taşınmazın başında 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı, jeolog bilirkişisi ve fen bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılması, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait en az 3 adet hava fotoğrafları ile ortofoto ve uydu fotoğraflarının getirilerek incelenmesi, dava konusu taşınmaz bölümünün kamulaştırmaya konu olup olmadığının araştırılması, komşu taşınmaz ve dayanak belgelerinin getirtilmesi, hükme esas alınan ceza mahkemesi kararı ile dava konusu yerin aynı yer olup olmadığının belirlenmesi, taşınmaz bölümünün imar-ihyaya konu edilmiş ise başlangıç ve tamamlanma tarihlerinin belirlenmesi, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, zilyetliğin 20 yıla ulaşıp ulaşmadığının belirlenmesi gerektiği” belirtilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile kazanabilecek yerlerden olduğu, 24.05.2016 havale tarihli raporda tescili talep edilen alan ile mahkumiyete konu alanın aynı yer olduğunun belirtildiği, Gümüşhacıköy Asliye Ceza mahkemesince iddianamenin 22.11.2013 tarihinde kabul edildiği, dosya kapsamından davacının 22.11.2013 tarihine kadar davasız aralıksız 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinin bulunduğu, davacı taraf lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 13.07.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.974,79 m2'lik kısmın davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili, davalı ... Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi ve feri müdahil ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı taraf lehine zilyetlik koşullarının gerçekleşmediğini belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı .... Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz bölümünün köyün hali boşluğu olduğunu ve köy halkının ortak malı olduğunu, davacının üzerine haksız olarak ağaç diktiğini belirtip kabul kararının bozularak davanın reddini talep etmiştir.

Feri müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın dere yatağı olduğunu, yağışın az olduğu zamanlarda derenin kuruduğunu, özel mülkiyete konu olmayacağını, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi dere yatağındaki iri malzemelerin toplanarak dere akışının kapatıldığını, kabul kararının hatalı olduğunu belirterek ve re'sen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16, 17 ve 18. maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713. maddeleri

3. Değerlendirme

Dava konusu bölüm..... İlçesi ... köyünde 1977 yılında yapılan kadastro çalışmalarında yol olarak tespit harici bırakılmıştır.

Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünde zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.

Yüksek Harita mühendisi bilirkişisi tarafından hazırlanan rapor ve ek raporda; 1953, 1973 ve 1990 tarihli hava fotoğraflarının incelenmesinde, dava konusu taşınmaz bölümünün derenin toprak yapısı ile aynı nitelikte olduğu, fotoğrafta ekili ve biçili tarlalar çok net bir şekilde görülebilirken dava konusu yerin bu tarlalardan farklı, boş çorak bir toprak yapısına sahip olduğu, kullanılmayan alanlardan olduğu, derenin devamı veya yatağı olduğu, dava konusu taşınmaz bölümünün 20 yıldan beri nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyetlik şartının sağlanmadığı, imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmediği, bugün kullanılan sınırların net bir şekilde anlaşılamadığının tespit edildiği belirtilmiş; üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda ve ek raporda çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde 2013 yılı itibarı ile 10-15 yaşlarında toplam 12 adet ağaç bulunduğu, ağaçların 1990-1995 yılları arasında dikildiği, toprak yapısının taşlı olduğu, 1990 tarihli hava fotoğrafında davaya konu alanın diğer tarım arazilerinde görülen beyaz parlak alan olarak görüldüğü, bu beyaz alanın hasat edilen buğdayın arazide kalan hasat ve harman sonucu sap saman kalıntılarından kaynaklandığı, 2005 tarihli hava fotoğrafında davaya konu alanın sınırlarının belirgin olup ceviz ağaçlarının çok açık bir şekilde sıra halinde göründüğü, toprak zemin renginin komşu tarım arazileri ile aynı renk tonunda olduğu, tarım arazisi olarak kullanıldığı, derenin ıslahından sonra dava konusu alandaki taşların toplandığı, toprak işlemesinin yapıldığı, 1976 yılından itibaren emek ve masraf sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildiği, imar ve ihya edildiği belirtilmiş; keşifte beyanlarına başvurulan mahalli bilirkişiler dönemsel olarak arazinin eğimli yapısı sebebi ile dava konusu taşınmazı sel bastığını, dava konusu taşınmazın bulunduğu kısmın öncesinde dere yatağı ve yol olduğunu, derenin 1976 yıllarında ıslah edildiği, 40 yıl önce yol yapıldığını, yol yapılırken davacıdan müsaade istendiği ve davacının yol yapılmasına izin verdiğini, dava konusu taşınmazın derenin ıslahından sonra yaklaşık 15-20 sene boş kaldığını, daha sonra davacının ceviz ağaçlarını diktiğini beyan etmişlerdir.

Dosya içesindeki hava fotoğraflarının ziraat bilirkişi kurulunca da incelendiği ve bu hususta görüş bildirildiği, ziraat bilirkişi kurulunun hava fotoğrafları üzerinde yaptığı inceleme sonucu hazırladığı rapor ile harita mühendisinin hazırladığı raporun tamamen bir biri ile çeliştiği, ayrıca mahalli bilirkişi beyanları ile de çeliştiği anlaşılmaktadır. Hava fotoğrafı inceleme konusunda ehil olmayan ziraat bilirkişinin bilimsel inceleme ve verilere dayanmayan görüşleri karşısında bu konuda uzman olan harita mühendisi bilirkişinin hazırladığı rapora ve bu rapor ile uyumlu mahalli bilirkişi beyanlarına değer vermek gerekir. Bu beyan ve rapora göre nizalı taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğu, imar-ihya tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmediği, taşınmaz bölümünün yüz ölçümü dikkate alındığında taşınmazın sınırına dikilen ağaçların dışında kullanımın olmadığı, neticeten kanunda aranan imar ve ihya ile ekonomik amaca uygun nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyetlik şartlarının oluşmadığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabul kararı verilmesi isabetli olmamıştır.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekili, davalı .... Köy Tüzel Kişiliği temsilcisi ve feri müdahil ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden Köy Tüzel Kişiği ve fer'i müdahile iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.