"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2625 E., 2022/790 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ortaca 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/267 E., 2019/88 K.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakan annesi ... ve mirasbırakan babası ...’ün 68 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2’şer paylarını 16.06.2006 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’ya temlik ettiklerini, yapılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, murislerin tüm birikimlerini davalı ve ailesi için kullandığını, davalının ise bakım yükümlülüğünün gereklerini yerine getirmediğini, mirasbırakan...’in temlik tarihinde ve ölümünden kısa bir süre önce hasta olup bunama belirtileri gösterdiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; mirasbırakanların dava konusu taşınmazdaki paylarını ölünceye kadar bakım akdi ile kendisine devrettiklerini, 1980 yılından ölümlerine dek her iki mirasbırakanına da baktığını, onlara sahip çıktığını, mirasbırakanlarca sağlıklarında bakılmadıkları iddiası ile akdin iptali yönünden herhangi bir dava açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ortaca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.03.2019 tarihli ve 2013/267 Esas, 2019/88 Karar sayılı kararı ile; muris...'in 1932 doğumlu olup 2008 yılında vefat ettiği, muris ...'nin 1933 doğumlu olup 2011 yılında vefat ettiği, murislerin ihtiyaç ve gereksinimlerinin bakım akdinin yapıldığı 2006 yılından ölümlerine kadar ve hatta akdin öncesinde de davalı tarafından karşılandığı, miras bırakanlar tarafından bakım borcunun yerine getirilmediği iddiasıyla da bir dava açılmadığı, murislerin evlatları arasında ayrım yapmadığını bildiren taraf tanık beyanları ve davalı ile murislerin beşeri ilişkileri bir arada değerlendirildiğinde miras bırakanların davalıya ölünceye kadar bakım akdi ile yapmış oldukları temlikteki gerçek amaç ve iradelerinin mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediği, aksine temlikin bakım karşılığı yapıldığı, Adli Tıp Kurumu raporu ile muris...’in temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun saptandığı, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, üç kardeş olduklarını, temlik edilen taşınmaz dışında murislerin başka taşınmazının bulunmadığını, muris...’in okuma-yazma bilmesine rağmen temlike ilişkin resmi senette parmak bastığını, bu durumun da murisin temlik sırasında temyiz kudretinin olmadığının kanıtı olduğunu, muris...’e 2006 yılında demans, 2008 yılında demans, şizofreni ve bipolar bozukluk, atipik psikoz teşhisi konduğunu, murislerin bütün mal varlıklarını bir tek çocuklarına devretmesinin söz konusu olamayacağını, murislerin beş dairenin beşini birden davalı oğullarına devredip diğer iki kız çocuklarına hiçbir şey bırakmadıklarını, hastalandığında murislerin bakımının ise davacı tarafından yapıldığını, Adli Tıp Kurumu raporunda temlik tarihinde muris...’in fiil ehliyetini haiz olup olmadığı hususunda tıbbi bir kanaat belirtilemeyeceğinin bildirildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.03.2022 tarihli ve 2019/2625 Esas, 2022/790 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, sağlık durumu itibariyle ehliyetsizlik iddiasına ilişkin inceleme yapıldığı, ilgili kayıtların celp edildiği, Adli Tıp 4.İhtisas Kurulundan rapor alındığı, rapor içeriğine göre ...'ün işlem tarihi olan 16.06.2006 tarihinde fiil ehliyetine haiz olup olmadığı hususunda bir kanaat belirtilemeyeceği şeklinde rapor verildiği, bunun sonucunda da muris...'in ehliyetsiz olduğu yönündeki iddianın ispat edilemediği, dava konusu taşınmazın tapuda 1.307,69 m2 içerisinde ev ve avlu vasfında tescilli olduğu, keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda da mevcut yapının bir adet yığma zemin + 2 normal katlı bulunduğu, zemin ve birinci katın kaba vaziyette olduğu, ikinci katın ise tamamlanmış, oturulmakta olduğu, ayrıca parsel içerisinde 31 m2 alanlı deponun bulunduğu ve tüm unsurların tek tapu halinde oluştuğu, kat mülkiyeti-bağımsız bölüm oluşturacak şekilde kaydın bulunmadığı, bu hali ile murisin sözleşme yaparken 5 daireyi birden davalıya verdiği yönündeki iddia karşısında mevcut durum ve tapu kayıtları itibariyle daha azı ile sözleşme yapmanın resmi kayıt açısından mümkün olmadığı, istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6, 9, 10, 13, 15 ve 706. maddeleri,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237, 611 ve 614. maddeleri,
2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26. maddesi,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1932 doğumlu mirasbırakan ...’ün 30.08.2008, 1933 doğumlu mirasbırakan ...’ün 15.02.2011 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak davacı kızı ..., davalı oğlu ... ve dava dışı kızı ...’nin kaldığı, mirasbırakanların 68 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2’şer paylarını 16.06.2006 tarihinde oğulları davalı ...’e ölünceye kadar bakım akdi ile devrettikleri, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 27.02.2017 tarihli raporu ile mirasbırakan ...'ün işlem tarihi olan 16.06.2006 tarihinde fiil ehliyetini haiz olup olmadığı hususunda tıbbi bir kanaat belirtilemeyeceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.