"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/125 E., 2021/342 K.
DAVACILAR : ..., ..., ..., ... vekili Avukat ..., ..., ...,
..., ..., ...
DAHİLİ DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAHİLİ DAVALILAR : ... Mirasçıları ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ..., Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Kısmen Kabul-Kısmen Karar Verilmesine Yer Olmadığına
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile bedel istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın ..., ... ve ... yönünden kısmen kabulü ile kısmen reddine, davacı ... yönünden reddine ve kalan davacılar yönünden açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairenin 03.03.2021 tarih, 2021/9 Esas, 2021/1189 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın davacı ... yönünden kısmen kabulü ile kısmen reddine, diğer davacılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; kararın bir kısım davacılar ..., ..., ... ve mirasçı ... vekilleri ile dahili davalılar vekili ve davacı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakanları ...’in 354 ada 7 parsel sayılı taşınmazını mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla oğlu...’a devrettiğini, ...’ın ölümü ile taşınmazın mirasçılarına intikal ettiğini, bir kısım mirasçıların dava dışı yüklenici ... ile 24.09.1987 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, inşaatın yapımına başlanılmadan yükleniciye taşınmazda elbirliği mülkiyetinin olduğuna yönelik ihtarname gönderilmesine rağmen yüklenici tarafından akrabası davalı ...’nın ortak yüklenici olarak işe alındığını, bu sırada açtıkları muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiğini, Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.09.1988 tarihli kararı ile tapu kaydına ferağdan men şartı koyulmasına rağmen 5 ve 13 numaralı bağımsız bölümlere isabet eden arsa paylarının durumu bilen konumunda olan davalı ...’e devredildiğini, taşınmaz üzerinde kurulan kat irtifakının iptal edildiğini ileri sürerek davalı ... adına oluşan yolsuz tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, iyiniyetli olmayan davalı ...’nın haksız eylemlerinden doğan zararlarının anılan davalıdan faiziyle tazminini talep etmişler, yargılama sırasında davacı ... davasından feragat etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ...; davacılar ile aralarında hukuki bir ilişkinin olmadığını, eldeki davada taraf sıfatının bulunmadığını; davalı ..., aynı taşınmazla ilgili aynı hukuki sebebe dayalı olarak aleyhine açılan davanın reddedildiğini ve iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09.03.2016 tarih, 2009/1056 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararıyla; davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine; davacı ..., ... ve davacı ... mirasçıları tarafından takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına, davalı ...’e karşı açılan davanın kesin hükmün varlığı nedeniyle reddine; davalı ...’nın ise iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davacı ... mirasçılarının ve ...’nin paylarına düşen 14.455,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalı ...’dan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 03.03.2021 tarih, 2021/9 Esas, 2021/1189 Karar sayılı kararı ile; Elbistan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/3 Esas sayılı dava dosyası içeriği ile davalı ...’nın iyiniyetli olmadığı saptanmış olduğundan haksız eylemleri nedeniyle davacıların uğradıkları zararlardan sorumlu tutulması gerektiği, bu gerekçeyle hükmolunan tazminatın anılan davalıdan tahsiline karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı; Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/136 Esas sayılı dava dosyası sonucunda ...’in iyiniyetli olduğuna ilişkin verilen kararın, aynı iddialar ile açılan eldeki davada kesin hüküm teşkil edeceği gözetilerek davalı ... yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı; bilirkişi raporunda, tapu iptali ve tescil istenen 5 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin dava tarihi itibarıyla toplam değerinin 144.550,00 TL olarak hesaplandığı ve mirasbırakan ...’ye ait veraset ilamındaki payları oranında davacılara isabet eden miktarların belirlendiği ancak davacı ...’nin diğer mirasçılara ait payları satın alarak, toplamda 890568/1612800 paya sahip olduğu gözetilmeden önceki miras payı oranı üzerinden eksik hesaplanan bedele karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı ...’ın diğer mirasçılar ...,...,...’ya ait payları satın alarak toplamda 890568/1612800 paya sahip olduğu, bu sebeple taşınmazdaki pay temlikleri göz önünde bulundurularak davacı ...’nin tüm payı üzerinden tespit edilen 79.818,70 TL tazminatın davalı ...’dan tahsiline, diğer davacılar yönünden hükmün kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacılar ..., ..., ... ve mirasçı ... vekilleri, davalı ... mirasçıları vekili ve davacı ... mirasçısı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davacılar ..., ..., ... ve mirasçı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılar ...,... ve ... yönünden kararda değerlendirme yapılmadan hüküm kurulduğunu, hükme esas alınması gereken bilirkişi raporunun 23.01.2014 tarihli ek rapor olduğunu, buna göre 5 ve 13 nolu bağımsız bölümler için toplam 196.000,00 TL değer tespit edildiğini, bu durumda davacı ...'nin 890568/1612800 payına karşılık gelen değerin 79.818,70 TL değil 108.228,75 TL olduğunu, diğer davacılardan ...'nun 23436/1612800, ...'nin 23436/1612800 ve ...'in 78120/1612800 payı bulunduğunu, anılan davacılar yönünden de bu pay oranlarına göre hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...'in dava konusu taşınmazdaki payı resmi akitle devraldığını, davacıların ise devirden sonra mirasbırakan ...'in mirasçısı olduklarına dair veraset ilamı aldıklarını, dava tarihinin 10.01.1991 olduğunu, davalı ...'in ise 30.12.1991 tarihinde 5 ve 13 nolu bölümleri davalı ...'e devrettiğini belirterek davalının iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu ve TMK'nın 1023 üncü maddesi uyarınca iktisabının korunması gerektiğini, eksik soruşturma ile karar verildiğini, herhangi bir zarar doğmuş ise bu zararın yükleniciden ve diğer mirasçılardan tahsil edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davacı ... mirasçısı ... temyiz dilekçesinde özetle; davacılardan ...'nun 24.12.2013 tarihinde ölmüş olmasına rağmen mirasçıları davaya dahil edilmeden hüküm tesis edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 640 ıncı, 705 inci, 1022/1 inci, 1023 üncü, 1024/2 nci maddeleri.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 55, 59, 114/1-d, 115 ve 150 nci maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 30.11.1988’de ölümü üzerine geriye mirasçı olarak davacı kızları ..., ...,... dava dışı ... ve ... ve ölü oğlu...’ın mirasçılarının kaldığı, mirasbırakanın dava konusu 354 ada 7 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle oğlu...’a devrettiği, ...’ın 1972 yılında ölümü üzerine taşınmazın mirasçılarına intikal ettiği, ...mirasçılarının dava dışı yüklenici ile 24.09.1987 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıkları, sözleşme kapsamında mirasçıların bir kısım paylarını 01.09.1988 tarihinde davalı ... ile dava dışı ...’e devrettikleri, aynı tarihte kat irtifakına geçildiği, bu sırada mirasbırakan ...’nin... dışındaki mirasçıları tarafından 12.07.1988 tarihinde Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/17 Esas sayılı dosyası üzerinden... mirasçıları aleyhine muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, yargılama sırasında ..., ... ve yüklenici H. ...’ın davaya dahil edildikleri, 19.12.1997 tarihinde davanın kabulü ile tapu iptal ve tescile karar verildiği, kararın Dairece onanarak kesinleştiği ancak hükmün infaz edilememesi nedeniyle verilen 31.05.1999 tarihli tavzih kararı ile hükmün tapu kaydının iptaline ilişkin fıkrasının dahili davalıları da kapsadığına karar verildiği, tavzih kararının da onanarak kesinleştiği ancak yargılama aşamasında ihtiyati tedbirin kalktığı sırada davalı ...’nın taşınmazdaki bir kısım payını davalı ...’a ve ...’a devrettiğinin anlaşılması üzerine bu kez Elbistan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/3 Esas sayılı dosyası üzerinden aynı davacılar tarafından aynı davalılar ve ... aleyhine tapu iptali-tescil, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açıldığı, Mahkemece önceki iptal hükmü nedeniyle davalı ..., ... ve H.... yönünden açılan tapu iptali ve tescil davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... yönünden açılan davanın tefrikine, diğer taleplerin ise kısmen kabulüne karar verildiği, tefrik edilen davanın Mahkemenin 2000/136 Esasına kaydedildiği, yargılama sonucunda davalı ...’un taşınmazdaki 5 ve 13 numaralı bağımsız bölümlere isabet eden 50400/161800 arsa payını taşınmaz üzerinde tedbir olmadığı sırada satın aldığı ve iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Somut olaya gelince; eldeki davanın, mirasbırakan ...’in mirasçıları olan davacılar , ...,...,... ve mirasbırakanın 2000 yılında ölen kızı ...’nin mirasçılarından ... tarafından açıldığı, davacı ...’ın 24.12.2013 tarihinde ölümü üzerine mirasçılarından ... ... ve ...’nin, davacı ...’in 2014 yılında ölümü üzerine mirasçıları ... ve ...’in davaya dahil oldukları, Mahkemenin 09.03.2016 tarihli kararıyla davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davacılar ...,...,... ile ... mirasçıları ... ... ve ... tarafından takip edilmeyen davanın açılmamış
sayılmasına, davacılar ... ve ...’in mirasçıları dahili davacılar ... ve ... yönünden ise tapu iptal ve tescil isteğinin kesin hüküm nedeniyle reddine, davalı ...’nın ise iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davacı ... mirasçılarının ve ...’nin paylarına düşen 14.455,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalı ...’dan tahsiline karar verildiği, anılan kararın davacı ... ve davalı ... tarafından temyiz edildiği ve Dairenin 03.03.2021 tarihli kararı ile tapu iptal ve tescil isteminin reddedilmesinde ve davalı ...’nın iyiniyetli olmadığı saptanarak davalı ... aleyhine bedele hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacı ...’nin diğer mirasçılar ...,...,...’ya ait payları aşamada satın alarak toplamda 890568/1612800 paya sahip olduğu gözetilmeden önceki miras payı oranı üzerinden bedele karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile kararın bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyularak davacı ...’nin tüm payı üzerinden tespit edilen 79.818,70-TL tazminatın davalı ...’dan tahsiline, diğer davacılar yönünden hükmün kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, temyize konu bu kararın davacılar ..., ..., ... ve mirasçı ... vekili, davalı ... mirasçıları vekili ve davacı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
4. Hemen belirtmek gerekir ki; kanun yollarına ancak davanın tarafları ve kanuni temsilcileri ile vekilleri başvurabilir. Bir başka ifade ile davanın tarafları dışındaki (üçüncü) kişilerin kanun yollarına başvuramayacağı kuşkusuz olup eldeki davanın mirasbırakan ...’in mirasçıları olan davacılar ..., ..., ...,... ve mirasbırakanın 2000 yılında ölen kızı ...’nin mirasçılarından ... tarafından açıldığı, temyize konu kararın ise ...’nin mirasçılarından ... tarafından da temyiz edildiği, anılan mirasçı tarafından açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığı, dolayısı ile hükmü temyiz etmekte hukuki yararı olmadığı anlaşıldığından mirasçı ...’ın temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
5. Davacı ... ve dahili davacı ...’in temyiz itirazlarına gelince:
Bilindiği üzere; usuli kazanılmış hak (müktesep hak), bozmaya uyan mahkemenin bundan vazgeçip daha sonra direnme kararı verememesi veya bozmaya uyması sonucunda verdiği kararı Yargıtayın ilk bozma kararı ile benimsemiş bulunduğu hususlara aykırı bir biçimde ikinci kez bozamaması, Yargıtayca bozma sebebi olarak görülmeyen hususların kesinleşmesi ve (istisnalar dışında) artık o konunun bir bozma nedeni teşkil edememesi gibi taraflardan biri lehine (yararına) usul (şekil) hukukunun yarattığı ve uyulması gereli haktır.
Somut olayda; Mahkemenin 09.03.2016 tarihli kararıyla davacı ... yönünden takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına, davacı ...’in mirasçıları dahili davacılar ... ve ... yönünden ise toplam 14.455,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalı ...’dan tahsiline karar verildiği, anılan kararın davacı ... ve davacı ...’in mirasçıları tarafından temyiz edilmediği, başka bir ifade ile anılan davacı ve dahili davacı yönünden verilen 09.03.2016 tarihli kararın davalı ... lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetildiğinde davacı ... ve dahili davacı ...’in temyiz itirazlarının reddi gerekir.
6. Davacı ... ve davalı ... mirasçılarının temyiz itirazlarına gelince; temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı ... ve davalı ... mirasçılarının temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
7. Davacı ... mirasçısı ...’nün temyiz itirazına gelince;
Miras yoluyla intikali mümkün hakların konusunu oluşturduğu bir davada davacının ölümü hâlinde HMK’nın 55 inci maddesi gereğince Mahkemece, davacının mirasçılarının tamamı tespit edilerek davadan haberdar edilmeleri gerekir. Davacının tek bir mirasçısının bulunması hâlinde bu mirasçı, birden fazla mirasçısının bulunması hâlinde de TMK’nın 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye elbirliğiyle malik olmaları sonucu aralarında HMK’nın 59 uncu maddesi gereği mecburi dava arkadaşlığı bulunan mirasçıların tamamı davadan haberdar edilerek mirasbırakanları tarafından açılan davaya devam etme iradesinde olup olmadıkları belirlenmelidir. Bu doğrultuda yapılacak tebligatlar sonrasında mirasçıların terekeyi kabul veya ret etmemiş olmaları hâlinde TMK’nın 606 ncı maddesinde belirlenen üç aylık mirasın reddine dair süre beklenerek mirasçıların tamamının davaya katılımı ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilir. Ayrıca gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Mahkemece, davayı takip için kayyım tayin edebilecektir. Ancak her hâlükarda davacının ölümünden sonra yargılamaya devam edilebilmesi için mahkemece mirasçıların tamamının davaya katılımının sağlanması veya terekeye temsilci atanması yoluyla taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilip hüküm kurulması gerekir.
Nitekim, 6100 sayılı HMK'nın 27 inci (1086 sayılı HUMK'un 73.) maddesi gereğince taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam olunamaz. Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup anılan hususun yargılamanın her aşamasında temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği; öte yandan, "kamu düzeni" ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği açıktır.
Somut olayda; davacı ...’nun Mahkemenin ilk karar tarihinden önce 24.12.2013 tarihinde öldüğü, geride oğlu ... ile kızları ... ve kızı ... ile 2011 yılında ölen oğlu ...'nün mirasçıları ..., ... ve ...'nün mirasçı olarak kaldığı, mirasçılardan ... ... ve ... ’nun davaya dahil oldukları ancak davacının diğer mirasçıları ..., ..., ... ve ...'nün davaya dahil edilmedikleri, Mahkemece 16.01.2015 tarihli duruşmada mirasçılar ... ve ... yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına, 09.03.2016 tarihli karar ile de davacı ... mirasçıları ... ... ve ... tarafından takip edilmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın anılan mirasçılar tarafından temyiz edilmediği ancak davaya dahil edilmeyen diğer mirasçılara gerekçeli kararın ve Dairenin bozma kararının tebliğ edilmediği anlaşılmakta olup taraf teşkili sağlanmadan davacı ... yönünden 09.03.2016 tarihli karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davacı ...’nun ölümü ile tüm mirasçılarına davetiye çıkartılıp usulüne uygun şekilde tebliğ yapılarak duruşma günü ve saatinden haberdar edilmeleri ve hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanıp davacı ...’nun bir kısım mirasçılarına hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan yukarıda açıklanan usul hükümlerine aykırı olacak şekilde 09.03.2016 tarihli karar ile davanın açılmamış sayılmasına; anılan kararın bozulması üzerine temyize konu eldeki karar ile davacı ... yönünden hükmün kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Mirasçı ... yönünden 27.01.2022 tarihli bir kısım davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacılar ..., ... ve dahili davacı ... ile davalı ... mirasçıları vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile davacılar ..., ... ve dahili davacı ... yönünden usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
3. Davacı ... mirasçısı ...’nün yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile davacı ... (dahili davacılar ... ... ve ...) yönünden hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Mirasçı ... ve davacı ... mirasçısı ... tarafından yatırılan bir harç bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 4.089,41 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ... mirasçılarından;
Aşağıda yazılı 346,90'ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılar ..., ... ve ...’den ayrı ayrı alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...