"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2007/53 E., 2009/324 K.
Mahkeme kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine özetle; Sivas ili, Hafik ilçesi, Emre köyünde kain 1117 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit edildiğini, 10.03.1999 tarihinde davalıların itirazı üzerine tespit iptal edilerek davalılar üzerine kayıt ve tesciline karar verildiği, söz konusu taşınmazın mütegayyip şahıs arazisi olduğunu, en az 30 yıldır işlenmediğini, meyil itibariyle tarıma elverişli olmadığını, en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliklerinin oluşmadığını ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescil edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar; duruşmadaki beyanlarında davayı kabul etmediklerini, taşınmazın babaları ...’dan kaldığını, tapulu arazi olduğunu ve halen kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; Şubat 1952 tarih ve 153 sıra nolu tapu kaydının davaya konu taşınmazı kapsadığını, davanın haksız olduğunu belirterek reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahallinde yapılan keşif, bilirkişi beyan raporları ile tapu kayıtları ve tüm dosya kapsamından, evveliyatında 1117, 1118, 1119, 1120 ve 2667 parsel sayılı taşınmazların bir bütün oldukları, 1118, 1119 ve 1120 parsellerin aynı zabıt kaydına dayandıkları, davalılar murisi ... ve erkek evlatları tarafından kullanıldığı, sonrasında ... mirasçıları arasında yapılan taksimle 1117 parselin davalılardan ...'a düştüğü ve halen davalı ... tarafından kullanılmakta olduğu, davalı ...'ın ilk celseden itibaren davayı takip ettiği, bu durumun hayatın olağan akışına göre mirasçılar arasındaki taksimi destekler nitelikte olduğu, ancak tapuda intikalin gerçekleşmediği, 1117 parsel sayılı taşınmaza komşu parsellerin dayanak kayıtlarının zemini okuduğu, davalıların zilyetliklerine ara vermedikleri, taşınmazın kuru tarıma elverişli olduğu, dava konusu yerde Ermeni ve mütegayyip şahıslardan kalma yer bulunmadığı, davacı Hazinenin iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın tapulama tutanağında mütegayyip şahıs arazisi olduğu beyan edilerek Hazine adına tespitinin yapıldığını, kaçak ve yitik kişilerden kalan tapulu ve tapusuz taşımazların kanunlar uyarınca Devlete intikal edeceğini ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, şahıslara satıldığına ilişkin satış olgusunun resmi belgelerle kanıtlanamadığını, esas alınan raporların yetersiz olduğunu, zirai bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın tarım arazi niteliğinde olduğunu açık ve duraksamaya mahal bırakmayacak şekilde gösterir yeterlilikte olmadığını, fen bilirkişi raporunun tam ve anlaşılır şekilde olmadığını, tapulama tutanağını düzenleyen muhtar ve tespit bilirkişilerinin keşifte dinlenmediklerini, dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihi, nasıl zilyet olduğu, taşınmazın öncesinin ne olduğu, nasıl kullanıldığı ve kime ait olduğu gibi hususların olaylara dayalı olarak açıklığa kavuşturulmadığını, dava konusu taşınmazın terk edilmiş olup ekonomik amacına uygun bulunmadığını, Yasa'nın aradığı yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan eksik inceleme sonucu karar verildiğini belirterek ve re'sen gözetilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro çalışmaları sırasında, Sivas ili Hafik ilçesi, Emre köyünde kain 1117 parsel sayılı taşınmazın 20 yıl aralıksız nizasız malik sıfatıyla Hasan oğlu Mehmet Tokgöz'ün zilyet bulunduğu, mütegayyip şahıs arazisi olduğundan zilyedinin herhangi bir resmi belge ibraz edemediği belirtilerek Hazine adına 07.11.1983 tarihinde tespit edildiği, ilan süresinde 29.01.1985 tarihinde davalı ... tarafından itiraz üzerine 10.03.1999 tarihli Komisyon kararı ile Hüseyin evlatları ..., ..., ..., ... adlarına 1/4 hisseli olarak tespitine karar verildiği, 14.05.2005 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davalıların dayandığı Şubat 1952 tarih 153 sıra numaralı tapu kaydı her ne kadar revizyon görmemiş ise de; tapu kaydının doğu ve batı hudutlarındaki sınırlarına orta yol ve tepe şeklinde değişebilir sınırlı olması nedeni ile davalı taraf en fazla tapu kayıt miktarı kadar yer alabilecektir. Tapu kayıt miktarı 25.000 m2'dir. Çekişmeli taşınmaza komşu olup fen bilirkişi raporunda tapu kaydının kapsadığı alan içerisinde gösterilen ve davalılar adına belgesizden tescil edilen taşınmazların toplam yüz ölçümünün tapu kayıt miktarından çok daha fazla olduğu anlaşıldığından artık davalı tarafın tapu kaydına dayanması mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davacı Hazine taşınmazın mütegayyip şahıs arazisi olduğu iddiası yanında özel mülkiyete konu olamayacığına ve davalıların malik sıfatıyla zilyetliklerinin oluşmadığına da dayandığına göre uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözülmesi gerekmektedir. Mahkemece bu konuda yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yine taşınmaz bölümlerine komşu 3128 sayılı mera parseli bulunmasına rağmen yöntemine uygun mera araştırması da yapılmamıştır.
Doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, tespit tarihinden en az 15-20-25 yıl öncesine ait ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları celp edilerek dosya arasına konulmalı ve ardından mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, jeodezi veya harita mühendisi bilirkişi, 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tescili istenen çekişmeli taşınmaz bölümlerinin hangi tarihten beri kim veya kimlerin zilyetliğinde olduğu, zilyetliğin kimden kime ve ne şekilde geçtiği, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin kesintiye uğrayıp uğramadığı, zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği, öncesinin mera veya meradan açma olup olmadığı, komşu mera parseli ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için aydınlatılması gereken tüm hususlar ile çekişmeli taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş iseler ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, gerektiğinde bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; jeodezi ya da harita mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları ve uydu fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmaz bölümlerinin imar-ihyaya tabi taşınmazlardan olduğu saptandığı takdirde imar-ihyanın tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeli ve buna göre dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığı hesaplanmalı; ziraat mühendisleri kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümleri ile çevresindeki taşınmazlar arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı, taşınmaz bölümlerinin niteliği, eğimi, toprak yapısı, bitki örtüsü itibariyle özel mülke konu olup olamayacağını belirtir şekilde taşınmaz bölümleri üzerinde varsa ağaçların yaşlarını, cinslerini ve ne suretle kullanıma konu olduklarını açıklayan, taşınmaz bölümlerinin ve çevresinin işaretlendiği, bitki desenini ve diğer yönlerden mera vasfında veya meradan açma olup olmadığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün, (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Dosyanın Hafik (Kapatılan) Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,1086 sayılı HUMK'un 440/III-2. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,23.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.