"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/236 E., 2023/563 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/116 E., 2020/114 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; 1591 ve 1391 parsel sayılı taşınmazları 15.08.1985 tarihinde satın aldığını, sözleşmede sehven 1365 parsel yazıldığını, 1365 parsel sayılı taşınmazı davalıların kullandıklarını, davalılar adına kayıtlı olan 1591 ve 1391 parsel sayılı taşınmazları kendisinin aldığını ve fiili olarak kendisinin kullandığını, davalıların kullandıkları taşınmazın kendi adına, kendisinin kullandığı taşınmazların ise davalılar adına kayıtlı olduğunu, satın aldığı tarlanın çevresinin belirlemek için götürdüğü haritacının satın aldığı yerin fiilen kullandığı yer olmadığını söylemesi üzerine durumu öğrendiğini ileri sürerek fiili olarak kullandığı yerin tapu kaydının iptali ile adına tesciline, davalıların fiili olarak kullandığı yerin tapu kaydının iptali ile davalılar adına kaydına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., ... ... ve ...; zamanaşımının geçtiğini, babasından kalan birçok taşınmaz olduğunu, kendisinin ve diğer hissedarların taşınmazları kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ..., ..., ... ve ...; taşınmazı kendilerinin kullanmadığını, köyde yerler yanlış bilindiği için birçok kişinin birbirinin tarlasını kullandığını, davacının uzun süre taşınmazı kullanmasının ona hak kazandırmayacağını, TMK'nın 713. maddesine göre tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmazın kazanılabileceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ... 30.01.2020 tarihli celsede; davacı ...’nin 35 yıl kadar önce 1391 ve 1591 parsellerin olduğu yerdeki tarlayı satın aldığı, o zamandan beri de ekip biçtiği, ...’nın da ... ... olan dayılarından tarla aldığı, onun tarlasının da 1365 parsel olduğu ve orayı ekip biçtiği, böyle bir karışıklık olduğu, davacının davasında haklı olduğu ve davayı kabul ettiği yönünde beyanda bulunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hak düşürücü sürenin geçtiği, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verildiği için vekalet ücretinin de doğru olduğu gerekçesiyle başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle:
a. Davanın zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tesciline ilişkin olduğunu, Yerel Mahkemenin davanın hukuksal sebebini değerlendirirken hataya düştüğünü,
b. TMK’nın 713. maddesinin olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının düzenlediğini, Anayasa Mahkemesinin TMK’nın 713/2. maddesindeki "ölmüş” sözcüğünü iptal ettiğini, iptal kararının yürürlük tarihinden önceki dönemde şartlarını yerine getirmiş olan zilyetlerin taşınmazın maliki olmaya hak kazanacaklarını,
c. Müvekkilinin 15.08.1985 tarihinden itibaren taşınmazın zilyetliğini taşınmaz malikinin rızası ile devraldığını, nizasız ve fasılasız 20 yılı aşkın bir süre devam ettirdiğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap ettiğinin dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, hata hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Hemen belirtmek gerekir ki, Mahkemece ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın hata hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olarak nitelendirildiği gözetilerek HMK’nın 140. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince uyuşmazlığın bu hukuki sebep esas alınmak suretiyle çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Somut olayda; 1365 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden ... ...’nın, ... ...’nın, ... ...’ın ve ... ... mirasçılarının paylarını 15.08.1985 tarihinde, maliklerden ... ...’nın ve ... ...’nın ise paylarını 25.12.1986 tarihinde davacı ...’ye temlik ettikleri görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 435,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.