"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/328 E., 2023/267 K.
HÜKÜM : Asıl Dava Kısmen Kabul-Kısmen Ret, Birleştirilen Dava Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli davadan dolayı bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Dairenin 22.02.2022 tarih, 2021/6795 Esas, 2022/1382 Karar sayılı kararıyla bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, karar davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili; Sakarya ili, ... ilçesi, ... Köyünde kain Haziran 1938 tarih 48 sıra nolu tapu kaydı ile kayıtlı 12.600 m2 miktarlı tarla vasıflı taşınmazın 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında uygulanmadığını, taşınmazın kadastro çalışmaları sonucu 102 ada 13 parselin davalı ... adına 5.558,60 m2 miktarlı fındık bahçesi olarak; 102 ada 14 parselin davalı ... adına 14.807,85 m2 miktarlı ahşap bir katlı ev ve fındık bahçesi olarak tespit edildiğini, Maliye Hazinesi adına olan tapu kaydının bu taşınmazların içerisinde kaldığını, taşınmazın “mütegayyib eşhastan ve Ermeni milletinden metruken Hazineye intikal eden” ve Hazine adına tescil edilmesi gereken yerlerden olup hiçbir şekilde şahıslarca kazanılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tapu kaydı kapsamında kalan kısmın ifrazına, ayrı parsel numarası verilerek takyidatlarından ari olarak Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen davada davacı vekili; Haziran 1938 tarih 53 sıra nolu 9.375 m2 miktarlı tapu kaydının 102 ada 14 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığını ileri sürerek davalı ... adına kayıtlı tapu kaydının iptali ile Hazinenin tapusunda kalan kısmın takyidatlarından ari olarak Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Asıl ve birleştirilen davada davalı ...; dava konusu 102 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tamamını 1878 yılından beri ailece kullandıklarını ve bu durum tespit edilerek kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın adına tespit edildiğini, TMK’nın 713. maddesine göre olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap şartlarının da oluştuğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Asıl davada davalı ... aşamalarda; dava konusu taşınmazın atalarından intikalen gelen taşınmaz olduğunu, çok uzun zamandır tarım arazisi olarak kullanıldığını, taşınmazın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/169 Esas, 2002/92 Karar sayılı kararı ile adına tescil edildiğini, kesin hüküm bulunduğunu, davacının dayandığı tapu kaydının uygulanabilir olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEMESİ KARARI
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2015 tarih, 2011/16 Esas, 2015/361 Karar sayılı kararıyla; davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının sınırları itibarıyla her yere uyabilecek nitelikte olup çekişmeli taşınmazları kapsamadıkları ve zilyetlikle kazanım koşullarının davalılar lehine oluştuğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.04.2018 tarih, 2015/17722 Esas, 2018/2454 Karar sayılı kararıyla; tapu kayıtlarından Haziran 1938 tarih ve 48 sıra numaralı tapu kaydının 12.600,00 metrekare miktarında, Haziran 1938 tarih ve 53 sıra numaralı tapu kaydının ise 9.375,00 metrekare miktarında olduğu, davacı Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının üç hudut itibariyle çekişmeli taşınmazları kapsadığı, tapu kayıtlarının “Öz” ve “Hali Arazi” sınırları nedeniyle gayri sabit sınırlı olup miktarları ile geçerli olacağı, tapu kayıtlarının miktarı ile dahi taşınmazları kapsadığı ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma kararına karşı davalılar tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.04.2019 tarih, 2018/4838 Esas, 2019/2533 Karar sayılı kararıyla davacı Hazinenin dayandığı her iki tapu kaydının kuzeyinin "Abdullah oğlu Şükrü", batısının "yol" okuduğu, diğer yönleriyle de tapu kayıtlarının birbirlerini sınır olarak göstermediği, bu nedenle tapu kayıtlarından yalnızca birinin dava konusu taşınmazları kapsadığının kabulü gerektiği, Haziran 1938 tarih 48 nolu tapu kaydının dava konusu taşınmazları üç hududu itibariyle kapsadığı, aynı tarih 53 nolu tapu kaydının ise batısında okunan hali arazi ile kuzeyde okunan Abdullah oğlu Şükrü tarlası ile arasında dere ve kısmen de şahıs tarlası olması karşısında 12.600 metrekare yüz ölçümlü Haziran 1938 tarih 48 nolu tapu kaydına değer verilmesi gerektiği, miktarıyla geçerli Haziran 1938 tarih 48 nolu tapu kaydının kapsamının çekişmeli 102 ada 13 parselin kuzey sınırından başlamak üzere batısında bulunan yol ve çekişmeli 102 ada 14 parselin doğusunda bulunan dere ile irtibat kesilmeksizin 12.600 metrekare yüz ölçümündeki kısmının belirlenmesi suretiyle bu kısmın Hazine adına tesciline, kalan kısmın da 102 ada 14 parsel maliki adına tesciline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairenin 09.04.2018 tarih 2015/17722 Esas, 2018/2454 Karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İkinci Karar
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.04.2021 tarih, 2019/331 Esas, 2021/160 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca davanın kısmen kabulü ile kısmen kısmen reddine, 10.02.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 102 ada 14 parselin 7041.41 m²’lik kısmı ile 102 ada 13 parselin tümü olan 5558.60 m²’lik toplamda 12.600 m²’lik kısmının tapu kaydının iptali ile 102 adanın son parsel numarasından sonraki parsel numarası verilmek suretiyle davacı Hazine adına tesciline, 10.02.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 7766.45 m²’lik kısmın davalı ... adına tesciline, 10.02.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokinin kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Bozma Kararı
Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 22.02.2022 tarih, 2021/6795 Esas, 2022/1382 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davacı Hazine tarafından asıl davada dayanılan Haziran 1938 tarih 48 sıra nolu tapu kaydına değer verilmek suretiyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak asıl davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verildiği halde asıl davada reddedilen kısım üzerinden davalı ... lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmemesinin, birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin A bendine aykırı olarak davacı Hazine yararına harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiş olmasının ve krokide (A) harfi ile gösterilen kısım 7.041,40 m2 olarak belirlendiği halde, hükümde bu kısmın 7.041,41 m2 olarak belirtilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile karar bozulmuştur.
F. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyiz Konu Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; bozma kararındaki gerekçe benimsenmek suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, dava konusu taşınmazların 18.02.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 102 ada 14 parselin 7.041.40 m²’lik kısmı ile 102 ada 13 parselin tamamı olan 5558.60 m²’lik toplamda 12.600,00 m²’lik kısmın tapu kaydının iptali ile 102 adanın son parsel numarasından sonraki parsel numarası verilmek suretiyle davacı Hazine adına tesciline; 18.02.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 7.766.45 m²’lik kısmın ise davalı ... adına tesciline, 18.02.2021 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokinin kararın eki sayılmasına; birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararı süresi içerisinde davacı Hazine ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
B. Temyiz Nedenleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarının sınırlarının ve yüz ölçümlerinin taşınmazlar ile uyuşmadığını, bu hususun tanık beyanları ile de sabit olduğunu; zira Hazinenin dayandığı tapu kayıtlarından birisinin dava konusu taşınmazlara hiç uymadığı gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verildiğini, dayanak tapu kayıtlarından diğerinin dava konusu taşınmaza uyduğu kabul edilerek sınırların uyarlanması yoluna gidildiğini ancak gerçekte ne yüz ölçümü ne de sınırların taşınmazlara uyduğunu, taşınmazın kaçak ve yitik kişilerden intikal edip/etmediği hususunun tespit edilmediğini, Hazinenin dayandığı tapu kaydının Komisyonunun idari kararı ile oluşturulan bir kayıt olduğunu, idari kararla oluşan tapu kayıtlarının tesisinden geriye doğru 20 yıllık sürede zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmesi halinde zilyetleri adına tescil kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; 39 cilt, 99 sahife, 53 sırada kayıtlı 9.375.00 m² miktarlı Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmazın da aynı şekilde “mütegayyib eşhastan ve Ermeni milletinden metruken” Hazineye intikal eden ve bu sebeple Hazine adına tapu kaydı oluşturulan yerlerden olup hiçbir şekilde şahıslarca kazanılmasının ve şahıslara tescil edilmesinin mümkün olmadığını, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazların tamamını kapsadığını, davanın kısmen kabul edilmesine rağmen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin ve davalı ... lehine iki kere vekalet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, 18. maddesinin ikinci fıkrası, 20. ve 36. maddesinin A bendi.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Sakarya ili, ... ilçesi, ... köyünde kain asıl ve birleştirilen davada dava konusu 102 ada 14 parsel sayılı 14.807,85 m2 miktarlı taşınmazın asıl ve birleştirilen davada davalı ... adına kayıtlı olduğu, anılan taşınmazın 01.04.2005 tarihli kadastro tespit tutanağına göre senetsizden ve Kadastro Kanunu’nun 14. maddesine göre davalı ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 09.06.2005 tarihinde kesinleştiği; asıl davada dava konusu 102 ada 13 parsel sayılı 5.558,60 m2 miktarlı taşınmazın ise 01.04.2005 tarihli kadastro tespit tutanağına göre senetsizden ve Kadastro Kanunu’nun 14. maddesine göre asıl davada davalı ... adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 09.06.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı; özellikle davalar birleştirilse dahi ayrı dava olma özelliklerini korudukları gözetildiğinde temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine ve davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince davacı Hazineden; Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin A bendi uyarınca davalıdan harç alınmasına yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.