Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6333 E. 2024/3896 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen doğal ve arkeolojik sit alanı niteliğindeki taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların doğal ve arkeolojik sit alanı niteliğinde olmasına rağmen 1. grup tescilli kültür varlığı veya 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanı olmadığı, davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği ve bozma ilamına uyularak hüküm kurulduğu gözetilerek, mahkeme kararının tapu kaydına sit alanı şerhi eklenmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/398 E., 2023/538 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarihli 2017/1546 Esas 2021/1613 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, Meram ilçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 10, 131 ada 1, 151 ada 12 ve 15 parsel sayılı taşınmazların doğal sit alanında bulunduğu belirtilerek Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazlara davacının zilyet olduğunu ileri sürerek irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.06.2012 tarih 2010/698 Esas, 2012/324 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 19.01.2015 tarihli 2014/13558 E- 2015/1020 K. sayılı kararıyla; “30.05.2007 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 22.05.2007 tarihli 5663 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin 2. cümlesi değiştirilerek, “Ancak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarındaki taşınmazlar zilyetlik yoluyla iktisap edilemez” hükmüne yer verilmiş olup, 11 inci maddenin değişik son şekline göre, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurullarınca birinci grup olarak tescil ve ilan edilen kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazlar ile 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanlarının iktisabı mümkün değildir. Bunlar dışında kalan arkeolojik sit alanları ile doğal sit alanlarının, diğer iktisap koşulları oluştuğu takdirde kazanılması ve tescili mümkün bulunmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın değişik bu hüküm çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerektiği ” belirtilerek karar bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.11.2016 tarih 2015/244 Esas, 2016/573 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 24.02.2021 tarihli 2017/1546 E- 2021/1613 K. sayılı kararıyla; “Bozma ilamı gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, davacı tarafın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun netleştirilmediği, çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için hava fotoğrafları üzerinde uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi eliyle inceleme yaptırılmadığı, 3 kişilik ziraat mühendisi, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak heyet ile yeniden keşif yapılması, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliklerinin belirlenmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gerektiği ” belirtilerek karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulundan gelen harita ve belgeler yöntemince zemine uygulanarak, bilirkişi kurulu raporunda dava konusu parselin 1. grup tescil ile ilan edilen kültür varlığı olmadığı, 1 ve 2. derece arkeolojik sit alanında yer almadığının belirtildiği, dava konusu taşınmazda dinlenen tanıklar ve bilirkişi raporuna göre davacı lehine imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediğini, yasada aranan şartların gerçekleşmediğini, yargılama giderlerinden Hazinenin sorumlu olamayacağını belirtilerek ve resen görülecek eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11 inci maddesi (Değişik ikinci cümle: 22/5/2007-5663/1 md.)

3. Değerlendirme

Konya ili Meram ilçesi ... Mahallesinde 2004 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 101 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1. derece doğal sit alanı, 151 ada 12 ve 15 parsel sayılı taşınmazların 2. derece doğal sit alanı ve 131 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kentsel arkeolojik sit alanı içinde kaldığı belirtilerek 2863 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinde 5626 sayılı Kanun'un 5 inci maddesiyle yapılan değişiklik nedeni ile tutanağın beyanlar hanesinde davacı kullanıcı olarak gösterilmek suretiyle Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen öteki nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ancak arkeolog bilirkişi raporuna göre, çekişmeli 101 ada 10 parsel sayılı taşınmaz 1. derece doğal sit alanı, 151 ada 12 ve 15 parsel sayılı taşınmazlar 2. derece doğal sit alanı ve 131 ada 1 parsel sayılı taşınmaz kentsel arkeolojik sit alanı içinde kaldığından, tapu kaydına bu hususun şerh verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenle kabulü ile,

Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2023 tarihli hüküm fıkrasının 1. bendinin sonuna " 101 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 1. derece doğal sit alanı, 151 ada 12 ve 15 parsel sayılı taşınmazların 2. derece doğal sit alanı ve 131 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kentsel arkeolojik sit alanı içinde kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince temyiz eden davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

28.05.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.