"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/462 E., 2021/41 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasında görülen müdahalenin önlenmesi ve kal davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, davalının ... Koyunda, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kıyıda ve deniz yüzeyinde beton dolgu, kıyı düzenlemesi yapmak, Ilgın Koyunda da kıyının beton duvarla çevrilerek önüne büyük beton iskele yapmak ve kıyının da toprakla doldurulması suretiyle işgal ettiğinin idarece yapılan denetimlerle tespit edildiğini ileri sürerek, davalının kıyıya ve deniz yüzeyine yönelik müdahalesinin men'i ve üzerindeki muhdesatların kâl'ine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkemece; kıyı kenar çizgisi içinde kalan alana müdahale edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli ve 2018/13175 Esas, 2020/1925 Karar sayılı kararı ile; davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde görülmediği, ancak davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan bahsedilerek, davacı Hazine harçtan muaf olup, keşfen belirlenen değer üzerinden avukatlık ücreti takdir edilmesi gerektiği, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilinin karar düzeltme isteği ise Yargıtay 8. Hukuk Dairesince reddedilmiştir.
3. Mahkemenin 27.01.2021 tarihli ve 2020/462 Esas, 2021/41 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde önceki gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, davacı Hazine lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozmaya uyularak 23.08.2010 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmişse de bu değerin hatalı olduğunu, keşfin 2010 yılında yapıldığını, karar tarihine kadar 11 yıl geçtiğini ve bu süre boyunca işgallerin devam ettiğini, bilirkişilerden ek rapor alınarak dava değerinin belirlenmesi ve bu dava değeri üzerinden Hazine lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava değeri gösterilmemesine rağmen yapılan keşif ile saptanan değer üzerinden nispi harç hesabı yapılmasının ve yine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını, 23.02.2010 tarihli raporda yalnızca (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) kıyı kenar çizgisi içerisinde yer alan kısımlar yönünden inceleme yapıldığını, müdahalenin önlenmesi ve kal bedeline yönelik bir hesaplama yapılmadığı gibi davacı tarafça da bu duruma karşı herhangi bir itiraz yöneltilmediğini, harcın ve vekâlet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerektiğini, hatalı olarak davanın kabulüne karar verildiğini, davalı kooperatif tarafından sahil düzenlemesi amacıyla seneler önce alınan gerekli yazılı izinlerin dosyada mevcut olduğunu, doldurma alan ve iskelenin halka açık olduğunu, kamusal yarar olgusunun oluştuğunu, site sakinleri dışında herkesin sahili kullanabildiğini, bilirkişi raporundaki eksiklikler dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, dava konusu yere ilişkin kiralama çalışmalarının sürdüğü hususunun dikkate alınmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddia edilen taşınmaza müdahalenin önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Anayasa’nın "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43 üncü maddesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 inci maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 715 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; tarafların temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ancak; Mahkemece, duş-2; 4,12 metrekare olduğu halde 4,16 metrekare şeklinde, beton zemin; 485,64 metrekare olduğu halde 485,4 metrekare olarak hüküm tesis edildiği, WC-1 yerine WC-2 yazıldığı anlaşılmakla, hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde bahsedildiği üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Ne var ki; anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7 nci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine,
2. Tarafların temyizi üzerine ve re'sen yapılan inceleme sonucu Mahkeme kararının; hüküm fıkrasının (1-m) bendinde yer alan "4,16 m2'lik" ibaresinin çıkartılarak yerine "4,12 m2'lik" ibaresinin yazılması, (1-n) bendinde yer alan "WC-2" ibaresinin çıkartılarak yerine "WC-1" ibaresinin yazılması, (1) numaralı bendin yirmibir inci paragrafında yer alan "485,4 m2'lik" ibaresinin çıkartılarak yerine "485,64 m2'lik" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine, temyiz eden davacı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.