"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/343 E., 2023/162 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar; davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; maliki olduğu 410 ada 63 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadar bakılacağı inancıyla 11.09.1997 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini, ancak davalının son yıllarda kendisine ve dava dışı annesine bakmadığı gibi son iki yıldır sürekli evine gelerek tehdit, ağır küfür ve hakarette bulunup evden de çıkartmak istediğini, bedelsiz satış işleminin ehliyetsizlik ve hile nedeniyle geçersiz olduğunu, satış esnasında yaşı itibariyle işlemin hukuki sonuçlarını anlama ve değerlendirme yeteneğinin de bulunmadığını, görünen işlem satış olsa da gizlenen işlemin ölünceye kadar bakma akti olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmazsa bedelinin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; çekişme konusu taşınmazın temlikinin ölünceye kadar bakma vaadiyle olmayıp satış yolu ile bedeli mukabilinde yapıldığını, davacının iradesinin fesada uğratılmadığını, satıştan 16 yıl sonra açılan davanın iyiniyetle bağdaşmayıp hak düşürücü ve zamanaşımı süresinin geçtiğini, taşınmaz üzerine yaptırdığı üç katlı binanın birinci katında davacının oturduğunu ve diğer iki katın kirasını da davacının aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.01.2015 tarihli ve 2013/255 E., 2015/4 K. sayılı kararı ile; taraflar arasında muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gibi davalıya yöneltilen yeminin de eda edildiği, eldeki davada davacı tarafça avukata verilen dava vekaletnamesinin temlik tarihinden yaklaşık 17 yıl sonra düzenlenmiş olması ve davacının aklî melekelerinin yerinde olduğunun saptanması karşısında ehliyetsizlik iddiasına da itibar edilemeyeceği, iradeyi sakatlayan haller yönünden ise iddianın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece; "...Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde davacının, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır....Ne var ki, Mahkemece ehliyetsizlik iddiası bakımından yukarıda değinilen ilkeler uyarınca bir araştırma yapılmış değildir. Hâl böyle olunca, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, varsa davacıya ait doktor raporları, reçeteler, hasta müşahade kağıtları vs. temin edilerek temlik tarihinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması, davacının ehliyetli olmadığının anlaşılması halinde davacıya vasi tayin ettirilerek ve davanın vasi huzuruyla görülerek tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde ise hile hukuksal nedeni üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ehliyetsizlik iddiası yönünden Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulunun 21.01.2022 tarihli raporu ile davacının temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun tespit edildiği, hile iddiası yönünden ise hak düşürücü sürenin hileyi öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı, tüm dosya kapsamı ve tanık beyanlarından davacının hileyi öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davayı açmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının davacıyı evden çıkarmak istemesi üzerine davacının hileyi öğrenerek derhal eldeki davayı açtığını, davalının yıllarca davacıya bakacağı kanısını uyandırdığını, tanıkların da davalının davacıyı evden çıkarmak istemesi üzerine dava açtığını beyan ettiklerini, davacının kendi emekleriyle yaptırdığı dava konusu taşınmazını koruyabilmek için eldeki davayı açtığını, maddi bir beklentileri olmadığını, davalıya güvenerek bakılacağı inancıyla yaptığı devirden pişmanlık duyduğunu, hileye uğradığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 410 ada 63 parsel sayılı taşınmazı 11.09.1997 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiği, Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulunun 21.01.2022 tarihli raporu ile davacının temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde, hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Avanos 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.