"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/310 E., 2015/153 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ...; mirasbırakanı ...'dan intikal eden 215 ada 1 parselle bir bütün halinde iken ... köyü kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 215 ada 1 parsel sayılı taşınmaz malikleri adına tescili isteminde bulunmuştur. Bozmadan sonra davacının mirasbırakanı ...'nun dava dışı mirasçıları davaya muvafakat ettiklerini bildirmişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, davaya süresinde cevap vermemişler; davalı köy tüzel kişiliği muhtarı duruşmada davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, makul sürede dava açılmadığı ve tespitten sonra 20 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03.6.2014 tarihli ve 2014/7493 Esas, 2014/7578 Karar sayılı kararıyla; hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş taşınmazlara yönelik olarak açılacak davaları süre yönünden sınırlayan veya kadastro tespit gününden önceki zilyetliğe dayanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığına göre, Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinde isabet bulunmadığı, diğer taraftan 215 ada 1 parsel sayılı taşınmazın iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereğince mirasbırakan ... mirasçıları davacı ... ve arkadaşları adlarına tespit ve tescil edildiği, davacının da tereke adına dava açtığı, iştirak halinde mülkiyet hükümlerinde terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılmasının zorunlu olduğu, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği göz önüne alındığında diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, ya da muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi hususlarına değinilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, taraf teşkilinin sağlandığı, dinlenen mahalli bilirkişi Hüseyin Kurt ile tespit bilirkişisi Şaban Araç'ın beyanlarına göre dava konusu yerin kadimden beri kullanılan bir yol olmadığı, köyde dava konusu yer gibi başka yerlerin de köylüler tarafından geçiş için kullanılabildiği, buraların bu nedenle yol olarak değerlendirilmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... temsilcisi, hava fotoğrafları incelenmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, ayrıca yasal hasım olan davalı ... aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Bilindiği üzere, tapuda kayıtlı olmayan bir yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap edilebilmesi için çekişmeli yerin öncesi itibariyle mülk edinmeye elverişli olması, bu anlamda mera, orman gibi zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olmaması, taşınmazın öncesi imar ihya gerektiren yerlerden ise imar ihyasının tamamlanmasından itibaren kanunda aranan süre boyunca nizasız, fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğin sürdürülmesi gerekmektedir. İddia eden taraf kendi yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğunu her türlü duraksamadan uzak biçimde, bilimsel verilere dayalı deliller ile ispatla mükelleftir.
Mahkemece, 13.09.2013 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 145,98 m2 yüz ölçümlü taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın ne sebeple tespit harici bırakıldığı sorulmamış, niteliğinin ne olduğu ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü açıkça belirlenmemiş, bildirilen tanıklar dinlenmemiş, taşınmazın niteliğini, üzerindeki zilyetliğin başlangıcını ve sürdürülüş biçimini belirlemede en etkili yöntem olan hava fotoğrafları incelenmemiş, aynı hususlarda ziraat bilirkişi dinlenmemiş, yasal ilanlar ve belgesiz araştırması yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza ait eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek çekişmeli taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle belirlenmeli, dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bulunan tüm hava fotoğrafları getirtilerek) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dava konusu taşınmazın niçin tespit harici bırakıldığı hususu Kadastro Müdürlüğünden sorulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile ziraatçi bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü, imar-ihyayı gerektiren yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı tarihi, hangi faaliyetler ile imar ve ihya işlemi yapıldığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, taşınmazın eğimi ve taşlılık durumunu özellikle inceleyip mevcut haliyle tarım arazisi niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğini değerlendirecek biçimde, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını ve taşınmazın değerinin tespitini de içerir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, uydu ve hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, imar-ihyası tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde; teknik bilirkişiden ise keşfi takibe ve denetlemeye elverişli biçimde, krokili rapor alınmalı; TMK'nın 713 üncü maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ilanlar ile gazete ve internet ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması, ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması ve yasal 3 aylık itiraz süresinin dolmasının beklenilmesi, Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Kabule göre, mirasbırakan ...'nun veraset ilamına göre mirasçıları adına tescil kararı verilmesi gerekirken ölü kişi adına tescil kararı verilmesi, dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin
olduğundan, davanın niteliği gereği yasal hasım olan davalı ... aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir.
Öte yandan davaya muvafakat eden mirasçılardan bir kısmının karar başlığında gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ... temsilcisinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,14.03.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.