Logo

1. Hukuk Dairesi2023/6641 E. 2024/4973 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında çatak vasfı ile tescil harici bırakılan taşınmazın tapuya tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın niteliği, üzerindeki zilyetliğin şekli ve süresi hususlarında yeterli araştırma ve inceleme yapmadan, bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeyerek eksik incelemeye dayalı hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/3 E., 2022/282 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Vize ilçesi, ... köyünde yer alan tescil harici taşınmazı malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak kullandığını, taşınmazın çatak vasfı ile tespit dışı bırakıldığını, kadastro krokisinde bu yerin annesi ... yeri olarak gösterildiğini, bu yerin öncesi annesi ...'in yeri olduğunu, 30 yıl kadar önce annesinin bu yeri kendisine bağışladığını ileri sürerek yaklaşık 3000 m2 miktardaki kısmın adına tesciline karar verilmesini istemiş; 16.09.2014 havale tarihli dilekçesinde kardeşlerinin muvafakat vermediklerini beyan ederek taşınmazın babaları ölü ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Vize Mal Müdürlüğü; kadastro çalışmalarının mahalli bilirkişi beyanlarına ve Kanun'a uygun olarak yapıldığını, evveliyatı orman ve çatak niteliğindeki yerlerden olan taşınmazların tapu kaydı, zilyetlik ve zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

ІІІ. МАНКEME KARARI

Mahkemece; dava konusu edilen ve kadastro çalışmaları esnasında çatak vasfı ile tescil harici bırakılan kısmın esasında çatak vasfında olmadığı, evveliyatı itibari ile ve özellikle kadastro çalışmalarından önceki 20 yıldan fazla süre boyunca tarla vasfı ile kullanıldığı, öncesinde ... tarafından kullanılan bu yerin 1988-1989 yıllarında davacıların murisi ...'e satıldığı, onun ölümüne kadar ve ölümünden sonrada mirasçılarının halen tarla olarak kullandıkları gerekçesiyle 19.06.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen toplam 2.271,68 m2'lik kısma yönelik açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve davalı ... Köy Tüzel Kişiliğine yöneltilebilecek bir dava olmadığı değerlendirilerek husumet yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile bu davalı açısından usulden ret kararı verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı suresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.04.2016 tarihli ve 2015/4282 Esas, 2016/4624 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulamanın hüküm vermeye elverişli bulunmadığı, Mahkemece davaya konu taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihi ve nedeninin Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden sorulmadığı, adına tescil kararı verilen kök muris ... ve mirasçıları adına belgesizden mal iktisabı bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, davaya konu bölümün de içinde bulunduğu taşınmaza komşu 470 parsel sayılı taşınmaza uygulanan kaydın dava konusu taşınmaz yönünü bayır okumasına rağmen bu yön üzerinde durulmadığı, fen bilirkişi raporu ve tesis kadastro paftasına göre dava konusu yerin çatak olarak gösterildiği, çatakın ise derin dere yatağı anlamına geldiği halde dere yatağı olup olmadığı, dolayısıyla zilyetlikle kazanıma elverişli olup omadığı hususunda jeoloji bilirkişisinin dinlenmediği, Harita Genel Komutanlığından hava fotografı istenmediği ve uygulanmadığı, davaya konu bölümün tasarruf ve intikal şekli üzerinde durulmadığı, davanın kabulüne karar verildiği halde TMK'nın 713/4. maddesi uyarınca gerekli ilanların yapılmadığı, TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliği yasal hasım olduğu halde köy tüzel kişiliğine husumet yöneltilemeyeceği belirtilerek ... Köyü Tüzel Kişiliğine açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedildiği, bu tür davalarda ilgili Kamu Tüzel Kişiliği ve Hazine yasal hasım olduğu halde aleyhine yargılama giderine hükmedildiği, mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, jeolog bilirkişi, fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif yapılması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 24.05.2021 tarihli fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinin hazırladığı müşterek rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen toplam 2.271,68 m2'lik kısmın çatak vasfında olmadığı, en az 40-50 senedir tarım arazisi olarak kullanıldığı, 30 yıldan fazla zamandır da ... ve mirasçılarının kullanımında olduğu ve davacıların ...'in mirasçısı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarının bozma kararına uygun olmadığını, dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılmasının nedenlerinin araştırılmadığını ve nihayetinde bilirkişiler tarafından bu hususun değerlendirilmediğini, Jeolog bilirkişi tarafından hazırlanan raporda dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın (A), (B), (C) ve (D) olmak üzere 4 parçaya ayrıldığını, bu 4 parçanın metrekare cinsinden ne miktarda yüz ölçümüne sahip olduğunun belirtilmediğini, kot farkının, taraçalanmanın doğal yolla oluşup oluşmadığının açıklanmadığını, yüzeysel bir değerlendirme yapıldığını, Jeolog bilirkişinin aktif dere yatağı ile dava konusu taşınmaz arasında ilişkiden bahsettiği, sonuç kısmında dava konusu taşınmazın aktif dere yatağı olmadığı ve taşkın sahasında bulunmadığının belirtildiğini, aktif dere yatağının nereden geçtiğine ve taşkın sahasının nereye tekabül ettiğine ilişkin bir görsele ya da beyana yer vermediğini, dava konusu parselin muhteviyatında bulunan eğimli, kot farkı bulunan taraçalı alanla bir bütün olarak değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, 01.11.2018 tarihli jeolog bilirkişi raporunda (A) ve (C) olarak gösterilen kısımlarda (dava konusu taşınmazda yer alan taraçalı alanda) taşınmazın diğer kısımlarına nazaran %85'i bulan bir eğim mevcut olduğunun belirtildiğini ve bu kısımların taşınmazın diğer kısımlarıyla bütünlük arz etmediğini, taşınmazın bu kısmının fen bilirkişisince yüz ölçümü yönünden de tespit edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi,

3. Değerlendirme

Mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme araştırma ve uygulama hüküm vermeye elverişli bulunmamaktadır. Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresine ilişkin olarak yeterli değerlendirme içermeyen ziraat bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiş, yine jeodezi-fotogrametri bilirkişi raporunda hava fotoğrafı stereoskopik yönlemle değerlendirilmemiş ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığına yer verilmemiş, taşınmazın kullanılmayan bölümlerine dair herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulması doğru değildir.

Hal böyle olunca; jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi, yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.

Ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, taşınmazın kullanılmayan bölümleri değerlendirilerek komşu

taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı, taşınmazın değerini belirleyen gerekçeli ve taşınmazın fotoğraflarını da içeren rapor alınmalıdır.

Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden hava fotoğrafları üzerinde steoroskopik inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihlerdeki niteliği, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmişse hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve kullanılmayan bölümleri değerlendirilecek şekilde rapor düzenlemesi istenilmelidir.

Fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve uygulanan kayıtların kapsadıkları alanları gösterir şekilde koordinatlı kroki içeren rapor aldırılmalıdır.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.