"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1193 E., 2023/1214 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/543 E., 2023/128 K.
Taraflar arasındaki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ... ve ... ile davalılardan ..., ..., .... ..., ... ve ...'in murisi olan ... ve davacıların murisi olan ...'in kardeş olduklarını, muris ...'nın da ..., ..., ... ve ...'ın babası olduğunu, muris ...'nin 11.12.1986 tarihinde öldüğünü, sağlığında Trabzon ili, .... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 104 ada 23 ve 25 parsel sayılı taşınmazların tamamının malikiyken, 05.02.1985 tarihli ve 195 yevmiye numaralı işlemle birlikte 25 parsel sayılı taşınmazın 12/34'ünü davalı ...'e, 12/34'ünü de ..., ..., .... ..., ... ve ...'in murisi...'e, 17.06.1985 tarihli ve 814 yevmiye numaralı işlemle ise 25 parsel sayılı taşınmazın 8/34'ünü davalı ...'e, 17.06.1985 tarihli 814 yevmiye numaralı işlemle birlikte de 23 parsel sayılı taşınmazın tamamını davalı ...'e devrettiğini, bu devirlerin tapuda satış suretiyle gerçekleştiğini, muris tarafından davalılara yapılan devirlerin muvazaalı olduğunu, devir işlemlerini gerçekleştiren tarafların baba ile kızları olduğunu, yapılan işlemin tamamen davacılardan mal kaçırmak kastıyla gerçekleştirildiğini, müvekkillerinin murisi ...'in, babası olan ...'den daha önce öldüğünden dolayı muris ...'nin davacıları mirasından mahrum bırakmak istediğini ileri sürerek dava konusu 104 ada 23 ve 25 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan kayıtlarının iptali ile murise ait veraset ilamındaki payları oranında müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar ..., ..., ... ...., ..., ..., ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu taşınmazın evveliyatında ..... köyü, Kaledüzü mevkii 278 parsel olarak tapuda kayıtlı ve ortak muris ...'ya ait bir taşınmaz iken murisin sağlığında çocukları arasında yaptığı paylaşım neticesinde devir gördüğünü ve hisseli hale geldiğini, muris ...'nın; ..., ..., ... ve ... olmak üzere 4 çocuğu bulunduğunu, murisin sağlığında kızlarından ...'in evlenerek Van iline gidip yerleştiğini, murisin diğer 3 kızının ise dava konusu taşınmazın bulunduğu .... ilçesinde ikamet ettiklerinden babaya ait taşınmazda kendilerine ev yaptıklarını, yapılan bu evlere ruhsat alınacağı zaman muris ...'nin taşınmazı çocukları arasında paylaştırmaya karar verdiğini, bu karar doğrultusunda taşınmazdaki evler de dikkate alınarak fiili bir paylaşım yapıldığını, yapılan bu fiili paylaşım doğrultusunda da kız çocuklarından ..., ... ve ...'ın taşınmazı kullanacakları yerlerin belirlendiğini, muris ...'nin, Van iline gitmiş olan kızı ...'in ölmüş olması nedeniyle ona düşen payın ... mirasçılarına para olarak ödenmesine karar verdiğini, murisin sağlığındaki bu taksimin iradesine uygun olarak yerine getirildiğini, bu doğrultuda murisin mal kaçırma kastı ile hareket ettiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, muris ...'nin sağlığında yaptığı paylaşımın yörenin gelenek göreneklerine uygun olduğu gibi hakkaniyetli ve kabul edilebilir olduğunu, zira muris yaptığı paylaşımda taşınmazın tamamını 34 hisseye ayırıp her bir çocuğuna 8 hisse düşecek şekilde ayrım yapıp kendisine de 2 hisse pay bıraktığını, paylaşım sonrasında kızlarından ...’e 8/34 pay verdiğini, ... ve ...’a ise 8/34 pay yanısıra kızı ...'ın hissesine düşecek olan 8 hisseyi ikiye bölerek verdiğini, ancak bu hisselerin bedelinin ... mirasçılarına bu iki kızı tarafından ödenmesini kararlaştırdığını, bu doğrultuda paylaşım neticesinde ... ve ...'ye 12/34 pay düştüğünü, ... ve ...'nin bu doğrultuda ...'ın payına düşen miktar oranında mirasçılarına borçlandığını, murisin ölümüne yakın bir zamanda malını çocukları arasında paylaştırması ve kendisine de bir miktar yer ayırmasının yörenin gelenek görenekleri ile birebir uyumlu bir hareket olup davacılardan mal kaçırma gibi bir durum söz konusu olmadığını, taşınmazın bulunduğu bölgede yaşamayan, Van ve İstanbul ilinde yaşan ... mirasçılarına da para verilmesini uygun gören murisin bu paylaşım iradesinin gerek hayatın olağan akışına gerekse bölge gelenek ve göreneklerine uygun adil bir paylaşım olduğunu, muris muvazaasının oluşabilmesi için davacıların da bahsettiği ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, murisin gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olması halinde uygulanabilirliğinin özellikle vurgulandığını, ancak murisin mal kaçırma kastı ile değil paylaştırma kastı ile hareket ettiğini, davacılara miras paylarına karşılık paralarının ödendiğini, bu kapsamda ...'in çocukları ..., ... ve .....'e 1995 yılında elden para verilip yazı alındığını, yine ...'in diğer kızı ...'e de parası ödendiğini ve noterden vekaletinin alındığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... aşamada 13.12.2019 tarihinde ölmüş, mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davacı vekilinin delil listesinde iki tanık ismi bildirdiği, talimatla dinlenilen davacı tanık anlatımlarının soyut olup tek başına davayı ispatlamaya yeterli bulunmadığı, bu hali ile muris muvazaasında en önemli unsur olan murisin diğer mirasçılardan (davacılardan) mal kaçırmak amacıyla temlik yaptığı hususunun kanıtlanamadığı, buna karşılık davalı tanıklarının anlatımlarından murisin davacılardan mal kaçırma kastının olmadığının anlaşıldığı, davacılar tarafından iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu olayda davacı tarafın temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacı ile olduğunu ispat yükü altında olduğu, ancak davacı tarafın, murisin davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek somut bir vakıa ileri sürmediği gibi, dinlenen tanıkların da temliklerin mal kaçırma amacıyla yapıldığına dair bir beyanda bulunmadığı, muris muvazaasında en önemli unsur murisin diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla temlik yapması olup dava konusu temliklerin, davacı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığının kanıtlanamadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurularının reddedildiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflarınca bildirilen tanıklar ... ve ...'ın talimat ile alınan beyanlarının usule aykırı olarak zapta geçirildiğini, bu beyanların kopyala-yapıştır şeklinde zapta geçirildiğini, noktalama işaretleriyle yazım hatalarının dahi aynı olduğunu, bu durumun HMK'nın 261. maddesine aykırı olduğunu, bu şekilde alınan beyanların belgelendirmeyi bozacak nitelikte olduğuna dair Yargıtay kararı bulunduğunu, belirtilen tanıklarının beyanlarının usulüne uygun şekilde yeniden alınması için talimat yazılması gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafın dava konusu taşınmazların muris tarafından taksim edildiği yönündeki savunması ile muris ve çocukları arasında yapılan devir işleminin gerçek bir satış olmadığını açıkça kabul ettiklerini, yine davalı tarafça ileri sürülen taksim iddiasının dosya kapsamında hiçbir suretle ispatlanamadığı gibi davalı tarafın ileri sürdüğü vakıalar ile taksim olgusunun örtüşmediğini, bir an için davalı tarafın taksim iddiası kabul edilse dahi müvekkillerinin murisi olan ...'ın iddia olunan taksim tarihinde ölü olduğundan taksim olgusuna dahil edilmediğini, müvekkillerinin iradesi dışında bir taksim olgusundan bahsedildiğini, müvekkilleri taksime katılmadan paylaştırmadan söz edilemeyeceğini, İlk Derece Mahkemesince bu hususların irdelenmediğini, davalı tarafça sunulan "Tutanaktır" başlıklı 08.08.1995 tarihli belgeyi kabul etmediklerini, belgede ifade edildiği gibi bir satışın söz konusu olmadığını, taşınmazların alım satımının tapu müdürlüğünde yapılması gerektiğini, tapuda yapılmayan alım satımların şekil şartlarına aykırı olduğunu, bu yönüyle belgenin geçerliliği olmadığını, sunulan belgeye göre evrakı...'in imzalamış olduğununu göründüğünü, ...'in 04.01.1996 tarihinde öldüğünü, sunulan belgedeki imzayı hiçbir suretle kabul etmediklerini, belgedeki imzanın muris...'e ait olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, belgedeki imza muris...'e ait olsa bile...'in, müvekkili davacılardan ..., ... ve ...'in murisi olduğunu, diğer davacılar ..., ..., ...'nun murisi olmadığını, yani muris...'in üst soyu olmadığını diğer davacılar adına hareket etmesinin mümkün olmadığını, eksik yargılama ile verilen kararın hatalı olduğunu, müvekkillerinin murisi ...'ın muristen önce ölmüş olması, ...'ın çocuklarının İstanbul'da ve Van'da yaşıyor olması, ...'ın Trabzon'dan değil de Van'dan evlenmiş olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde murisin tamamen müvekkillerinden mal kaçırmak kastıyla hareket ederek devir işleminin gerçekleştirildiğini, davalının kabulünde olan bu durumun dikkate alınmadan karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgelerden, muris ...'nın 11.12.1986 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... ...., davalılar ..., ... Gayret (....), ..., ..... ..., ... ve ...'in kaldığı, ...'in aşamada 16.03.2022 tarihinde öldüğü geriye mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in davaya dahil edildiği, davalılardan ... ve ... ile davalılardan ..., ..., ...,..., ve.....'in murisi olan ... ve davacıların murisi olan ...'in kardeş oldukları, muris ...'nın ...,...,... ve ....'ın babası olduğu, muris ...'nın Trabzon ili, .... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 104 ada 23 parsel (eski 276 parsel) sayılı ve 104 ada 25 parsel (eski 278 parsel) sayılı taşınmazların tamamının maliki iken 05.02.1985 tarih ve 195 yevmiye numaralı resmi senet ile 25 parsel sayılı taşınmazın 12/34 hissesini davalı ...'e, 12/34 hissesini ise davalılar ..., ..., ..., ... ve ... murisi...'e satış yoluyla temlik ettiği, sonrasında muris ...'nın 17.06.1985 tarih ve 814 yevmiye numaralı resmi senet ile 8/34 hissesini kızı ...'e satış yoluyla temlik ettiği, 2/34 hissesini üzerinde bıraktığı; murisin 17.06.1985 tarih ve 814 yevmiye numaralı aynı resmi senet ile 23 parsel sayılı taşınmazın tamamını davalı ...'e satış yoluyla temlik ettiği anlaşılmıştır.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.