"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
EK KARAR TARİHİ : 05.04.2021
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2011/458 E., 2020/649 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, daha sonra ek karar ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine karar verilmiştir.
Ek kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacı; malik olduğu 19.02.1980 tarih, 50 sıra nolu tapu kaydının kadastroda uygulanmadığını, kendisine taşınmaz verilmediğini, Çatalca ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 828 ve 829 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin önce tapu kaydına dayalı olarak yapıldığını, daha sonra 21 adet parselin önceden bir bütün olduğu ve 1926 yılında yapılan harici taksim ile davalılara kaldığı gerekçesi ile komisyon kararı ile davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazların tapu kaydının iptal edilerek tapu kayıt miktarı kadar kısmının adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; çekişmeli 829 parselle birlikte 21 adet parselin bütün ve öncesi tapulu iken taksim ve yıllardır süregelen zilyetlikle tespit ve tescil olduğunu, 1926 yıllarındaki taksime göre kullanılageldiğini, daha sonra da köy muhtarlığı nezdinde tanzim edilen özel ifraz haritasına göre bu yerleri 22 parçaya ayırdıklarını ve davalılara 829 parselin düştüğünü, tespitin doğru yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı adına kayıtlı tapunun 37, 38, 39, 40, 41, 42 numaralı taşınmazlara uygulandığı, ancak tespite yapılan itirazlar sonucu tahdit ve tespitlerin iptal edildiği, hazırlanan özel parselasyon haritasına göre taşınmazların 22 parsele ayrılarak ilgililer adına tesciline karar verildiği, davacı adına kayıt oluşturulmadığı, HMK'nın 190 ve TMK’nın 6 ncı maddeleri uyarınca herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu, davacının dayanak tapu kaydının sınırlarını göstermekle yükümlü olduğu, keşif mahallinde davacı tanığının dinlendiği, dayanak kaydın sınırlarının gösterilemediği gerekçesiyle 829 parsel yönünden davanın reddine, 828 parsel yönünden ise yargılama sırasında dava atiye bırakıldığından bu parsel yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, İlk Derece Mahkemesinin 05.04.2021 tarihli ek kararı ile; davacı vekiline gerekçeli kararın 15.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği 2 haftalık istinaf kanun yoluna başvurma süresinin geçtiği gerekçesiyle davacı vekilinin 01.04.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinin süreden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıya ait yevmiye no: 259, cilt: 239, sayfa: 47, Sıra: 50 ile 19.02.1980 tarihli tapu kaydının kapsamında kaldığı iddiası ile Arnavutköy, ... tapusuna kayıtlı olan dava konusu 828-829 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılara ait yaklaşık 784.021 m2 lik kısmın iptali ile davacı adına tescilinin talep edildiğini, dayanak tapu kaydının iki taşınmazı kapsadığını, başka parsele de uygulanmadığını, alım tarihinden itibaren fiilen kullanılan kısmın davalılar adına tespit olduğunu, keşifte dinlenen tanıkların davacının fiilen kullandığı, taşınmaza buğday, arpa vb. ürünlerin ekildiğini, yıllar öncesi bu çevrede işçi olarak çalıştıklarını belirttiklerini, teknik bilirkişinin de bu hususları doğruladığını, tapu kaydına rağmen davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, hükümde çelişki yaratıldığını, tanığın sınırı göstermediği anlatımlarıyla davanın ret olduğunu, zira tapuya dayanıldığını, çözümün tapu kaydında olduğunu, dayanak tapunun revizyon görmediğini, dava dışı parsellere ilişkin tespitlerin de kararda yer aldığını, davacının tapu kaydının uygulama dışı bırakıldığını bildirerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesinde; tebligatın şirket çalışanına tebliğ edilmediğini, bu nedenle öğrenme tarihinin dikkate alınarak yapılan istinaf başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerektiğini, tebligatın yapıldığı kişi ...'ın 12.03.2021 tarihinde ailevi nedenle istifa ederek işten ayrıldığını, ofis çalışanı olmadığından 15.03.2021 tarihinde bu şahsa yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, istifa dilekçesi ve SGK işten ayrılış belgesinin sunulduğunu, söz konusu tarihte özel eşyasını almak için ofise gelip tebligata ilişkin bilgi vermediğini, ayrıca Av. ...'ın 15.03.2021 tarihinde ofiste olmasına rağmen ofis çalışanı olmayan kişiye yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, buna dair de masaüstü bilgisayarında işlem yapıldığına dair ağ ve paylaşım bilgilerinin ve mail yazışmalarının sunulduğunu bildirerek ek kararın kaldırılması ile esasa dair istinaf incelemesi yapılmasını istemiş; davacı vekili 17.05.2021 tarihli ek dilekçeyle, tebligat yapılan ofis çalışanının 12.03.2021 tarihinde işten ayrıldığını, 15.03.2021 tarihinde adı geçenin özel eşyalarını almak üzere geldiğinde tebliğ yapıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, kararın UYAP'dan 01.04.2021 tarihinde öğrenildiğini, aynı tarihte istinaf dilekçesi sunulduğunu, istinaf dilekçesinin süresinde olduğunu bildirerek ek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, hükmün davacı vekili adresine 15.03.2021 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı vekilinin 01.04.2021 tarihli istinaf dilekçesi ile kararı istinaf ettiği, Mahkemece 05.04.2021 tarihli ek kararla istinaf talebinin süreden reddine karar verildiği, hükmün tebliğ tarihi ile istinaf dilekçesinin verildiği tarih arasında iki haftalık süre geçmiş bulunmakla Mahkemece ek kararla yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmediği, her ne kadar davacı vekili, hükmün işten ayrılan çalışanına tebliğinin usulsüz olduğunu, bu nedenle öğrenme süresini takiben istinaf talebinin süresinde olduğunu ileri sürmüş ise de sunulan delillere göre usulsüz tebliğ ve öğrenme tarihine ilişkin iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki ve istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile esastan ret ve süreden ret kararlarının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyize konu Çatalca ilçesi, ... köyünde 1980 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 37, 38, 39, 40 ve 41 parsel sayılı taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle hisseli şekilde tapu kayıt malikleri adına tespit edilmiş, daha sonra tespite itiraz sonucu 9.400 m2 yüz ölçümlü 829 parsel numarasını alarak özel parselasyon haritasına göre harici yapılan taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit hisseli şekilde ..., ... adına komisyon kararı ile 1988 yılında tescil edilmiş, İlk Derece Mahkemesince verilen gerekçeli karar 15.03.2021 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından süresinden sonra 01.04.2021 tarihinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.