Logo

1. Hukuk Dairesi2023/885 E. 2024/543 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, mirasbırakanlarının davalıya devrettiği taşınmazların inançlı işlem ve bedelsiz temlik olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil isterken, davalılar taşınmazları bedelli olarak satın aldıklarını savunmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, dosya içeriği, toplanan deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları çerçevesinde, Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve kanuna aykırılık görmeyerek, temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2566 E., 2022/2916 K.

HÜKÜM/KARAR: Asıl dava kabul-birleştirilen dava ret/Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Sinop 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/153 E., 2022/251 K.

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen tapu iptali tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın asıl davada davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 23.01.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden asıl davada davalılar vekili Av. ..., Av. ... geldiler, temyiz edilen asıl davada davacılar ve asli müdahil vekilleri gelmediler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların mirasbırakanı ...'in davalı ... ile yakın dostluk ve iş ilişkisi olduğunu, mirasbırakanın ölümden sonra da güvene dayalı ekonomik ilişkinin davacılar ve davalı arasında devam ettiğini, bu süreçte mirasbırakanın davalıya ve dava dışı kişilere borçlarının ödenmesi için dava dışı arsanın satılarak davalı ...'in sahibi olduğu diğer davalı Şirketin kredi borcunun ödendiğini, davalı ... ile davacılara ait arsa üzerinde bina yapmak üzere kat karşılığı inşaat sözleşmesi hususunda anlaştıklarını, davalı ...'in davacılar adına dava dışı ... Şirketi ile sözleşme imzalayıp daha sonra fesh ettiğini, dava konusu 100 ada 154 parsel ve 53 ada 7 parsel sayılı taşınmazların ipotek tesisi ile kredi kullanması için satış göstermek suretiyle bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, ancak davalının uzun süre davacıları oyaladığını, inşaata başlanmadığı gibi herhangi bir sözleşme ve proje de yapılmadığını, taraflar arasındaki inançlı işlemin e-mail, telefon mesajları, sözleşmeler ile sabit olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ve davacılar adına tescilini istemiştir.

2.Müdahale talebinde bulunan Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.'nin dava konusu 53 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ipotek alacağı bulunduğunu, asıl davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek reddine karar verilmesini istemiştir.

3.Birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı ...'in davalıların mirasbırakanı ...'e aralarındaki dostluk ve iş ilişkileri nedeniyle borç verdiğini, davalılar tarafından açılan davada dava konusu iki adet taşınmazın keşfen değerinin tespit edildiğini, davacının iki taşınmaz bedeli mahsup edildikten sonra bakiye 572.606,00 TL daha alacaklı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bakiye alacak için şimdilik 8.000 TL, ek zararlar için şimdilik 1.000 TL ve manevi zararlardan dolayı şimdilik 1.000 TL'nin tahsilini, irtibat nedeniyle davaların birleştirilmesini istemiş, yargılama sırasında asıl davada karar verilmemiş olması, yargılamanın uzamaması amacıyla birleştirilen davadan feragat etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, davacılar ile davalılar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmadığını, soyut iddialardan ibaret davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazların farklı tarihlerde, farklı kişilerden satın alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Birleştirilen davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki e-mail yazışmalarının delil başlangıcı niteliğinde belge olduğu, yazışmalar ve tanık beyanları ile asıl davada davacıların mirasbırakanlarının ölümü sonrasında bir kısım borçlarını ödemek için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması ve kredi kullanma imkanı sağlamak için dava konusu taşınmazları bedelsiz olarak davalıya devrettikleri, davalının borçların tasfiyesi ve inşaat yapılarak davacıların gelir elde etmesi amacıyla başka inşaat firmaları ile görüşme ve anlaşmalar yaptığı ancak inşaata başlanmadığı, davacıların inançlı işlem ve bedelsiz temlik iddialarının kanıtlandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve davacıların payları oranında adlarına tesciline, birleştirilen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Asıl davada davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların dava dilekçelerinin önemli bir bölümünü kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayandırdıklarını, inançlı işlem ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi hukuki sebeplerinin bir arada bulunamayacağını, Mahkemenin bazı tanıkların çelişkili beyanlarına üstünlük tanırken davalı ...'in isticvap yoluyla alınan beyanlarına itibar etmediğini, hükme esas alınan e-postaların, whatsapp yazışmalarının davacılar tarafından seçilerek ibraz edildiğini, yazışmaların tümüne bakıldığında davalı ...'in varsayımsal ifadelerde bulunduğu cümlelerin seçilerek Mahkemenin yanıltıldığını, ödeme protokolü ve bazı çizimlerin hukuki değeri olmadığını, ortada kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmadığını, davacı tanıklarının gerçeğe aykırı, bazı tanıkların davacıların iddiaları ile çelişkili beyanlarına itibar edildiğini ancak davalı tanık beyanlarına aynı şekilde itibar edilmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre asıl davanın kabulüne karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl davada davalılar vekili temyiz dilekçesinde; davacılar ile davalılar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmadığını, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi olarak ibraz ettikleri 20.05.2015 tarihli belgede davalı ...'in arsa sahibi olarak göründüğünü, dolayısıyla belgenin bir anlamda ikrar niteliği taşıdığını, davalı ...'in isticvap beyanında da belirttiği üzere, davacıların ve ...'in arsaları üzerine inşaat yapılması için dava dışı ... inşaat ile prensip anlaşması yaptığını ancak ... inşaatın edimini ifa etmemesi nedeniyle vazgeçildiğini davacılar ile ... arasındaki yazışmaların davalı ...'in yardım etmek isteğiyle fikir alışverişi yapmalarından ibaret olduğunu, dava konusu 100 ada 154 parsel sayılı taşınmazın bedeli ödenmek suretiyle davalı ... tarafından satın alındığını, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi amacıyla devir yapıldığı iddiasının ispatlanamadığını, dava konusu 53 ada 7 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın inanç sözleşmesi hukuki nedenine dayandığını, inanç sözleşmesinin varlığının yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini Mahkemece soyut, çelişkili tanık beyanlarına itibar edilerek inanç sözleşmesinin varlığının kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 26 ncı, 27 nci ve 97 nci, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların 1/4 er pay şeklinde malik olduğu 53 ada 7 parsel sayılı taşınmazın her bir pay 20.500,00 TL olmak üzere 22.01.2016 tarihinde, 100 ada 154 parsel sayılı taşınmazın her bir pay 26.250,00 TL olmak üzere 15.04.2016 tarihinde davalı ...'e satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.

2.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz edilen davacılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,

Aşağıda yazılı 54.685,27 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.