Logo

1. Hukuk Dairesi2023/887 E. 2024/1512 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile ikinci eşine devrettiği taşınmazların muris muvazaası nedeniyle iptal edilip davacıya tesciline ilişkin talep.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği, davaya konu devir işleminin ölçüsüz ve makul sınırların dışında olduğu, mirasbırakanın vasiyetnamesinde de davacı kızı mirasçılıktan çıkardığının anlaşıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1668 E., 2021/1836 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İskilip Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/405 E., 2021/152 K.

Taraflar arasındaki muris muvazaasına dayalı tapu iptali - tescil, bedel, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının mirasbırakan babası ...'nın ... ili, İskilip ilçesi, Bahabey mahallesi, 570 ada 178 parsel sayılı taşınmazdaki dükkân vasıflı 1, 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümler ile mesken vasıflı 5, 6, 7 ve 9 nolu bağımsız bölümleri mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak 24.08.2001 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalı ikinci eşine devrettiğini, sonradan 5 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından üçüncü kişilere satıldığını, işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, saklı miras payına hâlel getirdiğini, sözleşme tarihinde mirasbırakanın bakıma ve taşınmazlarını satmaya ihtiyacı olmadığını, mirasbırakanın resmi nikâhlı eşi olan davalı tarafından zaten bakılıp gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek 5 nolu bağımsız bölüm haricindeki taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve miras payı oranında adına tescilini, 5 nolu bağımsız bölümden miras payına düşen bedelin ödenmesini veya saklı miras payını ihlâl ettiği miktarda tenkisini, olmazsa tüm taşınmazların bedelinin miras payı oranında tenkisi ile bedelinin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ankara 25. Noterliğince düzenlenen 08.09.2016 tarihli ve 20475 yevmiye sayılı vasiyetnamenin celbini istediğini, eldeki davanın sonucunu etkileyeceğini, davalının, doktor raporuna istinaden aklî melekeleri yerinde olan eşi mirasbırakanın son yerleşim yeri Almanya olduğu için Mahkemenin yetkisiz olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının tek mirasçı olarak davayı açamayacağını, mirasbırakanın son vasiyetnamesi açıldıktan sonra davacının istediği davayı açabileceğini, mirasbırakanın engelli ve bakıma muhtaç olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2021 tarihli ve 2017/405 Esas, 2021/152 Karar sayılı kararı ile; mirasbırakanın aktif olarak davacıya bir başka taşınmaz veya alacak bırakmadığı, ölene kadar bakma sözleşmesinin yapılmasında mirasbırakanın haklı ve makul nedeni olsa da devrin ölçülü ve makul sınırlarda olmadığı, davalıya yapılan temliklerin miras paylaştırma amacıyla yapılmadığı, tüm mirasçılara paylaştırma da yapılmadığı, iptal olunan el yazılı vasiyetnamede mirasbırakanın, davacı kızını mirasçılıktan çıkardığını açıkça belirtmiş olması birlikte değerlendirildiğinde mirasbırakanın davaya konu tasarrufundaki amacının mirasçı kızından mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli celsedeki 2 nolu ara kararında 500 Türk lirası eksik gider avansının 2 haftalık kesin süre içinde tamamlanmaması hâlinde davanın usulden reddedileceği davacıya ihtar edildiği hâlde davacı tarafından kesin süreden sonra 18.12.2020 tarihinde eksik olarak 300 Türk lirasının dosyaya yatırıldığını, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davanın kısmi dava olarak açıldığını, ıslah ve harç tamamlama dilekçesi de sunulmadığını, ancak iki ayrı seferde 08.05.2019 ve 30.03.2021 tarihlerinde 673,70'er Türk lirası tamamlama harcı yatırıldığını, iki defa ıslah olamayacağını, harçlar süresinde yatmadığı için de davanın reddi gerektiğini, usulüne uygun sundukları tanıklar ... ve ...'ın dinlenmediğini, bu tanıkların bakım olgusunun ve mirasbırakanın gerçek iradesinin şahitleri olduğunu, mirasbırakanın sözleşme tarihinde bakıma ihtiyacı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ayrıca bakım alacaklısının özel bakıma ihtiyacı bulunmasının da gerekmediğini, karşı vekâlet ücretinin de yanlış hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 24.09.2021 tarihli ve 2021/1668 Esas, 2021/1836 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararındaki vakıa ve hukukî değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki gerekçelerini tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali - tescil, bedel, tenkis istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 611 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 565 ve 706 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri,

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.06.1941 tarihli ve 4/21 sayılı kararı,

3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi,

4. 2021 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili, İskilip ilçesi, ... Mahallesi, 570 ada 178 parsel sayılı taşınmazdaki dükkân vasfındaki 1, 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümler ile mesken vasfındaki 5, 6, 7 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin, 24.08.2001 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davacının mirasbırakan babası tarafından, davalı ikinci eşe devredildiği, sonradan 5 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından dava dışı üçüncü kişilere satıldığı anlaşılmaktadır.

3. 492 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesi gereğince harcın ikmâl edilmediği hâllerde, dosyanın usulünce işlemden kaldırılacağı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.02.2019 tarihli ve 2017/11 - 420 Esas, 2019/198 Karar sayılı kararı uyarınca da gider avansının ikmâl edilmemesine bağlanan sonuçların, avansın ne için istendiğinin eksiksiz belirtilmesine bağlı olduğu, somut olayda ise 03.12.2020 tarihli celsede İlk Derece Mahkemesince gider avansının yetersiz olduğu belirtilerek davacının 500 TL yatırmasına dair ara kararın, anılan HGK kararında belirtilen şartları taşımaması karşısında, davanın işlemden kaldırılmasına da karar verilemeyeceği kuşkusuzdur.

4. Davalı vekilinin, ... ve mirasbırakanın davalıdan olma kızı ...'nın, mirasbırakanın bakıma muhtaç olup olmadıkları hususuna ilişkin tanık olarak dinlenilmelerini talep ettiği, 10.09.2020 tarihli celsede adı geçen tanıkların Almanya ülkesinde ikâmet ettiklerini, aynı konuyla ilgili Ankara'da bir dava dosyasında dinleneceklerini, beyanlarının dosyaya alınmasını talep ettiği, ancak ilgili dava dosyasının Mahkemeye bildirilmediği, nitekim İlk Derece Mahkemesince mirasbırakanın davalıyla akdettiği ölene kadar bakım sözleşmesini yapmakta haklı ve makul sebebi bulunsa dahi, dava konusu devrin ölçülü olmadığı, makul sınırda kalmadığı, mirasbırakan tarafından sağlığında mirasçılar arasında paylaştırma yapılmadığı ve İskilip Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/653 Esas ve 2019/730 Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilen Ankara 25. Noterliğinin 08.09.2016 tarih ve 20475 yevmiye nolu vasiyetname ile mirasbırakanın davacı kızına miras bırakmama iradesini açıkça belirtmiş olması sebebiyle mirasbırakanın dava konusu işlemdeki gerçek iradesinin mirastan mal kaçırmak olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verildiği, dolayısıyla hükmün tanıkla ispat edilmek istenen bakım olgusunun sabit olduğu kabul edildiğinde dahi mirasbırakanın iradesinin mirastan mal kaçırmak olduğu gerekçesine dayanıldığı, nitekim, davalı asılın da 26.09.2019 tarihli 9 uncu celsede mirasbırakan ile davacı arasında husumet olduğuna, mirasbırakanın bu yüzden taşınmazları kendisine devrettiğine dair açık beyanı ve mirasbırakanın davacıyı mirasçılıktan çıkardığı vasiyetnamedeki iradesi birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu işlemdeki asıl amacın mirastan mal kaçırmak olduğu anlaşıldığından, adı geçen tanıkların dinlenmemesinin sonuca etkili olmayacağı görülmüştür.

5. Dava değeri üzerinden AAÜT'nin 12 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarifenin üçüncü kısmına göre davacı lehine 13.397,36 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 5.094,87 bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.