Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1026 E. 2024/2095 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya verilen vekaletname ile taşınmazları annelerine devreden davacıların, annenin akabinde bu taşınmazları davalıya devretmesi üzerine açtıkları tapu iptal ve tescil davasında, annenin ehliyetsizliği nedeniyle davacıların dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların annelerinin ehliyetsizliği iddiasına dayanarak dava açma haklarının bulunduğu, annenin vesayet altına alınıp alınmadığının araştırılması ve bu durumun davanın devamı için belirleyici olacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/42 E., 2024/79 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çaycuma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/864 E., 2023/842 K.

Taraflar arasındaki vekalet görevinin kötüye kullanılması ve ehliyetsizlik nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların davalının ablaları olduğunu, 09.11.2014 tarihinde vefat eden mirasbırakan ...'tan kalan taşınmazların anneleri ...'a devredilmesi için davalı ...'a vekaletname verdiklerini, dava dilekçesinde belirtilen 27 farklı taşınmazın bu vekaletname kullanılmak suretiyle anneleri ...'a devredildiğini, ancak devredilen taşınmazlardan 24 farklı taşınmazın ... tarafından davalı ...'a devredildiğini, bu işlemin iradeleri hilafına yapıldığını, davalının kendisine verilen vekaletname ile taşınmazların tarafların annesi ...'a devrini yapmak ile yetinmeyip vekaletnamelerin verilme amacını kötüye kullanarak taşınmazları kendine mal ettiğini, bu işlemin vekalet aktinin iradi olarak kötüye kullanılması kapsamında olduğunu, öte yandan tarafların annesi ...'ın ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek belirtilen 24 farklı taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile davacıların veraset ilamındaki hissesi oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasbırakan ...'ın vefatı üzerine kalan taşınmazlardaki davacılara ait hisselerin tarafların annesi olan ...'a devredilmesi için davacılar tarafından davalı tarafa vekaletname çıkartılmış olduğunu, bu vekaletnamelerle davalı tarafından davacıya ait hisselerin 4013 ve 4234 yevmiye numaralı işlemlerle dava dışı anne ...'a devredildiğini, davalının, davacılar ile girmiş olduğu vekalet akdini tam ve noksansız yerine getirerek davacıların ilgili taşınmazlardaki hisselerini anneleri üzerine devrettiğini ve o anda vekalet ilişkisinin sonlandığını, devir işlemlerinden sonra ...'ın bizzat kendisinin hisselerini davalıya devrettiğini, yapılan bu devir işlemini gerçekleştirenin davalı olmadığını, bu sebeple davalıya karşı dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, ...'ın sağ olduğunu ve davacıların mirasçılık sıfatı kazanmadığını, ancak vefatından sonra mirasçıları olduklarında dava konusu edilebileceğini, davacıların ...'ın işlem yapma ehliyeti bulunmadığı yönündeki iddialarını da kabul etmediklerini, davacıların taleplerinin haksız, asılsız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların, mirasbırakan ...'tan intikal eden taşınmazları anneleri ...'a devretmek amacıyla kardeşleri olan davalıya vekaletname verdikleri, davalının vekaletname ile taşınmazları annesine devrettiği, sonrasında annesinin adına kayıtlı olan taşınmazları davalının devraldığı, dava açıldığında anne ...'ın sağ olduğu, davalının vekaletname ile üstlenmiş olduğu ...'a taşınmazların devredilmesi görevini yerine getirdiği, bu hususun davalıların da kabulünde olduğu, bu durumda tapu kaydı usulüne uygun şekilde dava dışı ... adına tescil edildiğinden davacıların tapu iptali ve tescili davasında taraf olmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğunda reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların diğer kardeşler ile birlikte kendilerine mirasen intikal eden taşınır ve taşınmazları annelerine devir etmeye karar verdiğini, annenin sağlığında bu değerlerin anneye intikal etmesinin sağlanması ve annenin vefatı sonrasında malların tekrar kendilerine geri döneceğini düşündüklerini, davalının bu hususu bilerek taşınmazın kendisine devir edilmesi amacı ile hareket ettiğini, bu işlemi de Alzheimer hastası olduğunu bildiği annesi ile yaptığını, dava dışı anne ...'nin vasi gerektirecek bir rahatsızlığının olduğu konusunda değerlendirme yapılmadığını, eksik inceleme ve araştırma sonucu davalının kendi üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ve usulsüz işlemi olmadığı kanaatiyle davanın reddi yönünde karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla

; dava konusu taşınmazların, kardeş olan tarafların anneleri ...'a temlik edileceği hususunda tarafların anlaştığı ve vekaletnamenin de bu nedenle verildiği hususunda taraflar arasında ihtilafın bulunmadığı, dava konusu taşınmazların davalı vekil tarafından, dava dışı ...'a devredildiğinin sabit olduğu, bu durumda davalı vekilin, vekiledenlerin rızası hilafına işlem yaptığından söz edilemeyeceği, öte yandan dava dışı işlem tarafı ...'ın hala hayatta olduğu, davacıların bu nedenle ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak dava açma hak ve imkanlarının bulunmadığı, dava dışı annenin kısıtlandığına dair bir iddia ve bulgunun da bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın bu nedenlerle tümden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebeplerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 9, 10, 13, 15 inci maddeleri ve 409 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 11.06.1941 tarihli, 4/21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalının, davacılar tarafından kendisine verilen vekaletname ile 01.06.2018 tarihinde Çaycuma Tapu Müdürlüğü'nün 01.06.2018 tarih 4013 yevmiye numaralı işlemi ile mirasbırakan ...'tan kendilerine intikal eden 15 farklı taşınmaz hisselerini tarafların annesi dava dışı ...'a satış yoluyla devir yaptığı, aynı gün davadışı ... ve tarafların kardeşi olan diğer mirasçı dava dışı ... tarafından 4026 numaralı işlem ile bu taşınmazlardan 10 farklı taşınmazdaki ve 4027 numaralı işlem ile bu taşınmazlardan 2 farklı taşınmazdaki ... üzerindeki hisselerin ve dava dışı ... üzerindeki hisselerin davalı ...'a satış yoluyla devir yapıldığı; yine davalı ...'ın davacılar tarafından kendisine verilen vekaletname ile Çaycuma Tapu Müdürlüğü'nün 11.06.2018 tarih 4234 yevmiye numaralı işlemi ile mirasbırakan ...'tan kendilerine intikal eden 12 farklı taşınmaz hisselerini tarafların annesi dava dışı ...'a satış yoluyla devir yaptığı, ertesi gün 12.06.2018 tarihinde davadışı ... ve ... tarafından bu taşınmazlardaki ... üzerindeki hisselerin ve ... üzerindeki hisselerin davalı ...'a satış yoluyla devir yapıldığı; dava dilekçesi içeriğinden, vekil ...'ın vekalet görevini kötüye kullandığı iddiası yanında tarafların annesi olan işlem tarafı dava dışı ... yönünden ehliyetsizlik hukuksal nedenine de dayanıldığı anlaşılmaktadır.

Somut olayda, tarafların iradesi doğrultusunda davaya konu taşınmazların vekil ... tarafından dava dışı tarafların annesi ...'a satış yoluyla devir yapıldığı, dolayısıyla vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı yönündeki Mahkeme kabulü yerinde ise de; davacıların ikinci işlem olan ... tarafından taşınmazdaki hisselerinin davalı ...'a temlik işlemlerinden dolayı ...'ın ehliyetsizliğine dayanmaları ve ...'ın demans rahatsızlığından dolayı kendisine vasi tayin edilen kişinin davacılardan ... olduğunun belirtilmesi karşısında, Mahkemece ehliyetsizlik iddiası yönünden yukarıda değinilen ilke ve düzenlemeler kapsamında bir araştırma yapılmadığı kanaatine varılmıştır.

Yukarıda yazılı maddi ve hukuki olgular ışığında; davacıların, muhtemel mirasçıları olmaları nedeniyle, ehliyetsizlik hukuki nedenine dayalı eldeki davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Ehliyetsizliğin kamu düzenini ilgilendirdiği dikkate alınarak davacılar tarafından anneleri ...'ın vesayet altına alınmasına ilişkin dava açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, açılmamış ise davacılara dava açmak için uygun bir süre verilmesi veya TMK'nın 405/2 nci maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulması gerekeceği kabul edilmelidir. Esasen, davanın en kısa zamanda ve en az masrafla sonuçlandırılması düşüncesinin ifadesi olan dava ekonomisi ilkesi de bunu gerekli kılar. Ne var ki, bu hususlar dikkate alınmaksızın dava dışı işlem tarafı ...'ın hala hayatta olduğu ve davacıların bu nedenle ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak dava açma hak ve imkanlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi, uyuşmazlığın ortada bırakılması ve temlik yapan kişinin menfaatlerinin göz ardı edilmesi sonucunu doğurur niteliktedir.

Hal böyle olunca, Mahkemece ...'ın vesayet altına alınmasına ilişkin dava açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, dava açılmış ise sonucunun beklenilmesi, açılmamış ise TMK'nın 405/2 nci maddesi gözetilerek davacıya, temliki yapan ...'ın kısıtlanması ve kendisine vasi atanması yönünde Sulh Hukuk Mahkemesine müracaatta bulunmak üzere süre verilmesi ...'ın vesayet altına alınması halinde vasinin eldeki dava için TMK'nın 462/8 inci maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından izin alması ve vasinin davaya katılımının sağlanması, ondan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği gözetilmelidir. Öte yandan, dava dışı ...'ın kısıtlanmamış veya kısıtlanmaması halinde yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yetinilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3.Alınan peşin harcın istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.