Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1047 E. 2025/104 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tescil harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğuna dair yerel mahkeme kararının, taşınmazın neden tescil harici bırakıldığı, mera tahsis kararı olup olmadığı, davacının zilyetliğinin ne şekilde gerçekleştiği gibi hususların yeterince araştırılmadığı, bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmediği ve kazanılmış hak oluşturabilecek hususların gözetilmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/66 E., 2023/239 K.

Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı Hazine vekili, dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; kadastro çalışmaları sonucunda Erzurum ili Aşkale ilçesi Kükürtlü köyü 128 ada 38 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmaza dahil olması gereken bir kısmın ise tescil harici bırakıldığını ileri sürerek tescil harici kısmın adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili; yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

2.Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Aşkale ilçesi sınırları içerisinde olduğunu, kendileri yönünden husumet yokluğundan davanın reddini savunmuştur.

3.Dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili; yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.10.2013 tarihli ve 2011/243 Esas, 2013/135 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.759,16 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.03.2014 tarihli ve 2014/755 Esas, 2014/3572 Karar sayılı kararıyla; Aşkale Belediye Başkanlığı ve ...'nın davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, hava fotoğrafları üzerinden inceleme yaptırılması, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan rapor alınması ve mahalli bilirkişilere davacının dava konusu taşınmazdaki zilyetliğinin açıklattırılması gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 06.01.2017 tarihli ve 2014/198 Esas, 2017/2 Karar sayılı kararıyla; davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.915,15 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının süresi içinde davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.02.2021 tarihli ve 2017/5122 Esas, 2021/1739 Karar sayılı kararıyla; dava tarihinden 5-10-15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları üzerinden inceleme yaptırılması, önceki keşifte yer almayan 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan rapor alınması, davacının zilyetliğinin hangi tarihte başladığının tespit edilmesi ve ilk kararın davacı tarafından temyiz edilmediği böylece davalı taraf lehine dava konusu taşınmazın yüz ölçümü bakımından kazanılmış hak oluştuğunun gözetilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 5.668,93 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının dava konusu taşınmazı imar-ihya ettiğinin tespit edilmediğini, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluşmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2011 yılında alınan ilk raporda dava konusu taşınmazın uzun süredir kullanılmadığının belirtildiğini, taşınmazın terk edildiğini bu nedenle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2011 yılında alınan ilk raporda dava konusu taşınmazın uzun süredir kullanılmadığının belirtildiğini, taşınmazın terk edildiğini bu nedenle Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

1. Kadastro sonucu, Erzurum ili Aşkale ilçesi Kükürtlü köyü çalışma alanında bulunan 128 ada 38 parsel sayılı 12.834,07 metrekare yüz ölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle senetsizden davacı adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı, 128 ada 38 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalması gereken bir kısmın tescil harici bırakıldığını ileri sürerek adına tescil istemiyle dava açmıştır.

2. Mahkemece, fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

3. Dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

3.1. Anlam itibariyle usuli kazanılmış hak kavramı, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK) gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kurum davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir (Hukuk Genel Kurulunun 15.03.2023 tarihli, 2021/2-668 Esas, 2023/191 Karar sayılı kararı, S 16).

3.2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Aynı şekilde, Mahkemece verilen ilk hükmün temyiz edilmemesi hâlinde, hükmü temyiz etmeyen taraf yönünden karar kesinleşmiş olmakla artık bu tarafın kararı temyizinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira hukuki yarar dava şartı olduğu kadar temyiz istemi için de aranan bir şarttır. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK) (S 20).

3.3. Diğer yandan bir mahkeme kararını temyiz etmeyen taraf hakkında “kararı bu haliyle benimsemiş olduğu” sonucuna ulaşılır. Kararın temyiz edilmeyerek şekli anlamda kesin hükme dönüşmesi, karar lehine olan için usuli müktesep hak oluştururken, karar aleyhine olan kimse için de bir katlanma yükümlülüğü meydana getirir. (...) (S 21).

3.4. Somut olayda, Mahkemenin 2014/198 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen yargılamanın sonunda davanın kabulüne ilişkin kararın dahili davalı ... tarafından temyiz edilmediği, anılan hükmün davalı Hazinenin ve Aşkale Belediye Başkanlığının temyizi ile bozulduğu, son hükümle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmişse de bu hususu temyiz etmediği ve davacı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşıldığına göre hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından dahili davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

4. Davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmişse de hükmün usul ve yasaya uygun olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın neden tescil harici bırakıldığı, taşınmazın bulunduğu köyde mera tahsis kararı olup olmadığı ve Yazı İşleri Müdürlüğünden davacı adına senetsizden mülkiyet kazanımları sorulmamış, mahalli bilirkişilerden tescil harici kısımda yol olarak görünen kısımların davacı tarafından nasıl kullanıldığına dair ayrıntılı bilgi alınmamış, ilk alınan ziraat bilirkişi raporunda (2012 tarihli) taşınmazın 20-25 yıldır kullanılmadığı, taşınmazda tarımsal faaliyet bulunmadığı, doğal olarak gelişmiş kuru çayırların bulunduğu; 2016 tarihli 3'lü ziraat bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın 2/3'lük kısmının % 8-10 eğimli olduğu, bu yüksek eğimli yerin işlenmeden kendi haline bırakıldığı, uzun süredir kullanılmadığından otsu türde değişik bitkiler mevcut olduğu bilgilerine yer verilmiş, son alınan ziraat bilirkişi heyeti raporunda ise taşınmazda uzun süredir tarımsal faaliyet bulunduğu değerlendirilmesine rağmen, ilk iki raporla arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir.

5. Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın neden tescil harici bırakıldığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde mera tahsis kararı olup olmadığı sorulmalı, akabinde mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi heyeti ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.

6.Yapılacak keşifte, mahalli bilirkişilerden dava konusu parselin öncesinin ne olduğu, taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği, taşınmaz üzerinde yol olarak görünen kısımlarda davacının zilyetliği bulunup bulunmadığı, davacı tarafından bu kısımların ne şekilde kullanıldığı, yolların köylünün ortak kullanımında olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır.

7. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan taşınmazın toprak yapısını, eğimini ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, bitki örtüsünü, taşınmazın mera vasfında olup olmadığını değerlendirecek şekilde, ekinde taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi kurulu raporlarını da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.

8. Fen bilirkişisinden ise keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlenmesi istenilmeli ve mahalli bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmelidir.

9. Davacı adına senetsizden kazanımları Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden de sorulup Kadastro Kanunu'nun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

10. Öte yandan, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Tespit harici bırakılan taşınmaza yönelik TMK'nın 713/1. maddesi uyarınca açılan tescil davalarında davanın kabulü halinde yasal hasım durumunda bulunan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin harçtan sorumlu tutulmamaları gerekirken harcın dahili davalılar Aşkale Belediye Başkanlığı ve ... üzerinde bırakılması da doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Dahili davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı ... vekili ve dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ve re'sen gözetilen nedenler ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden dahili davalılar Aşkale Belediye Başkanlığı ve ...'na iadesine, Dosyanın Aşkale Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.01.2025 tarihinde oy birliği ile karar verildi.