Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1059 E. 2024/2130 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı yeğenine verdiği vekaletname ile satış yaptığı iddia edilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, satış işleminin hile ile yapıldığını ispatlayamaması ve bozma ilamına uygun olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/235 E., 2023/407 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen karar Dairece bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının kayden paydaşı olduğu 11503 ada 2 ve 11504 ada 16 parsel sayılı taşınmazlarının ehliyetsizken ve kendisinin okuma yazma bilmemesinden yararlanan davalı yeğeni ... tarafından, aile arasında miras paylaşımının gündemde olduğu bir dönemde "miras paylaşımı için bana vekalet vermen gerekiyor" diye kandırılması sonucu kendisinin vekaletname verdiğini zannettiğini, yapılan işlemin ne olduğunu anlamadığını, çocuklarının yaptığı araştırma sonucunda söz konusu taşınmazların davalıya satış suretiyle temlik edildiğini öğrendiklerini, taşınmazları veya bedelini davalı ...’den talep ettiklerini,ancak kötüniyetli olan ...’nin söz konusu taşınmazları 08.10.2014 tarihinde diğer davalı ...’e hileli ve muvazaalı bir şekilde sattığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazların gerçek değerinin tespiti ile payına isabet eden miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılamanın devamı sırasında sunulan 15.04.2015 tarihli dilekçesi ile ehliyetsizlik iddiasının olmadığını, 30.09.2015 tarihli celsede de iddialarının "hile" olduğunu bildirmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekseçinde; dava konusu taşınmazı tapuya güven ilkesi gereğince satın aldığını, davacı iddialarını resmi senetle yapılmış olan satışa karşı ileri sürdüğüne göre resmi senetle aksinin ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda paydaş olan davacının payını kendisine sattığını, HMK gereği davacının iddialarının resmi senetle ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.10.2015 tarihli ve 2014/347 E. 2015/241 K. sayılı kararıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39 uncu maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararları

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 26.09.2018 tarihli ve 2015/16190 Esas, 2018/12766 Karar sayılı kararıyla; "... Somut olaya gelince; davacı, kandırıldığını 2014 yılının Kurban Bayramı haftasında (01.10.2014 tarihinde) öğrendiğini ve eldeki davayı açtığını ileri sürmüştür. Bu durumda; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39/1 inci maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı, davacının öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı belirgin olup diğer tarafın, öğrenmenin (ıttılaın) daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğunda da kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 20.04.1983 tarihli ve 1980/1-1846-397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir. Hâl böyle olunca; olayda hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tüm delillerin toplanması, davacı tarafından 21.04.2015 tarihli dilekçesinde bildirilen tanıkların dinlenmesi suretiyle açıklığa kavuşturulması, davanın süresinde açıldığı sonucuna varılması durumunda yukarıdaki ilkeler çerçevesinde işin esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesiyle hüküm bozulmuş, Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2022 tarihli ve 2019/5 Esas, 2022/77 Karar sayılı kararıyla;davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı ve davalılardan ... vekili temyiz isteminde bulunmuş, Dairenin 16.11.2022 tarihli ve 2022/4399 Esas, 2022/7566 Karar sayılı kararıyla; “...Dosya kapsamı birlikte değerlendirilip dava konusu taşınmazlardaki dava dışı paydaşların da paylarını davalı ... ve diğer davalı ...’e devrettikleri hususu göz önüne alındığında, TMK'nın 6 ncı ve HMK'nın 190 ıncı maddeleri gereğince davacının iddialarını ispatlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, görgüye dayalı olmayan tanık beyanlarına itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır..." gerekçesiyle karar bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği Dairenin 14.06.2023 tarihli ve 2023/2719 E., 2023/3302 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı ...'nin gerçeğe aykırı olarak yemin eda ettiğini, davacının 78 yaşında okuma yazma bilmeyen bir kişi olduğunu, dinlenen tanık beyanları ile davalıların arkadaş olduklarının ispatlandığını, bedeller arasındaki fahiş farkın da muvazaanın başka bir ispatı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı ve 39 uncu; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı, 1023 üncü ve 1024 üncü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.