"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1226 E., 2023/1561 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/14 E., 2022/14 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; Sivas ili, .... ilçesi, .... köyü ... ada 58 parsel sayılı taşınmazın davacının mirasbırakanlarına ait olup kardeşler arasında yapılan rızai taksim sonucu davacıya düştüğünü, bu taşınmazın bir bölümü ve taşınmazın yolu olarak kullanılan alanın kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına kayıtlı ... ada 63 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını, yine davacıya ait olan bir tarlanın da bu taşınmaz içerisinde kaldığını, ayrıca yine taksimen davacıya düşen başka bir taşınmazın da davalı adına kayıtlı ... ada 8 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını ileri sürerek ... ada 63 parsel sayılı taşınmazın tapusunun kısmen iptali ile yol olarak tespit dışı bırakılmasını, yine ... ada 63 parsel sayılı taşınmazın keşif sırasında gösterilecek kısmının tapu kaydının iptaliyle davacıya ait ... ada 58 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tescilini, ayrıca ... ada 8 parsel sayılı taşınmazın keşifte gösterilecek kısmının tapu kaydının iptaliyle davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın beyanlara göre davacının babası tarafından kullanıldığı, ölümünden sonra yapılan taksim neticesinde davacıya isabet ettiği, ziraat bilirkişi raporuna göre bu yerde 90 yılı aşkın süredir tarım yapıldığı, jeodezi bilirkişisinin de eski tarihli hava fotoğrafları üzerindeki incelemesinin ziraat bilirkişisi ile aynı doğrultuda olduğu, (B) harfi ile gösterilen kısmın güncel durumunun yol görünümünde olduğu bildirilmişse de evveli hakkında bir değerlendirme yapılamadığı, jeodezi raporuna göre ise bu kısmın yol görünümünde olmadığı, davanın ispatlanamadığı, (C) harfi ile gösterilen kısmın hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemede kullanılmadığının bildirildiği ve davanın ispatlanamadığı, (D) harfi ile gösterilen kısmın dava dışı tescil harici olan yolda kaldığı, dava konusu edilmeyen müstakil bir taşınmazın ıslahla davaya ithaline yasal açıdan olanak bulunmadığı, (E) harfi ile gösterilen kısmın dinlenen beyanlar ve düzenlenen raporlara göre kullanım halinde olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davaya konu ... ada 8 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen kısmın tapusunun iptali ile davacı adına tarla vasfı ile tesciline, ... ada 63 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmın tapusunun iptaliyle davacı adına tarla vasfı ile tesciline, aynı raporda (B) ve (C) harfi ile gösterilen kısımlar yönünden açılan davanın reddine, (D) harfi ile gösterilen kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ziraat mühendisi bilirkişi raporunda (A) ve (E) harfleri ile gösterilen alanların uzun süre (yaklaşık 90 yıl) ekili ve dikili tarım amacı ile kullanıldığı, jeodezi mühendisi bilirkişi raporunda 1962 ve sonraki tarihli hava fotoğraflarında (A) ve (E) harfleri ile gösterilen alanın kullanıldığının belirtildiği, verilen kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; yapılan keşifte yerel bilirkişilerden ayrıntılı beyan alınmadığı, taşınmazların durumuna ilişkin kronolojik sıralamaya göre bilgi edinilmesi yolunun seçilmediği, dava tarihinden geriye dönük 20 yıllık sürede taşınmazın kimler tarafından ne şekilde kullanıldığının aydınlatılmadığı, 5 yıllık periyotlar halinde hava fotoğraflarının incelenmediğini ve nizasız ve fasılasız kullanımın belirlenmediğini, taşınmazın kullanıldığına yönelik jeodezi raporunda bu sonuca hangi verilerle ulaşıldığının açıklanmadığını, taşınmazların çevre taşınmazlarla kıyaslanmadığını, beyanların raporlarla denetlenmediğini, mirasbırakan da dahil olmak üzere senetsiz araştırmasının Yazı İşleri Müdürlüğünden ve tapu müdürlüğünden yapılmadığını, eksik incelemeyle karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Dosyanın incelenmesinden; davaya konu .... ada 63 parsel sayılı 43.073,73 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın 18.07.2007 tarihinde, ... ada 8 parsel sayılı 3.307,27 m2 yüz ölçümündeki taşınmazın 19.07.2007 tarihinde ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 28.01.2008 tarihinde kesinleştiği, davanın 26.01.2018 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, irsen intikal ve taksime dayalı olarak açıldığı anlaşılmıştır.
2. Mahkemece, teknik bilirkişi raporunda temyize konu (A) ve (E) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir.
Şöyle ki; mahallinde yapılan keşifte davacının kardeşi ve tanığı ... ile davacının amcasının oğlu ve tanığı ... yerel bilirkişi sıfatıyla dinlenmiş, ... ada 63 parsel sayılı taşınmaz içerisinde birden fazla taşınmaz bölümüne dava açılmasına rağmen her bir taşınmaz bölümü yönünden ayrı ayrı beyan alınmamış olup bu haliyle dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının hangi kısımlarının (A) harfi ile gösterilen yere ilişkin olduğu net olarak belirlenememiştir. Yine, gerek (A) harfi gerekse (E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün davacının babasından beri tarla ve bahçe olarak kullanıldığı bildirilmiş ise de maddi olaylara dayanmayan, taşınmazın ne zamandan beri kim tarafından ne suretle kullanıldığı hususunda ayrıntılar içermeyen beyanlar soyut kalmıştır.
Öte yandan; ziraat bilirkişisi raporunda (A) ve (E) harfiyle gösterilen bölümlerin 90 yılı aşkın süredir ekildiği, keşif tarihinde ekili olmayıp çayır otlarıyla kaplı olduğu, yüzeyi kısmen taşlı kıraç tarım arazisi olduğu, zeminde sabit ve doğal sınırlara sahip olup Hazine arazisiyle 3 ve 5 m kot farkı olduğu bildirilmişse de aynı raporda 90 yıldan bu yana bazen aralıklı bazen de fasılasız olarak tarım yapıldığı yönünde çelişkili bir tespite yer verilmiş, aralıklı ve aralıksız zilyetliğin ve zilyetliğin 90 yıla uzandığı hususunun hangi somut veriye dayanılarak tespit edildiği açıklanmamış, davacı tanığı ...'ın taşınmazın eskiden bahçe olup zamanla meyve ağaçlarının kuruduğu yönündeki beyanına değinilmemiş, taşınmazların fotoğraflarına yer verilmemiştir. Bununla birlikte jeodezi bilirkişisi raporunda 1962 yılı ve sonrasında (A) harfi ile gösterilen bölümün sınırlarının belirgin olmadığı, geometrisinin hava fotoğraflarında gözlenmediği yönünde tespite yer verilmiş olup (A) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımların kullanıldığının belirtilmesiyle yetinilmiş, ne şekilde bir kullanımın olduğu açıklanmamış, taşınmazlar üzerindeki ağaçlara ilişkin herhangi bir tespite yer verilmemiş, ayrıca sınırlara ve fasılaya ilişkin raporlar arasındaki çelişkilerin sebebi aydınlatılmamıştır. Hava fotoğraflarının stereoskopik olarak incelendiği belirtilmiş ise de tek resimden ibaret fotoğraflar üzerinde inceleme yapılmış olup daha doğru ve aydınlatıcı tespitlerin yapılabilmesi için ardışık bindirmeli hava fotoğrafı ile çift resim incelemesi yapılmamıştır.
Diğer taraftan; davacının babasından gelen taşınmazların taksimen kendisine düştüğü iddiası ile 2018 yılında dava açtığı, kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığı, buna göre kanunda aranan koşullarla sürdürülen eklemeli zilyetliğin en geç 1988 yılına kadar uzanması gerektiği, davacının babası ....'ın 1996 yılında öldüğü gözetildiğinde davacı ve babası adına senetsizden edinilen taşınmazların araştırılarak tecviz sınırını aşıp aşmadığının denetlenmesi gerekirken yalnızca davacı yönünden tapu müdürlüğü vasıtasıyla araştırma yapılması yeterli değildir. Yine davacıya ait taşınmaz ve davaya konu taşınmazlara komşu taşınmazların tutanak ve dayanakları getirtilerek yapılan keşif sırasında uygulanmaması, ayrıca davaya konu taşınmazların imar planı kapsamında olup olmadığının araştırılmaması da isabetsizdir.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle temyize konu (A) ve (E) harfleri ile gösterilen taşınmazlara komşu taşınmazların tutanak ve dayanakları getirtilmeli, Harita Genel Müdürlüğünden tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesini kapsayan ardışık hava fotoğrafları istenmeli, il ve ilçe belediyelerinden davaya konu taşınmazların imar planı kapsamında olup olmadığı, imar planındaysa ilk olarak imar planı kapsamına alınış tarihi sorulmalı, ilgili tapu ve kadastro müdürlüğünden davacı ve babası adına senetsizden edinilen taşınmazlar ve tutanakları getirtilmeli, mahkeme yazı işleri müdürlüğünden davacı ve babası adına tescil davası bulunup bulunmadığı sorulmalı, daha sonra jeodezi-fotogrametri mühendisi bilirkişisi, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi ile yerel bilirkişiler ve tanıkların katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı, gerekçeli ve taşınmazın fotoğraflarını da içeren rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle haritaların ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın hangi tarihlerde ne şekilde kullanıldığını belirten rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir şekilde komşu taşınmazların da kayıtlarını uygulayan, davacı ve babası adına senetsizden edinilen taşınmazların yüz ölçümlerini denetleyen rapor alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Koyulhisar Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
08.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.