"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/319 E., 2022/1771 K.
HÜKÜM/KARAR : Davalar ret/Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/52 E., 2021/213 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen asıl davada davalılar vekili Avukat ... ve Avukat ..., ihbar olunan Hazine vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı dava dilekçesinde; inşaat mühendisi olduğunu ve bölgesinde birçok inşaat işi yaptığını, yatırım amaçlı küçük hisseleri alıp takas yaptığını, davalı ...’nın eski eşi olan ... ... ile de bu şekilde tanıştıklarını, ... ve kendisinin alacağı olduğu ... ile aralarında yapılan görüşme sonunda hisseleri aynı ada ve parselde birleştirmek için takas yapılması konusunda anlaştıklarını, anlaşmaya göre kendisinin dava konusu 12607 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 24167/894600 payını davalı ...'ya devredeceğini, ...'nın eski eşi ...'in kardeşleri ...,...,...'nın 12608 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını ve 12608 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki ... payını kendisine devredeceğini, işlemlerle ilgili tapu başvurularını ...’in yaptığını, iki tane başvuru yapılmış olduğunu, dava konusu 12608 ada 5 parsel ve 1387 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını satmayı hiç düşünmediğini, tapu tarafından devredeceği parsellere ilişkin kendisine mesaj gönderilmediğini, tapuda kendisine önce devir alacağı taşınmazlara ilişkin 35608 işlem numaralı resmi senedin imzalatıldığını, sonrasında 28629 işlem numaralı senedin imzalatıldığını, resmi senette okuduğuna ilişkin beyan ve imza olmasına rağmen okumadığını, 1387 parsel sayılı taşınmaz için kamulaştırmasız el atma davası sonucunda yol olarak terkinine karar verildiğini, kendisine ait olmayan yeri satmasının imkanı olmadığını, tapu görevlilerinden satın aldığı 6 parsel sayılı taşınmazın tapu senedini istediğini ve imzalar eksik olduğu için o işlemin yapılamadığının bildirildiğini, ... ile görüştüğünü eksikliklerin giderileceğini söylemesine rağmen devrin gerçekleşmediğini, tekrar tapuya gittiğinde 5 ve 1387 parsel sayılı taşınmazlarının da satıldığını ve kandırıldığını öğrendiğini, kendisine hiçbir ödeme yapılmadığını, 3 parça taşınmazın piyasa değerinin 3.000.000,00 TL olduğunu, hile ile iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa rayiç bedelin tahsiline karar verilmesini istemiş, asıl davadaki gerekçelerle 12608 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki payının davalı ...’ye devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmazsa rayiç bedelin tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını 6663/99400 olarak düzelttiğini bildirmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı cevap dilekçesinde; işlemin takas değil satış olduğunu, davacının yüksek okul mezunu ve iş yapan biri olduğunu, resmi senedi okumadan imzalamasının mümkün olmadığını, usulsüzlük olmadığını, davacının yazılı delili olmadığını, hilenin söz konusu olmadığını, tapuda beklemede olan işlemin ayrı bir işlem olduğunu, davacı edimlerini yerine getirmediği için beklemede olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Birleştirilen davada davalı cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin ve zamanaşımının geçtiğini, davaya konu payı satın aldığını, davacının hisseli taşınmazlarda pay alıp satan biri olduğunu, gerçekleşmeyen işlem ile kendisinin bir ilgisi olmadığını, resmi senette yirmiden fazla kişi olduğunu, usulsüzlük olmadığını, senetle ispat gerektiğini, işlemin takas değil satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; resmi senet ile davacının 12608 ada 5 parseldeki hissesini ...'e sattığı, 12607 ada 1 parseldeki hissesini ve 1387 parseldeki hissesini ...'e sattığı, resmi senedin geçerliliğini etkileyecek nitelikte usulü eksiklik bulunmadığı, davacı tarafın davalı tarafla esasen takas için anlaştıklarını ancak hile ile anlaşma gereği kendisinin devretmesi gereken taşınmazları devretmesine rağmen kendisine devredilmesi gereken taşınmazların devrinin yapılmadığını ileri sürmesine rağmen hile iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; inşaat mühendisi olduğunu, arsa ve inşaat işleri ile uğraştığını, ... ... ile 20 yıldır bir dostluğu olduğunu, ...'in kızı ve eski eşi ... ile de iş ve işlemler yağtığını, davalılar ile arasında yazılı olmayan sözleşmeye göre kendisinin 12607 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 24167/894600 payını davalı ...'ya devredeceğini, ...'nın eski eşi ...'in kardeşleri ...,...,...'nın 12609 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını ve 12608 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki ... payını kendisine devredeceğini, bu anlaşmada ...'yı vekaleten eski eşi ...'in temsil ettiğini, ... ve ...'nın formaliteden boşandığını, soruşturma dosyasında ...'nın eski eşi ile halen görüştüğünü, taşınmazı gerçek alacaklı olmadığını, bir miktar para verdiğini, ...'in isteği ile taşınmazı üzerine aldığını beyan ettiğini, davalı ... ve eşinin onlarca kişiyi aynı şekilde mağdur ettiklerini, ...'nin ...'e 270.000,00 TL borcu olduğunu, taşınmazın kendisine devri ile borç alacak işini halledeceklerini, ...'nin de ... ile işbirliği içerisinde olduğunu, doğruyu söylemediğini, anlaştıkları takas işlemini tek seferde yapabilecekken iki ayrı işlem numarası alındığını, anlaşma sağlanan 5 kişi dışında 20 kadar kişinin işleme dahil edildiğini, her iki işlem için de aynı gün aynı saatin ayarlandığını, 07.01.2016 tarihli ve 182 yevmiye numaralı resmi senedin sadece 1, 3, 7, 8 ve 11 inci sayfalarının imzalatıldığını, resmi senedi hangi taşınmazlara ilişkin olduğunu gösteren 2 nci sayfasının imzalatılmadığını, diğer işlemle sayfaların değiştirildiğini, tüm tarafların işlem esnasında orada olmadığını, resmi senedin geçersiz olduğunu, maliki olduğu 12608 ada 5 parsel ve 1387 parsel sayılı taşınmazın anlaşmalarında olmadığını, ...'in ve ...'nın isteği üzerinde işleme eklenildiğini, kendisine buna ilişkin mesaj gönderilmediğini, kendisinin sadece 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını devredeceğini düşündüğünü, 1387 parsel sayılı taşınmazın değerinin davalı ...'nın beyan ettiğinden çok fazlası olduğunu, bu bedele satmasının mümkün olmadığını, ... ve ...'nın tapu memurları ile birlikte hareket ettiklerini, usulsüz işlem yaparak kendisine verilecek taşınmazlara ilişkin kayıtları ortadan kaldırdıklarını, hile ile taşınmazlarının elinden alındığını, idarenin düzenlediği rapor ile bilirkişi tarafından düzenlenen raporun çelişkili olduğunun kabul edilmesi ve yeni rapor aldırılmasının doğru olmadığını, son alınan raporun yok hükmünde olduğunu ve hükme esas alınamayacağını, Tapu Sicil Tüzüğü'nün 17 ve 36 ncı maddeye ve Resmi Senet Yönetmeliği'nin 18, 20, 22, 26 ncı maddelerine aykırı davranıldığını, bilirkişinin hukuki nitelendirme yapamayacağını, davalı tanıklarının yalan beyanda bulunduklarını, alıcı ve satıcının tapu memuru önünde aynı anda bulunmadıklarını, işlemin mutlak olarak batıl olduğunu, kendisine devredilecek taşınmazlara ilişkin işleme gelmediklerini, davalı ...'nın ve ...'in sayfalarca tapu iptali ve tescili davaları olduğunu, üçüncü bir rapor alınması gerektiğini, kamera kayıtlarının bir kısmının imha edildiğinden bahisle gönderilmemesinin Tapu Müdürlüğünün de işin içerisinde olduğunu gösterdiğini, ... ile eski eşi ...'nun arasında geçen whatsapp yazışmalarında kendisinin kandırıldığının beyan edildiğini, bu delilin yeni olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili; yargılama aşamasındaki beyanlarını ve istinaf dilekçesindeki nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ve 39 uncu maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosya içeriğinden; davacının dava konusu 12607 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 6663/99400 payı ile 1387 parsel sayılı taşınmazdaki 167/276 payını 07.01.2016 tarihinde 182 yevmiye numaralı işlem ile davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiği, davacının aynı resmi senet ile 12608 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 3949/566200 payını ise davalı ...'ye satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi doğru olduğundan asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca gelen temyiz edilen davalılar vekilleri için 17.100.00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleştirilen davada davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
...