Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1164 E. 2024/3072 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarına yaptığı temlikler nedeniyle muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı adına kayıtlı bazı taşınmazlar yönünden davanın kabulü, bazı taşınmazlar yönünden reddine karar verilmesi üzerine yapılan temyiz isteminin incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Daire, ilk derece mahkemesinin, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla yaptığı temliklerin iptaline ve davacıların miras payları oranında adlarına tesciline karar vermesi, bazı taşınmazlar yönünden ise mirasbırakanın mal kaçırma kastının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma ilamına uyularak verilen kararda da usul ve yasaya aykırılık tespit etmediği gerekçesiyle, tarafların temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/253 E., 2022/36 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul - Kısmen Ret

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda eski 742 parsel ( yeni 155 ada 1, 2 ve 3 nolu parseller) yönünden davanın reddine, 1880 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davacılar ... ve ... vekili, davacılar ... vd. vekili, davacılar ... vd. vekili tarafından ve davalılar ... vd. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.10.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat ... geldi. Diğer temyiz eden davacılar ... vd. vekili gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; mirasbırakanları ...’ın ilk eşinden olma çocukları ve torunları olduklarını, mirasbırakanın maliki olduğu yirmi sekiz parça taşınmazı mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle ikinci eşinden olma çocukları ve torunlarına devrettiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında 1124, 1186, 695, 375, 407 ve 2310 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davalarından feragat etmişlerdir.

Yargılama sırasında mirasçılardan ... ve ..., davacılar yanında davaya katılma isteminde bulunmuşlardır.

II. CEVAP

Davalılar; taşınmazların büyük kısmının mirasbırakandan temlik alınmadığını ve temliklerin bedel karşılığında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.03.2016 tarihli ve 1998/82 E., 2016/152 K. sayılı kararıyla; 207 parsel sayılı taşınmaz ve feragat edilen taşınmazlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairenin 02.10.2019 tarihli ve 2016/17733 Esas, 2019/4976 Karar sayılı kararıyla: “ Tüm dosya içeriğinden, dava konusu 742 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazlar yönünden muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalıların bu yöne değinen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; dava konusu edilen 742 parsel sayılı taşınmaz, evveliyatında mirasbırakan adına tapulu iken bu kişi tarafından 08.11.1954 tarihinde ölünceye kadar bakım akdi ile eşi ...'a devredildiği, mirasbırakan tarafından kendisine bakılmadığına yönelik bir iddiada

bulunulmamış olmasının yanında mirasbırakanın mal kaçırma kastının ispatlanamadığı da gözetilerek anılan taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir. Diğer yandan, 1880 parsel sayılı taşınmazın 35 m2'lik kısmına ilişkin, İçmeler Belediyesinden satın alındığına yönelik bir savunma bulunmakla, bu taşınmazın geldi kayıtları da nazara alınarak İçmeler Belediyesinden satın alındığı iddia edilen miktarın tevhit edilip edilmediği yönünde araştırma yapılması da gerekmektedir. Mahkemece yapılması gereken, toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek eski 742 (yeni 155 ada 1, 2 ve 3 parsel) sayılı taşınmaz yönünden mirastan mal kaçırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine; 1880 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise satın alma yolu ile bir tevhit işlemi var ise bu miktar yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesiyle karar bozulmuş, taraf vekillerinin karar düzeltme isteği Dairenin 11.11.2020 tarihli ve 2020/2729 Esas, 2020/5878 Karar sayılı kararıyla reddedilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2020 tarihli 2020/253 Esas, 2022/36 Karar sayılı kararıyla; Dairece dava konusu 742 ve 1880 sayılı parseller yönünden hükmün bozulduğu, diğer parseller yönünden temyiz itirazları ve karar düzeltme taleplerinin reddedilerek hükmün kesinleştiği; Tapu Müdürlüğüne yazılan müzekkere sonucunda dava konusu 1880 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından Marmaris Belediyesinden satın almaya dayalı herhangi bir tevhidin olmadığının görüldüğü, dava konusu 742 parsel (yeni, 155 ada 1,2 ve 3 numaralı parsel) sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından ölünceye kadar bakım akdi ile eşi Sadıka Kaz'a devredildiği, mirasbırakan tarafından kendisine bakılmadığına yönelik bir iddiada bulunulmadığı, mirasbırakanın mal kaçırma kastının ispatlanamadığı, dava konusu 1880 parsel yönünden ise Marmaris Belediyesinden satın alma yoluyla tevhit işlemi olmadığından parselin tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle eski 742 parsel ( yeni 155 ada 1,2 ve 3 nolu parseller) yönünden davanın reddine, 1880 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, dava konusu diğer parseller yönünden karar kesinleştiğinden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ... ve ... vekili, davacılar ... vd. vekili, davacılar ... vd. vekili ve davalılar ... vd. vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle: kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eski 742 parsel yeni 155 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca kabul edilen taşınmazlar yönünden de davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek anılan yönlerden kararın bozulmasını istemiştir.

2. Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek anılan yönden kararın bozulmasını istemiştir.

3. Davacılar ... vd. vekili temyiz dilekçesinde özetle; eski 742 yeni 155 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca davacılar lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

4- Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Dairenin 02.10.2019 tarihli 2016/17733 E., 2019/4976 K. sayılı kararının maddi hataya dayalı olduğunu, bu nedenle usuli müktesep hak oluşturmayacağını,davacılardan Ali Kaz’ın yargılama devam ederken 11.06.2001 tarihinde öldüğünü, geride 10 mirasçı bıraktığı halde mirasçılarına tebligat yapılıp taraf teşkili eksikliği giderilmeden hüküm kurulduğunu, Dairece de bu eksiklik fark edilmeden temyiz incelemesi yapılarak bozma kararı verildiğini, davacı ...yönünden ölümle vekalet ilişkisi sonlanan vekillerin duruşmada “ ...mirasçıları olan ..., ... ve ... dışındaki mirasçılar ve tereke yönünden davayı takip etmiyoruz” şeklindeki beyanlarına itibar edilerek hüküm verilmiş olmasının mutlak bir biçimde bozma nedeni olduğunu, zira vekalet ilişkisi olmayan avukatlar ... ve ...’nın ...mirasçıları adına davayı takipten vazgeçmeye dair beyanlarının hiç bir geçerliliği bulunmadığını, davada taraf koşulunun oluşturulmamasının başlı başına bir bozma nedeni olduğunu, mahkemenin diğer parseller yönünden karar düzeltme taleplerinin reddi ile karar kesinleşmiş olduğundan, kesinleşen bu parseller yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmesinin de yok hükmünde olduğunu, bu nedenle bozma kapsamı dışındaki taşınmazlara ilişkin kesinleşme şerhinin de yok hükmünde olduğunu, davalılar ..., ölü ... varisleri ..., ..., ..., ölü ... varisleri, ..., ..., ..., ..., ölü ... varisi ...’ın mahkeme karar başlığında davalı olarak gösterilmediğini, bu davalılar için karar tebliğ edilmediğini, taraf teşkili yönünden de bir çok hata olduğunu, bu nedenle öncelikle kesinleşme şerhi kararının infazının durdurulmasını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, 477 ( yeni 2512,2513 ve 2514 ) parsel sayılı taşınmazın ... adına tescilli olduğunu, ondan da intikalen davalılara kaldığını, kök mirasbırakan ... ile bir ilgisinin olmadığını, anılan taşınmazın 3.kişi ... adına kayıtlı iken ... tarafından 27.11.1956 tarihinde satın aldığını,1974 yılında kadastro geçtiğinde de tapu kaydına istinaden ... adına tapulama yapıldığını, bu parsel yönünden taşınmazın mirasbırakan ile bir ilgisinin olmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazların temlik tarihlerinde tarla niteliğinde olduklarını, bir çoğunun tarımsal özelliği dahi olmayan çorak arazi niteliğinde olduğunu, ancak bölgenin turizmle birlikte imara açılması nedeniyle kıymetlendiğini, taşınmazların temlik tarihleri itibariyle güncel değerlerinin belirlenmesinin gerektiğini, bu durumda muvazaa olmadığının görüleceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 4721sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı, 706 ncı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci; 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ncı ve 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 28.02.1997 yılında ölümü ile geriye ilk eşinden olma çocukları ve torunlarından davacılar ile ikinci eşi ...’dan olma çocukları ve torunlarından davalıların kaldığı, mirasbırakanın kadastro tespitinden önce hükmen adına tescil edilen dava konusu taşınmazları davalılara temlik ettiği, taşınmazların kadastro uygulamasına tabi olduktan sonra imar ve ifraz işlemlerine tabi tutulduğu ve halen davalılar adına kayıtlı oldukları kayden sabittir.

2.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın uygulanacağı davalar yönünden HUMK’nın 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3.Temyizen incelenen kararın bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle mirasbırakan tarafından davalı ...’a devredilen 492 parsel sayılı taşınmazın 1240 parsel sayılı taşınmaza gittiği, bu parselin de bir kısmının yola terk edildiği, kalan kısmın ise ifraz işlemi ile 1515 parsel sayılı taşınmaz olarak ... adına tescil edildiği, yola terk edilen kısmın daha sonra yoldan ihdas ile 1581 parsel sayılı taşınmaz olarak tescil edildiği, 1581 parsel sayılı taşınmazın da ifraz işlemi ile 1877 parsel sayılı taşınmaz olarak ... adına tescil edildiği, ... adına tescil edilen 1515 parsel ve yoldan ihdas olan 1581 parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile de dava konusu 1880 parselin oluştuğu, 1880 parselin tamamının ... adına kayıtlı iken 07.03.1990 tarihinde satış sureti ile davalı ... ’a devredildiği, 15.09.2010 tarihinde ise ... olan ismin ... olarak tashih edildiği, 1880 parsel sayılı taşınmazın tamamı üzerinden davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4.Ancak; davacı ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., .., ..., ..., ... ile davacı ... mirasçılarından ... ve ...’ın, davacı ... mirasçılarından ..., ... ve ...’ın karar başlığında davacılar arasında gösterilmemesi,

Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’ın karar başlığında davalılar arasında gösterilmemesi,

Kabul kararı verilen dava konusu 1880 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olmasına rağmen hüküm fıkrasında sehven ... olarak yazılması doğru olmamakla birlikte anılan hususlar mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak değerlendirilmiş, anılan hususlara işaret edilmekle yetinilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz eden tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlerden alınmasına,

Duruşmaya katılım ve haklılık durumları gözeltilerek duruşma vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

30.04.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.