Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1321 E. 2024/3232 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi düzenlenen senetlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının, kadastro kanununda öngörülen hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gözetilerek, davanın reddine dair yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1519 E., 2024/77 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/290 E., 2020/186 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin büyükbabası olan ...'ın ..., ..., ..., ..., ..., ... isimli 6 çocuğunun bulunduğunu, ... 'ın müvekkillerinin babası olduğunu, 01.10.1993 tarihinde ...'ın Mersin ili, ... köyü, ... mevkinde bulunan 114 ada 51 parsel sayılı taşınmadaki 1/6 hissesini muhtar huzurunda kadastro çalışmalarından önce yapılan sözleşmeli tarla satış senedi ile müvekkillerinin babası olan ...'e sattığını, yine 18.09.1993 tarihinde ... 'ın aynı taşınmazdaki 1/6 hissesini müvekkillerinin babası ...'e sattığını, ancak kadastro çalışmaları sonucunda verilen 17.11.1995 tarihli tapu senedinde müvekkillerinin babası ...'e 1/5 hisse yazıldığını, Mersin ili, ... köyü, ... mevki 114 ada 48 parsel sayılı taşınmazda 1/6 hissesi bulunan ...'ın hissesini müvekkillerinin babası ...'e sattığını, ancak satışa ilişkin senedin ...'da bulunması nedeniyle sunamadıklarını, tarla satış senetlerinin kadastro çalışmaları yapılmadan önce yapıldığını, müvekkillerinin babalarının vefat ettiğini, 114 ada 51 parsel sayılı taşınmazda müvekkillerinin babasının iki kardeşinden paylarını satın aldığı dikkate alındığında hissesi 3/6 olması gerekirken 1/5 olarak yazıldığını, 114 ada 48 parsel sayılı taşınmazda ise kardeşi ...'den aldığı hisse dikkate alındığında hissesi 2/6 olması gerekirken 1/5 olarak yazıldığını, müvekkillerinin hak kaybına uğradığını, bu nedenle 114 ada 51 parsel ve 114 ada 48 parsel sayılı taşınmazlardaki eksik kalan hissenin iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kendilerine babalarından miras kaldığını, kardeşi ...'in çocukları olan davacıların söz konusu taşınmazdan esas mirasçıları çıkarmak ve haksız kazanç elde etmek gayreti içinde olduklarını, dava konusu taşınmazdaki hissesini ...'e sattığı ve buna karşılık sözleşme yapıp para aldığı hususunun doğru olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın satışı ile ilgili kendisinin muhtar huzurunda ve kadastro çalışmaları öncesinde davacıların mirasbırakanı ... ile tarla satış senedi sözleşmesi yapmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ayrıca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının 17.11.1995 tarihinde kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davaya konu olayda zamanaşımından söz edilemeyeceğini, zira ortada hukuken geçerliliği olan satış senetlerinin bulunduğunu, bu senetlerin yok sayılarak kadastro işleminin korunmasının hukuken mümkün olmadığını, davalıların iyiniyetli olup olmadığının araştırılması, satış senetlerinin irdelenmesi gerekirken esasa girilmeksizin zamanaşımı dolayısıyla davanın reddine karar verilmiş olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının 17.11.1995 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın kadastro tutanaklarında belirtilen haklara karşı açılmış bir dava niteliğinde olmayıp Yargıtayca geçerliliği kabul edilen senetlere dayalı açılan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, söz konusu senetlere dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu senetlerin yok sayılarak kadastro işleminin korunmasının mümkün olmadığını, kadastro işlemine bağlı olarak hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilmesinin hak düşürücü sürenin mantığı ve kamu düzenini koruma gayesi ile de uyuşmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu; Mersin ili, Toroslar ilçesi, ... köyü, ... mevkii çalışma alanında bulunan dava konusu 114 ada 48 ve 114 ada 51 parsel sayılı taşınmazların tesis kadastrosu kesinleşme tarihinin 17.11.1995 olduğu, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20.11.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken onama harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.