Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1336 E. 2025/1765 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekaletname ile yetkilendirilen annenin, vekalet verenin taşınmazını kızına düşük bedelle devretmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekalet verenin taşınmazını piyasa değerinin çok altında bir bedelle kızına devretmesi ve bu durumun vekalet görevinin kötüye kullanıldığının göstergesi olarak değerlendirilmesiyle, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/769 E., 2023/1518 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/265 E., 2021/365 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra duruşma isteği değerden reddedilerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, davalı ...’nin annesi, diğer davalının ise kardeşi olduğunu, kalp rahatsızlığı olduğu için annesinin kendisine yardımcı olduğunu ve aralarında sıkı bir güven bağı oluştuğunu, taşınmaz alım ve satımı için özel yetki içerir şekilde annesini vekil tayin ettiğini, annesinin anılan vekaletname ile dava konusu 523 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki A blok 4 numaralı bağımsız bölümü kendisi için satın aldığını, hastalığı nedeniyle zaman içerisinde ihtiyaç duyulması halinde taşınmazın satılması için annesinin kendisini vekil tayin etmesini istediğini, bunun üzerine Mersin 9. Noterliği 26.07.2018 tarihli ve 21688 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava konusu taşınmazın satışı için annesini vekil tayin ettiğini, taşınmazda kiracı olduğunu, tesadüfen taşınmazın davalı kardeşi adına tescil edildiğini öğrendiğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, temlikin muvazaalı olduğunu ve bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ...; ev ihtiyacı olduğunu, annesi ile evin satışı için anlaştıklarını, satış bedelini ödediğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının oturduğu evin annelerine ait olmasına rağmen davacı adına kayıtlı olduğunu, davacının hayatı boyunca bir işte çalışmadığını, ev satın alabilecek parası olmadığını, dava konusu evin öncesinde annesine ait olmasına rağmen davacıya devrettiğini, davacının sonrasında Selin isimli birine temlik ettiğini, annelerinin bu kişiden taşınmazı tekrar aldığını ve tekrar davacıya devrettiğini, gerçek malikin anneleri olduğunu, davacı ile annelerinin birlikte kendisini zararlandırmak istediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ..., davacının çocuğunu okutmak için davaya konu daireyi satmak istediğini, diğer davalı olan kızının bunu duyup taşınmazı satın almak istediğini, 200.000,00 TL'ye anlaştıklarını, tapu müdürlüğüne gittikleri zaman davalının yanında parası olmadığını, bankadan para çekip bedelinin tamamını ödeyeceğini söylediğini, bunun üzerine satışı yaptığını, satış işlemi gerçekleştikten sonra davalı ...'un kendisini Bankanın önünde bırakıp gittiğini ve bir daha da arayıp sormadığını ve taşınmazın bedelini ödemediğini, davacının davasında haklı olduğunu ve davayı kabul ettiğini bildirmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2019 tarihli ve 2018/16 Esas, 2019/408 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 06.11.2020 tarihli ve 2020/419 Esas, 2020/1111 Karar sayılı kararı ile; davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın davacı tarafından çocuğunun ihtiyaçları için satılmak istenildiği yönünde savunmada bulunulmuş ise de dava konusu taşınmazın vekil davalı ... tarafından kendi kızı ...'a bedel alınmaksızın davacıdan habersiz olarak devredildiği, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığının sabit olduğu, davalı ...’un vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilecek kişi konumunda olduğunu, davalıların davacıyı zarara uğratmak için fikir ve işbirliği içinde hareket ettikleri, Mahkemece dava konusu taşınmazın değerinin mahallinde keşif yapılıp saptanarak eksik harcın tamamlatılması, harcın tamamlanması sonucunda esasa yönelik karar verilmesi gerektiği belirtilip istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılması için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin 06.11.2020 tarihli kararı gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın muhtemel değeri ile resmi senette gösterilen bedel arasında fahiş farkın bulunduğu, davalı ...'nin davacı ... herhangi bir bedel ödemediği gibi davalı ... da satış bedelini vekil ... ödediğini ispatlayamadığı, davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın davacı tarafından çocuğunun ihtiyaçları için satılmak istenildiği yönünde savunmada bulunulmuş ise de dava konusu taşınmazın vekil davalı ... tarafından kendi kızı ...'a bedel alınmaksızın davacıdan habersiz olarak devredildiği, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığı, davalı ... da vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilecek kişi konumunda olduğu, davalıların davacıyı zarara uğratmak için fikir ve işbirliği içinde hareket ettikleri gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın yanlış açıldığını, usulden reddi gerektiğini, davacı vekilinin sunduğu vekaletnamede aslı gibi olduğuna dair imza olmadığını, davanın açılmamış olmasına karar verilmesi gerektiğini, davacı vekilinin süresinden sonra delil dilekçesi sunduğunu, tanıkların ne için dinlenileceğini somutlaştırılmadığını, dava konusu taşınmazın gerçekte davalı ...’ye ait olduğunu, ...’nin taşınmazı 7 yıl içinde 5 kez devrettiğini, 2 seferinin davacı tarafa olduğunu, davanın açılma sebebinin davalı ... olduğunu, müvekkilinden farklı istekleri olduğunu, kabul edilmezse oğlu ...’e dava açtıracağını söylediğini, davacının hayatı boyunca çalışmadığını, ev satın alacak parası olmadığını, oturduğu evin de davalı ... adına kayıtlı olduğunu, ...’nin davayı kabul dilekçesinin savunmalarını doğruladığını, müvekkilinin tüm birikimlerini bu taşınmaza yatırdığını, bedelin ödendiğini, ...’nin tapuda bedeli aldığını beyan ettiğini, daha sonra ödeme yapılacağına ilişkin bir taahhüt olmadığını, ...’nin iyiniyetli olmadığını, davacı ve davalı ...’nin danışıklı olarak hareket ettiklerini, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davacı tarafın somut delil sunamadığını, işlemlerin aynı gün yapılmasının önceden anlaşıldığını gösterdiğini, süresinde bildirilmemesine rağmen dinlenilen tanıkların duyuma dayalı beyanları olduğunu, davacının dilekçesinde ve 27.09.2019 tarihli celsede "Dava konusu evi çocuğunun okul masrafı için satma düşüncesinde olduğu, ancak davalı ...'un satış bedelini ödememesinden dolayı mağdur olduğunu" söylediğini, davalı ...'nin de aynı doğrultuda beyanları olduğunu, bu yöndeki tanık anlatımlarına itiraz edilmediğini, uyuşmazlığın satış iradesi olmamasından değil bedel ödenmemesinden kaynaklandığını, bu nedenle tapu iptali ve tescile karar verilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriğine göre; davacının, davalı annesi ...’yi Mersin 9. Noterliğinin 26.07.2018 tarihli ve 21688 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile dava konusu taşınmazın satış yetkisini de içerir şekilde yetkilendirdiği, davalı ...’nin anılan vekaletname ile davacının kayden maliki olduğu dava konusu 523 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki A blok 4 numaralı bağımsız bölümü 27.07.2018 tarihinde kızı olan davalı ...’a 69.000,00 TL bedelle devrettiği, taşınmazın keşfen tespit edilen 2018 yılı değerinin ise 240.000,00 TL olduğu görülmüştür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 12.295,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.