"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2013/192 E., 2014/412 K.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; maliki olduğu 3810 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümü davalı ...'nin çekeceği krediye teminat olarak davalı ...’ye devrettiğini, ancak ...'in çektiği 80.000,00 TL borcun 16.500,00 TL'sini ödeyip kalanını ödeyemediğinden evinin satılma korkusu ile kredi borcunun bir kısmını kendisinin ödediğini, böylece vadesiyle 80.000,00 TL olan borcun toplamda 66.588,00 TL olarak kapatıldığını, ancak içinde bulunduğu zor durum nedeniyle ödediği 45.500,00 TL'yi dava dışı bir kısım tefeciden (..., ... , ... , ... , ... , ... ...) aldığını, bu kişilerin ...’de görünen evi sırasıyla davalı ... ve davalı ... adına tescil ettirdiklerini, tefecilerin aracı kişileri olan adı geçen kişilere yapılan temliklerin hileli ve bedelsiz olduğunu, gerçekte 90 - 100.000,00 TL arası değerde olan evin bu kişilerden alınan 46.500,00 TL paranın karşılığı olduğunu, zeytinliğini satarak bu kişilere elden 32.000,00 TL ödediğini ancak anılan kişilerin 80.000,00 TL istedikleri gibi evi de geri vermediklerini, kendisini silahlı olarak tehdit ettiklerini, bu hususta suç duyurusunda bulunduğunu, kendisinin korku ve panik halini bilen davalıların dava konusu taşınmazı üzerlerine geçirdiklerini, taşınmazı ...'den almak yerine davalılara vermesinin sebebinin belirttiği gibi korku ve ödediği 32.000,00 TL'nin mahsubu ile geriye kalan 14.500,00 TL borcunu kabul ederek evini geri verecekleri inancı olduğunu ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmazsa bakiye 14.500,00 TL borcun keşif sonucu çıkacak değerden mahsubu ile kalan miktarı olan alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile davalılardan alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamış, ön inceleme duruşmasında; davacının evinin kredi çekilmesi amacıyla kendi üzerine geçtiğini, kredinin ödenmesinde problem yaşandığını, herkesin kendi payına düşen kısmı ödediğini, davacının kendi payını ödemek için borç aldığından teminat için kendisinden evin ...'a devredilmesini istediğini, kendisinin tamamen davacının isteği üzerine evi devrettiğini, bu devir işlemi nedeniyle herhangi bir para almadığını ve çekilen krediden dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamış, ön inceleme duruşmasında; ev satın almak istediğini, ... kendisinin köylüsü olduğunu, ...'in uygun bir ev olduğunu söylemesi üzerine ... ...'a 70.000,00 TL verdiğini ve bu evi alırken akrabası olan ...'tan borç aldığını, ev satın alınırken kendisine bir ay içerisinde boşaltılacağının söylendiğini, ev boşaltılmayınca hem kendi evinin kirasını hem de borcu ödeyemediğini, bu nedenle ... aldığı 30.000,00 TL borcu mahsup ederek 40.000,00 TL karşılığında daireyi ...’e devrettiğini, bu işlemler sırasında davacı ile hiç görüşmediğini, ... ... ile davacı arasında yaşanan olaylardan haberdar olmadığını, ...'i halde toptancı olarak bildiğini, yaşananlardan sonra davacının başına gelenleri kendisine anlattığını, kendilerinin de fiyatı cazip gelen evi oturmak için aldıklarını ancak mağdur olduklarını beyan ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı ...'e yapılan satışın hukuka uygun olduğunu, devrin kredi temini amaçlı olarak yapıldığı yönündeki iddiaların davalı ... yönünden geçerli olmadığını, dava açma hakkının ...'te olduğunu, davacının aktif husumetinin bulunmadığını, ...'in taşınmazı ...'a sattığını ve satış bedelinin tamamını aldığına dair imza attığını, ...'un da davalı ...'e devrederek satış bedelinin tamamını aldığına dair imza attığını, bu üç kişi arasında hile olduğu iddiasını kanıtlama külfetinin davacıya ait olduğunu, davalının tapu kaydına güvenen iyi niyetli 3. kişi olduğunu, ... ... isimli şahısla ilgili iddiaların davalıyı bağlamadığını, davacının ... ve davalı ...’i tanımadığını, davalı ...’in de sadece ...'u tanıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... 28.04.2011 tarihli duruşmada; davaya konu taşınmazı oturabileceğini düşünerek satın alan kuzeni ...'a 30.000,00 ₺ borç verdiğini, evin boşaltılmaması nedeniyle Sibel'in borcunu ödeyemeyerek daireyi kendisine devretmek zorunda kaldığını, verdiği borç mahsup edildikten sonra ...'a 30.000,00 ₺ daha para verdiğini, devralmadan önce evi görmeyip yatırım amacıyla satın aldığını, davalı ...'i tanımadığını beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 22.12.2011 tarihli ve 2011/31 Esas, 2011/7 Karar sayılı kararıyla; resmi senedin aksinin işlemin tarafınca ancak yazılı belge ile ispat edilebileceği ve bu yönde yazılı bir delil sunulmadığı, tanık beyanlarının bu nedenle dikkate alınmadığı, ... tarafından kendi payına düşen kredi borcunun ödenmiş olduğu hususunda davacının itiraz ya da talebinin bulunmadığı, davacının taşınmazın satışına engel olmak amacıyla kredi borcunu kapattığı ve bu borçlanma nedeniyle davacının da bilgisi dahilinde taşınmazın davalı ...'a devredildiği, daha sonra taşınmazı devralan ...'un kötü niyetli ya da hileli davrandığına ilişkin bir delil sunulamadığı, yapılan ödemelerden sonra taşınmazın devredileceğine ilişkin bir delil bulunmadığı, davacının alacak talebini ... ...'a yöneltebileceği ancak bu kişinin de davada taraf olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 18.10.2012 tarihli ve 2012/6627 Esas, 2012/11593 Karar sayılı ilamı ile inançlı işlem iddiasının yazılı delille ispatının gerektiği, her ne kadar davalı ... maddi vakıayı kabul etmiş ise de diğer davalılar bakımından iddianın kanıtlandığından söz edilemeyeceği, o halde tapu iptal ve tescil isteği bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak davada terditli olarak bedel isteğinde de bulunulduğu, bu istek bakımından inceleme ve değerlendirme yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu istek irdelenmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacının karar düzeltme talebi de reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; inançlı temlik iddiasının yazılı delille ispatı gerekmekte olup davalı ... dışındaki davalılar bakımından iddianın ispat edilemediği, terditli olarak talep edilen bedel isteği yönünden ise yapılan araştırmada her ne kadar Asliye Ceza Mahkemesi dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de dosyanın incelenmesinde müştekisinin davacı olduğu, dosyanın diğer tarafları arasında davalıların yer almadığı, yargılamanın tefecilik yapma ve tehdit suçlamasına ilişkin olduğu, dosyanın taraflarının eldeki davanın tarafları İle bağlantılı olmadığı, bu nedenle beklenmesinde dosyanın esası bakımından bir yarar bulunmadığı, mevcut hali ile de davacı tarafça alacağının mevcudiyetinin ispat olunamadığı gerekçesiyle davacının terditli alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının davalı ...'in kredi taksitlerini ödeyememesi sebebiyle 3. kişilerden borç alarak kredi taksitlerini kapattığını, faizle aldığı bu para karşılığı tapuyu devralamadığını, inançlı işlemin varlığının davalı ... tarafından kabul edilmiş olması nedeniyle bedel talebi yönünden davanın ispat edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak tazminat istemine ilişkindir.
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyanın incelenmesinden; davaya konu 3810 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümün davacı adına kayıtlıyken 12.09.2008 tarihinde 22.900,00 TL bedelle davalı ...'ye devredildiği, ... tarafından 20.04.2010 tarihinde 40.000,00 TL bedelle davalı ...'a ve Sibel tarafından da 28.06.2010 tarihinde 40.000,00 TL bedelle davalı ...'a devredildiği, taşınmazın kredi temini amacıyla devredildiği hususunda davalı ...'nin beyanlarının, dava konusu hususlara ilişkin olarak davacı tarafından Edremit Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/5135 soruşturma sayılı dosyasında şikayette bulunulması üzerine soruşturma dosyasında ve Edremit 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/353 Esas sayılı dava dosyasında tarafların beyanlarının alındığı anlaşılmıştır.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 345,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Edremit 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.