"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1925 E., 2024/120 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/204 E., 2022/126 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; murisleri ...'in dava konusu taşınmazlarını satış suretiyle davalı Şirkete devrettiğini, kendilerinden habersiz yapılan temlik sırasında murisin oldukça yaşlı olması nedeniyle hukuki işlem yapma ehliyetinin zayıflaması, yalnız yaşaması, taşınmazın satışındaki deneyimsizliği ve yasal mirasçılarına danışmadan bu işlemi gerçekleştirmesi, kandırılması nedenleriyle satış işleminde aldatma, aşırı yararlanma ve murisin yanılmasından faydalanılarak iradesinin fesada uğratılması olasılıklarının kuvvetle muhtemel olduğunu, satışın muvazaalı olduğunu, muris tarafından alınan bir satış bedeli bulunmadığını, alınsa dahi murisin kandırılarak paranın geri alındığını düşündüklerini, mirasçılık haklarının zedelendiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Şirket vekili; davalı Şirketin dava konusu yeri ilk olarak 2012 yılında kiraladığını ve halen diş sağlığı hizmeti vermeye devam ettiğini, kiracı olduğu dava konusu yeri murisin davalı Şirkete satmayı teklif ettiğini, taşınmaza yapılan masraf ve yatırımları da düşünerek bu teklifin kabul edildiğini, taşınmazın değerinin üzerinde bir bedel karşılığında satın alındığını, 820.000,00 TL olarak anlaştıkları satış bedelinin murise ödendiğini, murisin hukuki işlem ehliyeti bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iddia edilen hususların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm delillerin toplandığı, değerlendirilip tartışıldığı, kabul ve reddediliş sebeplerinin gerekçeleriyle açıklandığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, karar gerekçesinde çelişkiler bulunduğunu, davacı taraf lehine olan delillerin hatalı olarak aleyhe değerlendirildiğini, davanın ispatlandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, muris muvazaası, hile (aldatma), hata (yanılma), gabin (aşırı yararlanma) hukuki nedenlerine dayalı miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1946 doğumlu muris ...'in 04.03.2017 tarihinde ölümü ile geride mirasçıları olarak davacı çocukları ... ve ..., davacı torunları ... ve ... ile dava dışı oğlu ...'in kaldığı, muris ...'in 1148 parsel sayılı taşınmazdaki çekişme konusu 3/16 payını 18.11.2013 tarihinde, 1/16 payını ise 02.12.2013 tarihinde satış suretiyle davalı Şirkete devrettiği anlaşılmaktadır.
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, yolsuz tescil, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 640. madde) tartışmasızdır.
Somut olayda; muris ...'in davacılar dışında başka bir mirasçısı (...) daha bulunduğu, mirasçıların bir kısmının terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan kayıt maliki davalı Şirket aleyhine kendi payları hakkında açtıkları hile (aldatma), gabin (aşırı yararlanma), hata (yanılma) hukuki nedenlerine dayalı miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın dinlenme olanağı bulunmadığı, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmeyeceği açıktır.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup muris muvazaası iddiası yönünden murisin mal kaçırma amacı ispatlanamadığından davanın reddine dair verilen kararın doğru olduğu, hile (aldatma), gabin (aşırı yararlanma), hata (yanılma) hukuki nedenlerine dayalı miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın dinlenme olanağı yok ise de anılan talepler yönünden verilen davanın reddine dair kararın da sonucu itibariyle doğru olduğu gözetilmek suretiyle davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.