"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/994 E., 2023/981 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ergani 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/437 E., 2020/312 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, Ergani ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 295 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ... adına kayıtlandığını, kırsal kesimde yer alan taşınmazın babası tarafından bağ haline getirildikten sonra yarı hissesinin babası adına kayıtlanması gerektiğini, bu konuda taraflar arasında anlaşma yapıldığını, taşınmazın 5 dönümünde kullanımlarına izin verildiğini ancak bağ vasfı ortadan kalktığında ellerinde bir şey kalmayacağını, 5 dönümlük taşınmazın mülkiyetinin kendisine verilmesi gerektiğini, bu taşınmazın diğer mirasçıların muvafakati ile kendisine bırakıldığını, çekişmeli taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Hüseyin’den intikal ettiğini ve Hüseyin adına kayıtlı olduğunu, davacının taşınmaz üzerinde intifa hakkına sahip olduğunu, ...’in iyi bir insan olması nedeniyle davacıların taşınmazı üzerinde bağ yapılarak geçimlerini sağlamalarına izin verdiğini, benzer nitelikle olay nedeniyle dava dışı kişiler adına yapılan tespitlerin Kadastro Mahkemesi kararıyla iptal edilerek taşınmazların adlarına tescil edildiğini, davacılara taşınmazın mülkiyetinin verilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılar ... ve ... vekili aşamada; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davalıların murisine ait olan tarlanın davacının murisi tarafından bağ haline getirildiğini, yapılan anlaşma ve yöredeki örf ve adete göre bu durumda taşınmazın zemini ile bağın yarısı tarla malikine (davalıların murisine ) ait olup zeminde bulunan bağ omcalarının yarısı ise taşınmazda bağ yetiştiren (davacının murisi) şahsa ait olduğunu, davalıların murisinin benzer durumda birçok tarlasını başka şahıslara vererek belirtilen şekilde anlaşmalar yaptığını, Kadastro Mahkemesinde görülen davalardan bu durumun anlaşıldığını, yöredeki örf-adetin belirtildiği şekilde olduğunu, taşınmazda bulunan bağ omcalarının davacının murisine ait olduğunu ve bu hususta herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, ancak taşınmazda bulunan meşe ağaçlarının odunları ile fıstık ağaçlarının ürünlerinin davalılara ait olduğunu, bu durumun dahi dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davalılara ait olduğunu gösterdiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgedeki yerel adetin taşınmazın bağ yetiştirilmek sureti ile imar edilmesi sonrasında üzerindeki ağaçların yarısının ağacı yetiştirene yarısının ise zeminin sahibine ait olacağı, taşınmazın mülkiyeti ile ilgili herhangi bir anlaşmanın yapılamayacağı, bu durumun yerel örf ve adet mahiyetinde olduğu, davacı tarafça murisler arasında yapıldığı iddia edilen bu anlaşmaya yönelik herhangi bir yerel senedin dosyaya sunulmadığı, mahalli bilirkişi beyanları ile davacı ve davalı tanık beyanlarının da davacının iddiası olan zeminin bölüşülmesinin yönünde değil de tam tersi yönde yani zeminin mülk sahibine ait olduğu yönünde beyanda bulundukları, bu haliyle davacının kadastro öncesi varlığını iddia ettiği anlaşmayı ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar etmiş, davacının murisinin yerel örf ve adet gereği davalıların murisine ait olan taşınmazda yarısı kendisine ait olmak üzere 65-70 yıl önce bağ diktiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde halen zilyet olduklarını, tanık ve bilirkişi beyanlarının davacıyı doğrular nitelikte olduğunu, yerel örf ve adetin yeterince araştırılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro çalışmaları sonucu; Diyarbakır ili, Ergani ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 295 ada 3 parsel sayılı 4.856,54 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu belirtilerek İsa oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Ergani 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
17.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.