"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/188 E., 2024/247 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/240 E., 2023/275 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; yaşlı ve tecrübesiz olduğunu, maliki olduğu 139 ada 29 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu bağımsız bölümleri satarak Karasu ilçesinden daire almaya karar verdiğini, dava dışı ...’ın vasıtası ile tanıştığı davalı ...’ın dava konusu taşınmazlar karşılığı olarak Karasu ve ... ilçelerinden maddi değeri yüksek birer daire vereceğini söylediğini, hile ile dava konusu taşınmazların kendisine devrini sağladığını, ancak hiçbir satış bedeli ödemediği gibi vaadettiği daireleri de vermediğini, birlikte yaşadığı eski eşi ...’nin de davalı ile işbirliği içerisinde olduğunu öğrendiğini ve haklarında şikayetçi olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmazların satışı hususunda davacı ile anlaştıklarını, satış bedelini ...’ın dükkanında davacıya bizzat elden teslim ettiğini, iddiaların asılsız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. Karadeniz Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2022 tarihli 2019/194 Esas, 2022/76 Karar sayılı kararı ile; dinlenilen tanıkların satış işleminden haberdar olmayıp dava konusu taşınmazların davacıya ait olduğunu, yapılan satıştan kimsenin haberdar olmadığını, dava konusu taşınmazda halen davacının ikamet ettiğini bildirdikleri, satış sözleşmesinde gösterilen değer ile taşınmazların gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, davalının satış bedelini ödediğini ispat edemediği, bu durumun davacının yaşlılığından ve tecrübesizliğinden faydalanılarak hile ile satış işlemlerinin gerçekleştiğine karine teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 02.10.2023 tarihli kararıyla; davacı tarafça 139 ada 29 parsel sayılı taşınmazda bulunan 4 nolu bağımsız bölüm yönünden herhangi bir talepte bulunulmadığı, bu bağımsız bölüm hakkında bir yargılama yürütülmediği halde Mahkemece bu bağımsız bölüm yönünden de kabul karar verildiği, bu şekilde talebi aşar şekilde dava konusu edilmeyen bağımsız bölüm hakkında da hüküm tesis edilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanıkların satış işleminden haberdar olmayıp dava konusu taşınmazların davacıya ait olduğunu, yapılan satıştan kimsenin haberdar olmadığını, dava konusu taşınmazda halen davacının ikamet ettiğini bildirdikleri, satış sözleşmesinde gösterilen değer ile taşınmazların gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, davalının satış bedelini ödediğini ispat edemediği, bu durumun davacının yaşlılığından ve tecrübesizliğinden faydalanılarak hile ile satış işlemlerinin gerçekleştiğine karine teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın gerçekte dava konusu taşınmazların bedeli karşılığında devri konusunda davalı ile konuştukları, davalının nakit ödeme yapamayacağını beyan ederek Karasu'dan ve ...'ten maddi değeri yüksek birer daire verebileceğini ifade ettiği, tarafların bu konudaki sözlü anlaşması üzerine dava konusu taşınmazların davalıya devredildiği, bu noktada davacının hile sonucu dava konusu bağımsız bölümleri davalıya bedel almaksızın devrettiğini iddia ettiği, davalının ise nakit olarak ödeme yaptığını savunduğu, dinlenen davacı tanık anlatımlarından davacının yaşı ve içinde bulunduğu durum itibariyle kandırılmaya müsait bir durumda olduğu, davalının satış bedeli olarak beyan ettiği yüklü miktardaki nakit parayı davacıya ödediğini yansız tanık beyanları ve sair delillerle ispatlayamadığı, davalının soruşturma dosyasında vermiş olduğu ifadesinde dava konusu taşınmazların devri karşılığında davacının müstakil bir ev talep ettiği konusunda davacı iddialarını destekler mahiyette beyanlarda bulunduğu, bu suretle davacının iradesinin hileyle sakatlanmak suretiyle bu devri yaptığının anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının eldeki dosyada tanık olarak dinlenilen ... ...’dan da şikayetçi olduğunu, daha sonra şikayetinden vazgeçtiğini ve ... ...’ın davacı lehine tanıklık yaptığını, davacı ve eşinin davalıdan haklı olarak edinmiş olduğu taşınmazları geri almaya çalıştığını, davacı tanıklarının yansız tanıklar olmadığını, ileride mirasçı olacak kişiler olup davanın sonucundan menfaatleri bulunduklarını, davalı tanıklarının dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davalının taşınmazı 378.000,00 TL bedelle satın aldığını, resmi senette satış bedelinin düşük gösterildiğini, davacı ve eşinin muvazaalı olarak boşandıklarını, bu nedenle de SGK’ya borçlu olduklarını belirterek satış bedelinin elden ödenmesini talep etmeleri nedeniyle satış bedelinin davacıya elden nakit olarak ödendiğini, hile iddiası ile devirlerin yapıldığının davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacının haksız menfaat temin etmek için eldeki davayı açtığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ...’ın maliki olduğu 139 ada 29 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 2, 3, 5, 6, 7, 8 ve 9 nolu bağımsız bölümleri 03.09.2019 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiği anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 19.468,35 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.04.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.