Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1645 E. 2025/2451 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından, uzun süreli zilyetliklerine dayanarak Hazine adına mera olarak tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adlarına tescili istenmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın niteliği, zilyetliğin süresi ve niteliği, hava fotoğrafları incelemesi, komşu parsellerin durumu ve kadastro kısıtlamaları gibi hususlar yeterince araştırılmadan hüküm kurulduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2018/1308 E., 2020/990 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/90 E., 2017/554 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; .... ili, ...ilçesi, ... köyünde bulunan 137 ada 7 parsel sayılı taşınmazın mera olarak tespit edildiğini, taşınmazın 15 dönümünün uzun yıllardan beri davacıların babaları olan ...’un zilyetliğinde olduğunu, babalarının ölümüyle taşınmazdaki zilyetliğin davacılara intikal ettiğini, yapılan tescilin yolsuz olduğunu belirterek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, çekişmeli taşınmazın önce ham toprak olarak tespit edildiğini, daha sonra mera olarak tahsis edildiğini, dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığını, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin 20 yılı bulmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı ... temsilcisi; çekişmeli taşınmazın mera niteliğinde olduğunu, içerisinde meşe ağaçları bulunduğunu, dava konusu taşınmazda hayvanların yayıldığını, taşınmazın işgal edilmeye çalışıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın davacıların babası ...’a ait olduğu, çekişmeli taşınmazı 1950 yılından beri ...’un tarım arazisi olarak buğday ekmek sureti ile kullandığı, dava edilen yerin Hazine arazisi ile bir ilgisinin olmadığı, hiçbir zaman mera olarak kullanılmadığı, ziraat bilirkişisi raporuna göre dava konusu yerin tarım arazisi niteliğinde olduğu, kadim mera olmadığı, üzerinde mera bitkilerinin bulunmadığı, komşu parsellerden belli sınırlar ile ayrıldığı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporuna göre de dava konusu taşınmazın kısmen tarımsal kullanımının olduğu, buna göre dava konusu taşınmazı önceleri davacıların murisi ...’un kullandığı, onun ölümünden sonra da taşınmazı davacıların kullandıkları, böylelikle eklemeli olarak zilyetliklerinin 20 yıldan fazla süre ile devam ettiği ve davacı taraf lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 137 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 7.569,82 m2 yerin davacıların murisi ...’a ait olduğu anlaşılmakla bu bölümün 137 ada 7 parselden ifrazı ile ...’a ait Sivas 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/430 Esas, 2015/378 Karar sayılı veraset ilamı dikkate alınarak payları oranında ... ve müşterekleri adına tesciline, bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 59.368,16 m2'lik kısmın adanın son parsel numarası verilmek sureti ile tapudaki gibi Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; çekişmeli taşınmazın kadim mera olmadığı, özel mülkiyete konu taşınmaz niteliğinde bulunduğu ve davacılar adına kayıtlı 6 sayılı parsel ile bütünlük oluşturduğu, harita mühendisi bilirkişinin 17.07.2017 günlü raporunda dosya arasına alınan 1972 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu alanın tarım yapılan alanlar içinde kaldığı, çekişmeli taşınmazın kadim mera niteliği taşımadığı gerekçesi ile davalı Hazine vekilinin istinaf talebinin esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; verilen karara karşı 3402 sayılı Kanun’un ek-6. maddesi gereğince temyiz yolunun açık olduğunu, çekişmeli taşınmazın yüksek eğimli olup özel mülkiyete konu olamayacağını, 3 tane hava fotoğrafının incelenmesi gerekirken 2 farklı tarihli hava fotoğrafının incelendiğini, 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesinde düzenlenen sınırlamalar yönünden araştırma yapılmadığını, eksik araştırma ile karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu; Sivas ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan ... ada 7 parsel sayılı 66.937,98 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra 16.11.2012 tarihinde mera komisyon kararı ile mera olarak kayıtlanmıştır.

Davacılar, dava konusu taşınmazda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, temyize konu olup bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de çekişmeli taşınmazlarla ilgili yapılan hava fotoğrafı incelemesinde taşınmazın bir kısmında tarımsal faaliyet yapıldığı belirtilmesine rağmen bunun taşınmazın hangi bölümüne denk geldiği kesin olarak belirlenmemiş, çekişmeli taşınmaz bölümünün Tarım Bakanlığı verilerine göre kahverengi orman toprağına sahip olduğunu açıklayan ve aynı zamanda tarım arazisi olduğunu belirten yetersiz ve çelişkili ziraat bilirkişisi raporu hükme esas alınmış, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tespit tutanağı ile varsa dayanakları dosya arasına alınmamış, 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesinde düzenlenen kısıtlamalar yönünden usulünce araştırma yapılmamış, çekişmeli taşınmazın niteliği ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresi ve niteliği kesin olarak belirlenmemiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanak kayıtları, davalı iseler dava dosyaları getirtilerek dosyasına konulmalıdır. Bundan sonra; Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek dava konusu taşınmazın bulunduğu köyü kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve denetimin sağlanması bakımından ilgili sayfanın çıktıları dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konu taşınmazın öncesinin ne olduğu, kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar-ihya edilip edilmediği, edilmişse ihyanın hangi tarihte bitirildiği, evvelinin mera olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye gerek dosya arasında mevcut ve gerekse dosya arasına alınacak hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını, kullanımın hangi tarihten itibaren olduğunu, taşınmazda kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, imar-ihya tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığını ve üzerlerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirtir şekilde rapor alınmalı ve dava konusu taşınmazın konumunu hava fotoğrafları üzerinde göstermesi istenmeli; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan dava konusu taşınmazın komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde niteliğini, toprak yapısını, eğimini, bitki deseni ve kullanım durumunu belirten, önceki ve mevcut niteliğinin ne olduğunu, mera vasfında olup olmadığını, üzerinde meraya özgü bitkiler bulunup bulunmadığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli rapor alınmalı; Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca davacılar ve murisler adına dava konusu taşınmazın bulunduğu çalışma alanında kadastro sırasında belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı (senetsiz defteri) Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulmalı, varsa hükmen tescil edilen taşınmazlara ilişkin dosyalar dosya arasına alınmalı, senetsizden edinilen taşınmaz varsa bu taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediklerini gösterir şekilde onaylı örnekleri getirtilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmek suretiyle Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın kararı veren Sivas 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

08.05.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi