Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1831 E. 2024/3315 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkin açılan davada, Bölge Adliye Mahkemesi'nin miktar itibariyle kesinlik nedeniyle istinaf başvurularını reddetmesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro çalışmaları neticesinde tespit harici bırakılan ve kadastro tutanağı düzenlenmemiş taşınmazların tescili davalarında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesindeki miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabileceğine ilişkin hükmün uygulanamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/173 E., 2024/124 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/İstinaf Başvuruları Miktardan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/563 E., 2023/548 K.

Taraflar arasında görülen tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince davanın kıemen kabulüne karar verilmiş; kararın davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuru dilekçelerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2, 346 ve 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Nevşehir ili, Acıgöl ilçesi, ... köyü, ... mevkii, 156 ada 38 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğunu, kadastro tespiti sırasında taşınmazın yüz ölçümünün yaklaşık 400-452 m²'lik kısmının yol olarak bırakılmak sureti ile hatalı ve usulsüz şekilde eksik olarat tespit ve tescil edildiğini, yaklaşık 400-450 m²'lik yol olarak bırakılan taşınmaz bölümünün davacı adına 156 ada 38 parselde kayıtlı ev ve arsa niteliğindeki taşınmaza eklenmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu yerin kamuya ait bir yol olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu, kadastro tespitinin doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; kadastro sonucunda yol olarak tescil harici bırakılan alanın 1985, 1989 ve 1992 tarihli hava fotoğraflarında kadastro çalışmaları esnasında 156 ada 38 parsel numarası ile tespit edilen taşınmazın içerisinde kaldığı ve kadastroda tespit edilen haliyle yol olarak mevcut olmadığı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre davacının eklemeli zilyetlik suretiyle 20 yıldan fazladır nizasız fasılasız kullanım ile zilyetlik şartını sağladığı gerekçesiyle Nevşehir ili Acıgöl ilçesi, ... köyünde bulunan ve Fen Bilirkişilerinin 09.02.023 tarihli rapor ve krokisinde kırmızı ile boyanarak (b) harfiyle gösterilen 202,25 m²'lik kısmın, davacıya ait Nevşehir ili Acıgöl ilçesi ... köyü ... mevkii 156 ada 38 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 18.12.2020, 09.02.2023 tarihli bilirkişi raporunda yolun toplamda 554,45 metrekare olduğunu ve zeminde bir bütün olarak davacı tarafından kullanıldığını, 1958 yılına ait hava fotoğrafından da zeminde yolun bulunmadığının tespit edildiğini, sadece (b) harfi ile gösterilen 202,25 m2 lik kısım yönünden kabulün yerinde olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın tümden kabulünü talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile hatalı karar verildiğini, tescil koşullarının oluşmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararıyla; 04.12.2018 tarihli raporda dava edilen 554,449 m2'lik taşınmaz bölümünün dava tarihindeki değerinin toplam 1.968,29 TL olarak belirlendiği, 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 6763 sayılı Kanun ile değişik HMK'nın 341/2 nci maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar ve değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK'nın 341/2, 346 ve 352/1 inci maddeleri uyarınca miktar itibariyle kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2019 yılında kaldırma kararında kesinlik sınırı 4.400,00 TL olmasına ve dava değerinin yine 1.968,29 TL olmasına rağmen kesinlik sınırının dikkate alınmayarak esasa ilişkin inceleme yapıldığını ve Yerel Mahkeme kararının kaldırıldığını, yeniden yapılan yargılama sonucu hatalı olarak kısmi kabul kısmi red kararı verilmesi ile davacının hakkının ihlal edildiğini, ayrıca aleyhine verilen kısmi redden dolayı vekalet ücretine hükmedildiğini, öte yandan kısmi red gerekçesinin açıklanmadığını, kaldırma karar öncesi Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2019 tarihli 2017/429 Esas, 2019/182 Karar sayılı kararının aynı gerekçelerle kesin hüküm sayılması gerektiğini ileri sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 362 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ek 6 ncı maddesinin “Kadastro mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir.” şeklindeki hükmünün kadastro çalışmaları neticesinde tespit harici bırakılan ve kadastro tutanağı düzenlenmemiş olan taşınmazların tesciline ilişkin davalarda uygulanmayacağı açıktır.

3. Temyizen incelenen karar, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına;

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.