Logo

1. Hukuk Dairesi2024/1999 E. 2025/2347 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasıyla açılan davada, toplulaştırma sonrası oluşan yeni parseller ve güncel paylar ile harç miktarının doğru belirlenip belirlenmediğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Toplulaştırma sonrası oluşan parseller ve güncel paylar gözetilmeden eski parsel numaraları üzerinden hüküm kurulması ve davacının miras payına isabet eden dava değeri yerine taşınmazların toplam değeri üzerinden fazla harca hükmedilmesi doğru bulunmayarak, infazı kabil karar oluşturulması ve doğru harç miktarının tespiti için karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/83 E., 2023/477 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/775 E., 2020/692 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının muris babası ...'nin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak Bursa ili, ... ilçesindeki bir kısım taşınmazlarını dava dışı oğlu ... ve gelini Ayten'e ölünceye kadar bakma sözleşmeleriyle ve satış işlemleriyle temlik ettiğini, dava konusu ... köyünde kain 200, 560 ve 1360 parsel sayılı taşınmazlarını da aynı amaçla torunu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, yurtdışında yüksek öğrenim gören davalının taşınmazları alacak maddi durumu olmadığını, diğer mirasçılar tarafından bu temlikler hakkında aynı sebeple 2014/38 ve 2014/39 Esaslarına kayden açılan davalar sonucunda pay oranında kabul kararı verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda davalı adına tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların davalıya satışının gerçek olduğunu, 179.500,00 TL satış bedelinin sundukları banka dekontuna istinaden murise ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; murisin 24.07.2012 tarihinde dava konusu taşınmazlardan 560 ve 1320 parselin tamamı ile 200 parseldeki 1/2 payının tamamını davalı torununa sattığı, davalının 24.07.2012 tarihli banka dekontuna istinaden murise 179.500,00 TL ödediği, satış tarihinde taşınmazların keşfen belirlenen toplam değerinin 1.155.833,88 TL olarak tespit edildiği, davalının ödediği bedel ile satış tarihindeki değer arasında açık fark olduğu, masrafları muris tarafından karşılanan davalının yurtdışında okuduğu ve satış tarihinde ekonomik bir geliri bulunmadığı, 2014/38 Esas ve 2014/39 Esas sayılı dosyalarda murisin davalı ve dava dışı mirasçılarına yaptığı devirlerin muvazaalı olduğuna karar verildiği, temyiz incelemesinde 2014/38 Esas sayılı dosyadaki muvazaa tespitinin isabetli olduğunun görüldüğü, 2014/39 Esas sayılı dosyanın ise onandığı, murisin davalıya yaptığı devirlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından ödeme savunmasına dayanak olarak sunulan 179.500,00 TL'lik ödeme ve tapu satış bedelleri ile keşfen belirlenen devir tarihindeki değerler arasında aşırı nispetsizlik olduğu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/38 Esas, 2016/131 Karar sayılı dosyasında murisin mirasçı kızları tarafından aynı davalı aleyhine aynı temlikler hakkında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen kabul kararının temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 1. Hukuk Dairesince satış işleminin muvazaalı olduğuna dair tespitin doğru bulunduğu, murisin dava dışı 7 adet taşınmazını da davalının anne ve babasına satış ve ölünceye kadar bakma sözleşmeleriyle temlik ettiği, murisin taşınmazlarının büyük bölümünü torunu davalı ve anne babasına temlik ettiği, amacının mal kaçırmak olduğu, davalının bilirkişi raporuna itirazlarının ek rapor alınmak suretiyle karşılandığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; 09.10.2017 tarihli ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların satış tarihindeki değerlerinin fahiş miktarda fazla hesaplandığını, kök rapora itirazlarının ek raporda da karşılanmadığını, davalının satış tarihindeki rayiç miktar üzerinden 179.500,00 TL bedeli banka havalesi yoluyla murise ödediğini, satışın gerçek olduğunu, bedeller arasındaki farkın muvazaayı tek başına ispatlamadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

1. Dosya kapsamından; 01.09.1934 doğumlu muris ...'nin 08.01.2014 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı oğlu Umut, dava dışı kızları ..., ..., ... ve davalı torunu ...'in babası ...'yi bıraktığı, murisin ölmeden önce 78 yaşındayken 24.07.2012 tarihli ve 7686 yevmiye sayılı satış işlemiyle dava konusu Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 200 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payının tamamını 5.500,00 TL, 560 parsel sayılı taşınmazın tamamını 2.300,00 TL, 1320 parsel sayılı taşınmazının tamamını 9.500,00 TL olmak üzere toplam 17.300,00 TL bedelle davalı torununa sattığı, dava konusu taşınmazların satış tarihinde keşfen belirlenen gerçek değerlerinin 1.155.833,88 TL olduğu, aynı satış işlemiyle devredilen taşınmazlar ve diğer taşınmazlar hakkında murisin dava dışı kızları tarafından aynı davalı aleyhine muris muvazaası hukuki nedenine dayalı açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/38 Esas, 2016/131 Karar sayılı kararıyla, 24.07.2012 tarihli satış işleminin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, diğer taşınmazların cebri icra yoluyla alındığı gerekçesiyle 24.07.2012 tarihli satış işlemiyle davalıya satılan 200, 560 ve 1320 parsel yönünden davanın kabulüne, diğer parseller yönünden reddine karar verildiği, davalının temyizi üzerine Dairenin 25.02.2019 tarihli ve 2016/5622 Esas, 2019/1254 Karar sayılı kararıyla 200, 560 ve 1320 parseller yönünden temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davanın kabulüne karar verilmesinin kural olarak doğru olduğu ancak gerekçede ve tapu kaydında 1320 parselin tamamı devredildiği hâlde, gerekçeyle çelişkili olarak 1/2 oranında iptal hükmü kurulduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği, anılan bozma kararıyla dava konusu devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğuna dair tespitin eldeki davada kuvvetli delil teşkil ettiği anlaşılmaktadır.

2.Hemen belirtilmelidir ki, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.

3.Ancak, kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan bu hususun re’sen gözetilmesi gerekmektedir.

4.Haricen TAKBİS ortamından yapılan inceleme sonucunda, dava konusu 200, 360 ve 1320 parselde davalının muristen temlik aldığı paylara düşen 74.070 metrekarelik kısmın, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden önce 10.03.2021 tarihindeki toplulaştırma işlemi sonucunda aynı yer 1244 ada 22, 1241 ada 5 ve 1239 ada 1 parsellerde toplam 72.567,37 metrekare olarak tam payla davalı adına tescil edildiği, toplulaştırma sonucu oluşan bu üç adet parseldeki davalının tam payının 04.07.2022 tarihli pay düzeltimi işlemiyle toplam 3/5 payı murisin dava dışı kızları ..., ... ve ... adlarına tescil edildiği, neticeten toplulaştırma sonucu oluşan üç parselde davalının güncel payının 2/5'er pay olduğu hâlde infazı kabil olmayacak şekilde eski parsel numaraları üzerinden davalının paylarının tamamının davacının payı oranında iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

5.Öte yandan; harç da kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.

6.Buna göre, dava konusu taşınmazlarda davalıya devredilen payların tamamının dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri 1.429.186,03 TL, davacının 1/5 miras payına isabet eden dava değeri de 285.837,20 TL olup davanın kabulüne karar verilmiş olmakla, davacının miras payına isabet eden 285.837,20 TL dava değeri üzerinden 16.507,10 TL nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi ve peşin yatırılan harçların düşülmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince isabetsiz şekilde taşınmazların dava tarihindeki toplam değeri üzerinden 97.627,70 TL harca hükmedilmesi de doğru olmamıştır.

Hâl böyle olunca, dava konusu taşınmazların güncel tapu kayıtlarının getirilip toplulaştırma sonucu oluşan parsellerde davalıya isabet eden paylar ve davalının güncel payları tespit edilerek infaza elverişli olacak şekilde iptal-tescil hükmü kurulması ve davacının miras payına düşen dava değeri üzerinden bakiye nispi karar ve ilâm harcına hükmedilmesi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kamu düzeni yönünden re'sen yapılan temyiz incelemesi sonunda temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.