Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2012 E. 2024/3275 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir taşınmazın, mirasçılar tarafından taşınmazlarına ilave edilmek suretiyle tescili istemine ilişkin davada, davacıların aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın paydaşları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, ancak mirasçılardan bazılarının davacı olarak yer almadığı ve terekedeki elbirliği mülkiyeti nedeniyle davacıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/483 E., 2022/204 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; Zonguldak ili, Devrek ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan 193,50 m²'lik alanın mirasçılar arasında yapılan rızai taksime uygun olarak adlarına kayıtlı 101 ada 790 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı Maliye Hazinesi temsilcisi; dava konusu alanın 101 ada 789, 790 ve 870 parsel sayılı taşınmazların bir bütün iken hak sahiplerinin anlaşarak rızaen taksim etmeleri sonucu 101 ada 790 parsel sayılı taşınmazın yol ile bağlantısını sağlamak amacıyla yol olarak tespit harici bırakıldığını, taşınmazın bu hali ile orta malı olup zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ... davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.02.2016 tarihli ve 2014/271 Esas, 2016/52 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, fen bilirkişi raporuna ekli krokide kırmızı renkle (A) harfi ile gösterilen 193,50 metrekare yüzölçümüne sahip taşınmazın, içinde bulunduğu 101 adanın en son parsel numarası verilerek davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20.06.2019 tarihli ve 2016/10895 Esas, 2019/4685 Karar sayılı kararıyla; “Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5 inci fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 20.04.2022 tarihli ve 2019/483 Esas, 2022/204 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispat edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişileri Yaşar Onur ve Yüksel Çağlar tarafından hazırlanan 11.01.2022 havale tarihli bilirkişi roporunun eki krokide mavi taralı olarak gösterilen 193,50 m² yüzölçümlü taşınmazın, içinde bulunduğu 101 adanın en son parsel numarası verilerek davacılar adına eşit hisseler ile bahçe vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporlarının hüküm kurulması için yetersiz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 688 inci, 692 inci ve 713 üncü maddeleri

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 101 ada 790 parsel sayılı taşınmazın 15/40 ar paylarla davacılar ... ve ... adına, 2/40’ar paylarla davacılar ..., ... ve ... adına, 2/40 payının davacılardan ...’ın eşi ... adına, 2/40 payının ise dava dışı ... adına tesis kadastrosu ile kayıtlı olduğu, kayıt maliklerinden ...’ın 02.11.2010 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ..., ... ve ...’ün kaldığı, eldeki davanın paydaşlardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından açıldığı görülmüştür.

Somut olayda, Devrek ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan ve 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan 193,50 metrekarelik alanın, mirasçılar arasında yapılan rızai taksime uygun olarak adlarına kayıtlı 101 ada 790 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tescili istemiyle dava açıldığı, bu durumda 101 ada 790 parsel sayılı taşınmaz malikleri arasında TMK'nın 692 nci maddesi uyarınca zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, paydaşlardan ...’ın eldeki davada davacı olarak yer almadığı, Nebiye’nin ise 2010 yılında öldüğü, terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, eldeki davada davacı olarak Nebiye mirasçılarından sadece eşi ...’in yer aldığı, Nebiye’nin dava dışı mirasçıları da olduğu, bu durumda davacılarının aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.