Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2163 E. 2024/3837 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekalet verenin iradesine uygun hareket ettiği ve taraflar arasında gerçekleşen alım satım ilişkisi gereğince davalıya yapılan temlikin iradi olduğu, dolayısıyla vekalet görevinin kötüye kullanılmasının söz konusu olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/20 E., 2023/309 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasında görülen vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin kararın Dairece bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı Şirketin maliki olduğu 1829 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satılması için davalılardan ...'a vekaletname verildiğini ancak davalının davacıya haber vermeden ve davacının onayını almadan taşınmazı değerinin çok altında olan 130.000,00 TL bedelle diğer davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiğini, taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin 400.000,00-450.000,00 TL civarında olduğunu, Şirkete herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek davacı şirketi zararlandırdıklarını ileri sürerek, şimdilik 130.000,00 TL'nin temerrüt faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş; davacı vekili ıslah dilekçesi ile davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 130.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında, davalı ...’in dava konusu taşınmazı ...’ya devretmesi üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 125 inci maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebini yeni malike yöneltmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın satış işlemlerini şeklen vekaleten gerçekleştirmiş gibi görünse de taşınmazın gerçek sahibinin davalı ... olduğunu, davalının maliki olduğu şirkete ait 208 parsel sayılı taşınmazı davacı şirket ortağı ve temsilcisi ...’e devrettiğini, davacı şirket tarafından da anılan taşınmaz ile dava konusu taşınmazın takas edildiğini, üzerine de davacı tarafından 65.000,00 TL tutarlı çek verildiğini, dava konusu taşınmazı maddi sorunlar nedeni ile davalının üzerine alamadığından, davalıya anılan taşınmaz için satış yetkisi içeren vekaletname verildiğini daha sonra da taşınmazın diğer davalı ...’e satış suretiyle devredildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalının taşınmazı iyi niyetle satın aldığını, satış bedelini satış sırasında nakit olarak davalı ...’a ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

3.Dahili davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalının ailesinin ve akrabalarının tatil ihtiyacını karşılaması amacıyla dava konusu taşınmazı satın aldığını, taşınmazı satın aldığında tapu kaydında herhangi bir şerh bulunmadığını, davalının iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.04.2012 tarihli ve 2009/252 Esas, 2012/161 Karar sayılı kararıyla; davalı ...'a verilen vekaletnamenin resmi şekilde Noterde düzenlendiği, davalı ...'un temsilcisi olduğu Şirkete ait taşınmazın da tapuda resmi satış senediyle ...'e devredildiği, davacı Şirkete devredilen bir taşınmazın bulunmadığı, taşınmazın ...'in kendi şahsı adına kayıt edildiği, davacı Şirketin taşınmazı satılmış olmasına rağmen ve davalı ...'un savunduğu gibi takas ile davacı Şirkete devredilmiş bir taşınmazı olmadığı, davalı ...'un savunmasını yazılı delil ile ispat edebileceği, davalının yemin teklif de etmediği, bu nedenle davacı Şirket ile davalı ... arasındaki vekalet akdinin aksinin ispat edilemediği, vekalet sözleşmesi gereği almış olduğu satış bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, davalı ...'in vekalet aktine göre üçüncü kişi konumunda olduğu, dava konusu taşınmazı geçerli olan resmi vekaletnameye dayalı olarak satın aldığı, satış tarihi itibariyle davalı ...'in iyi niyetli olduğu, satış bedelinin ödenmediği hususunun davalı ...'un kabulünde bulunduğu, somut olayda tüzel kişilik perdesinin kalkması teorisinin uygulanma yerinin ve şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı tarafın tapu iptali ve tescil isteminin ve davalı ...'ya yönelik davanın reddine, davalı ...'a yönelik davanın ise kabulü ile 130.000,00 TL bedelin davalı ...’tan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 01.04.2014 tarihli ve 2012/16749 Esas, 2014/6377 Karar sayılı kararıyla, davacı Şirketin tapu iptali ve tescil istemi yönünden eksik incelemeye ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Davalı vekillerinin karar düzeltme talebi aynı Dairece 19.02.2015 tarihinde reddedilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16.07.2020 tarihli ve 2015/186 Esas, 2020/209 Karar sayılı kararıyla; vekil davalı ...’un vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etmediği, taşınmaz bedelini vekil eden davacıya teslim etmediği, taşınmazı devralan davalı ...’nun ise vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilebilecek durumda olduğu dosya kapsamı ile sabit ise de yargılama aşamasında dava konusu taşınmazı devrettiği, yeni malik dahili davalı ...’nın ise kötü niyetle ve diğer davalılar ile işbirliği içinde taşınmazı devraldığının ispat edilemediği, davacının 6100 sayılı HMK’nın 125 inci maddesi gereğince seçimlik hakkını yeni kayıt malikine karşı iptal tescil isteği olarak devam etmesi, yeni kayıt maliki ...’nın da kötü niyetli olup diğer davalılarla işbirliği içerisinde hareket ettiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, vekalet görevini kötüye kullanan ve taşınmaz bedelini davacıya teslim etmeyen davalı ... yönünden alacak isteminin kabulüne, 130.000,00 TL’nin davalı ...’tan tahsiline, yargılama giderlerinden ise yargılama aşamasında dava konusu taşınmazı devreden davalı ... ile davalı ...’un sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 10.02.2022 tarihli ve 2021/2224 Esas, 2022/955 Karar sayılı kararıyla; dosya içerisinde bulunan ve davacı tarafından vergi dairesine verilen 2008 yılı Kasım ayına ait ...’ya yapılan mal ve hizmet satışına ilişkin bildirim, davacı Şirket tarafından keşide edilip ciro yolu ile vekil ...’a verilen 15.01.2009 keşide tarihli ve 65.000,00 TL bedelli çek, temlik tarihinde davacı Şirket yetkilisi olan ... tarafından verilen bilgi edinme ifade tutanağı, davacı Şirket ile dava dışı ... arasında imzalanan 31.10.2008 tarihli sözleşme, ...’in eşi ... tarafından verilen 07.05.2009 tarihli bilgi edinme ifade tutanakları birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekil ...’un vekil edenin iradesine aykırı davranmadığı, aksine taraflar arasında gerçekleşen alım-satım ilişkisi gereğince hareket ettiği, taşınmazın davacının iradesi ile satıldığı, satış bedelinin de tahsil edildiğinin anlaşıldığı, davalı ...’e yapılan temlikin iradi olduğu, vekalet görevinin kötüye kullanılması hususunun söz konusu olmadığı, böylece davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin karar düzeltme talebi Dairece 08.12.2022 tarihinde reddedilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Dairenin bozma kararına uyularak ve bozma kararındaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı Şirketin üç ortaklı olup ortaklarından birinin ..., diğer iki ortağın ise ... ve ... olduğunu, Şirket yetkilisi ...’in Şirkete ait dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazı satmak üzere davalı ...’a satış yetkisi içeren vekaletname verdiğini, davalı ...’un Şirket yetkilisi ...’ten aldığı vekaletname ile Şirkete ait 6 parsel sayılı taşınmazı 130.000,00 TL bedelle davalı ...’ya sattığını ancak satış bedelinin davacı Şirkete ödenmediğini, davalı ...'un savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde de davacı Şirkete herhangi bir ödeme yapmadığının anlaşıldığını, davalı ... tarafından davacı Şirkete ödeme yapıldığına dair herhangi bir belge bulunmadığını, taşınmazın resmi senetteki değeri ile keşfen belirlenen değeri arasında çok büyük fark bulunduğunu, taşınmaz üzerindeki tedbir kalkar kalkmaz davalı ...'in taşınmazı internet üzerinden acele satılık olarak satışa sunduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 505 inci ve 506 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,

Alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.