Logo

1. Hukuk Dairesi2024/263 E. 2025/483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Murisin sağlığında çocuklarına yaptığı taşınmaz satışlarının mirastan mal kaçırma amaçlı muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Murisin taşınmazları devretmesinin haklı ve makul bir sebebinin olmadığı, satış bedellerinin ödendiğinin davalılar tarafından kanıtlanamadığı ve tüm mirasçılar arasında hakkaniyete uygun bir paylaştırmanın yapılmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2572 E., 2023/1984 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/454 E., 2021/620 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ortak murisleri ...'in 130 ada 198, 130 ada 199, 149 ada 23, 151 ada 88, 151 ada 124, 153 ada 37 ve 366 ada, 65 parsel sayılı taşınmazlarını kızı davalı ...'ye, 101 ada 31, 101 ada 35, 130 ada 199, 140 ada 35 ve 147 ada 14 parsel sayılı taşınmazlarını ise oğlu davalı ... ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı yapıldığını ileri sürerek miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar; taşınmazları bedelleri karşılığında temlik aldıklarını, satışlarda muvazaanın bulunmadığını, satın alma güçlerinin olduğunu, muris baba ve annelerine baktıklarını, onların tedavileri ile ilgilendiklerini, davacının ilgilenmediğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 360 ada 65 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı 3. kişiden satın alındığı, muris tarafından bu taşınmaza ilişkin olarak yapılan bir devrin bulunmadığı, 147 ada 14 parsel sayılı taşınmazı davalının bedelini ödeyerek satın aldığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, diğer taşınmazlar bakımından muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 366 ada 65 ve 147 ada 14 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; muris ve eşinin davalı ...'la birlikte yaşadıkları, murisin önemli bir hastalığı veya bakım ihtiyacının bulunmadığı, emekli olup sağlık güvencesinin ve gelirinin bulunduğu, taşınmazları devretmeye ihtiyacının olmadığı, taşınmazları davalılara devretmesinin haklı ve makul bir sebebinin de olmadığı, davalı taraf temliklerin ivazlı olduğunu savunmuşsa da akitte belirtilen bedeller ile keşfen saptanan değerler arasında fahiş fark bulunduğu, satış bedellerinin ödendiğinin davalılar tarafından kanıtlanamadığı, tüm mirasçılar arasında hak dengesini gözeten bir paylaştırma yapılmadığı, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin muris muvazaasında uygulama yerinin olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; savunmalarını yinelemiş, bakım kapsamında sadece murisin ve eşinin sağlık ihtiyaçlarının olmadığını, köy içinde hayatına ve huzuruna dair tehditler alan murisin korunmasının ve huzurunun sağlanmasının da bakım kapsamında kaldığını, murisin başkalarına da taşınmazlar sattığını, tanıkların, savunmaları doğrultusunda beyanda bulunduklarını, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, delillerin hatalı değerlendirildiğini, bilirkişi tarafından tarihsel bazda emsal satış bedelleri dosya kapsamına alınmayarak taşınmazların değerlerinin çok yüksek belirlendiğini, murisin ölümünden uzun zaman geçtikten sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacı lehine saklı payını aşacak şekilde hüküm kurulmasının da kanuna ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini belirtip kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; muris ...'in 07.08.2017 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak çocukları davacı ile davalıların kaldığı; murisin 101 ada 31 ve 35, 140 ada 35, 149 ada 23, 151 ada 88 ve 124 parsel sayılı taşınmazlarının tamamı ile 130 ada 198 ve 153 ada 37 parsel sayılı taşınmazlardaki 1/2'şer paylarını 17.05.2006 tarihinde davalı ...'a satış suretiyle temlik ettiği, bu temlikten sonra 22.01.2007 tarihinde murisin 153 ada 37 parsel sayılı taşınmazın diğer 1/2 payını dava dışı ...'dan devraldığı, böylelikle 153 ada 37 parselde yarı yarıya paydaş olan murisin ve davalı ...'ın taşınmazın tamamını 07.08.2007 tarihinde davalı ...'ye satış yoluyla temlik ettikleri, davalı ...'nin anılan taşınmazı 17.12.2012 tarihinde davalı ...'a, davalı ...'ın da 18.12.2012 tarihinde tekrardan davalı ...'ye devrettiği, öte yandan muris 130 ada 199 parselde 13/17 pay sahibi iken 17.09.2015 tarihinde bu payın 9/17'sini davalı ...'a, 4/17'sini ise davalı ...'ye satış suretiyle temlik ettiği, davalı ...'ın 13.02.2017 tarihinde 130 ada 199 parseldeki payından 3/17'si ile 149 ada 23, 151 ada 124 ve 88 parsel sayılı taşınmazları davalı ...'ye devrettiği, 11.07.2017 tarihinde ise 130 ada 198 parseldeki 1/2 payını yine davalı ...'ye devrettiği anlaşılmaktadır.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 31.042,83 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.