"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/109 E., 2021/464 K.
HÜKÜM : Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.10.2020 tarihli, 2018/733 Esas, 2020/4634 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; Toprak Tevzi Komisyonunun 26 ada 1 parsel sayılı taşınmazının annesi...’e ait olduğunu, sağlığında taşınmazı kendisine bıraktığını, söz konusu taşınmazın bir bölümünün 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 132 ada 1 nolu taşınmaz olarak mera vasfı ile sınırlandırıldığını, bir bölümünün ise yol olarak bırakıldığını, taşınmazın uzun yıllardır eklemeli şekilde kendisi tarafından zilyet edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın mera vasfında olduğunu, bu nedenle ziyetlikle iktisap edilemeyeceğini, ayrıca taşınmazın annesinden davacıya ne şekilde kaldığının, taşınmazdaki kullanım durumunun ne olduğunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Bozma sonrası davaya dahil edilen ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın vekil eden belediye ile bir ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 79 uncu maddesi kapsamında kalan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde davanın reddi ile vekil eden belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
3. Bozma sonrası davaya dahil edilen ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10.07.2014 tarihli, 2012/10 Esas, 2014/156 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın mera vasfında olmayıp özel mülkiyete konu yerlerden olduğu, Şubat 1955 tarih, 90 sıra numaralı tapu kaydı uyarınca Toprak Tevzi Komisyonunun 26 ada 1 parsel numarasıyla haritaya bağlanan taşınmazın davacının annesine ait olduğu, tapu kaydının dava konusu 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı, taşınmazın 1950’li yıllardan itibaren davacının annesi tarafından zilyet edildiği, daha sonra sağlığında davacıya hibe edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 23.10.2020 tarihli, 2018/733 Esas, 2020/4634 Karar sayılı kararıyla; davanın, kadastro çalışmaları sonucunda mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılan taşınmazın tescili istemine ilişkin olup Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verildiği, ne var ki meraların mülkiyet hakkının Hazineye, kullanım hakkının ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine ait olduğu, bu nedenle mera vasfıyla sınırlandırılan taşınmazlar hakkında açılan davalarda husumetin Hazinenin yanında ilgili Köy ya da Belediye Tüzel Kişiliğine yöneltilmesinin zorunlu olduğu, somut olayda davanın Hazine yanında ... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açıldığı belirtilerek Mahkemece öncelikle davacı tarafa davasını ... ile ... Belediye Başkanlığına da yöneltmesi için süre ve imkan tanınması, bu yolla taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan belediyelerden savunma ve delillerinin sorulması, bildirdikleri takdirde delillerinin toplanması ve bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulması gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin 16.09.2021 tarihli, 2021/109 Esas, 2021/464 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca taraf teşkilinin sağlandığı, dava konusu taşınmazın mera vasfında olmayıp özel mülkiyete konu yerlerden olduğu, Şubat 1955 tarih, 90 sıra numaralı tapu kaydı uyarınca Toprak Tevzi Komisyonunun 26 ada 1 parsel numarasıyla haritaya bağlanan taşınmazın davacının annesine ait olduğu, tapu kaydının dava konusu 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı, taşınmazın 1950’li yıllardan itibaren davacının annesi tarafından zilyet edildiği, daha sonra sağlığında davacıya hibe edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mera araştırmasının yöntemince yapılmadığını, 1973 yılına ilişkin hava fotoğraflarında taşınmazda tarımsal faaliyet bulunmadığı, 1984 yılında ilişkin hava fotoğraflarında ise taşınmazın yalnızca kuzey kısmında tarımsal faaliyet bulunduğunun bilirkişiler tarafından bildirildiğini, meralar özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olmadığından zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadsatro Kanunu’nun 14, 16, 20 ve 46 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1. Kadastro çalışmaları sonucunda Diyarbakır ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 132 ada 1 parsel sayılı 12.360,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, köy halkı tarafından hayvan otlatılmak suretiyle kullanıldığı gerekçesiyle mera olarak sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır.
2. Mahkemece, dava konusu taşınmazın mera vasfında olmayıp davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., annesi adına kayıtlı 24.06.1980 tarih 13 sıra numaralı tapu kaydına ve hibe nedenine dayanarak eldeki davayı açmış, Mahkemece söz konusu tapu kaydı tesisinden itibaren getirtilip dosya arasına alınmıştır. Tapu kayıtları incelendiğinde; 24.06.1980 tarih, 13 sıra numaralı tapu kaydının geldisi olan Şubat 1955 tarih, 90 sıra numaralı tapu kaydının iktisap sebebinde, “1 nci noda yazılı iktisap sebebi gibi”, bu kaydın geldisi olan 26.11.1954 tarih, 134 sıra numaralı tapu kaydının iktisap sebebinde ise, “bu dahi” ifadesinin yazılı olduğu ancak bu kayıtların iktisap sebeplerinde atıf yapılan tapu kayıtları dosya arasına alınmadığı için söz konusu tapu kayıtlarının ne sebeple oluştuğu anlaşılamamıştır. Yine, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 131 ada 4, 7, 8, 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar ile ... ilçesi, Başköy köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 1 ve 187 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları, varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, teknik bilirkişiden toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek çakıştırma yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın tevzi haritasındaki konumunu gösteren denetime açık krokili rapor aldırılmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının dayandığı 24.06.1980 tarih 13 sıra numaralı tapu kaydının geldileri olan Şubat 1955 tarih, 90 sıra ve 26.11.1954 tarih, 134 sıra numaralı tapu kayıtlarının iktisap sebeplerinde atıf yapılan tapu kayıtları getirtilmeli, 24.06.1980 tarih 13 sıra numaralı tapu kaydının revizyon görüp görmediği araştırılarak revizyon görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmiş ise tapu kayıtları getirtilmeli, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan 131 ada 4, 7, 8, 9 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar ile ... ilçesi, Başköy köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 1 ve 187 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları, varsa dayanağı kayıtlarla birlikte getirtilip dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1954 yılından öncesine ilişkin streoskopik hava fotoğrafları bulunup bulunmadığı Harita Genel Müdürlüğünden sorularak varsa dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, taşınmazın bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte öncelikle, yerel bilirkişiler ve teknik bilirkişi eliyle davacının dayandığı tapu kaydı, varsa krokisi/haritası zemine uygulanarak kaydın kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının krokisinin/haritasının bulunmaması veya uygulanamaması durumunda, tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli; bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu saptanmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenerek tapu kaydının dava konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığı tespit edilmeli; yine dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği, kim tarafından ne sıfatla ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmaz üzerinde toprak tevzi çalışmalarının yapıldığı 1954 yılından öncesinde tarım yapılıp yapılmadığı, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; teknik bilirkişiden toprak tevzi haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek ve zemine çakıştırılarak uygulanmasını, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırları ve davacının dayandığı tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın sınırlarını, niteliğini ve kullanım durumunu belirtir şekilde rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı biçimde değerlendirme yapılmak suretiyle dava konusu taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve kullanım durumunu belirten, öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığını açıklayan, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı; dava konusu taşınmazın mera tahsis haritasının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde, tahsis tarihine kadar davacı ve önceki zilyetler yararına Kadastro Kanunu'nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı, taşınmazın kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken değer taşımayacağı gözetilmeli ve sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup kararın açıklanan sebeplerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.