Logo

1. Hukuk Dairesi2024/2813 E. 2024/5862 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi miras hakkına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşme tarihinden itibaren on yıllık hak düşürücü süre geçmiş olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1482 E., 2024/296 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Of 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/444 E., 2023/265 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacıların babası muris ... 'nun, Trabzon ili .... ilçesi .... Mahallesi 361 ada 3 parsel sayılı gayrimenkulün 1/9 hissesinin maliki olduğunu, ancak bu hissenin gayrimenkulün tapu kayıtlarında tescil edilmediğini, kök muris dede ...'nun mirasçılarından davacıların amcası muris varisi ... adına kayıt ve tescil edildiğini, bu hususta ...'ın kardeşleri ... ve ... ile ...'ın açmış oldukları davalar sonucu kök muris varislerinden ..., ... ve ...'ın 1/9'ar miras payları kendi adlarına kayıt ve tescil edildiğini, ...'ın arsa üzerinde bütün varisler adına inşaat yapmak üzere harekete geçtiğini, ancak daha önce mevcut güven ortamının açılan davalar sebebiyle ileride doğması muhtemel ihtilafların önlenmesi maksadı ile gayrımenkul üzerindeki ortaklığın giderilmesi amaçlı Of Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/304 esasında kayıtlı davayı açtığını, dava devam ederken kök muris varisi ...'ın ölümü sonrası mirasçıları ..., ..., ..., ... ve ...'ya cebri satış yolu ile taşınmazın intikal ettiğini, kök muris varisi ...'ın uhdesinde kalan davacılara ait 1/9 hissesini devretme yükümlülüğünün mirasçılarına geçtiğini, tapu kayıtlarında malik olarak gözüken diğer kök muris varislerinden amca ... adına yapılan satışın gerçek bir satış olmayıp diğer varislerden mal kaçırma amaçlı yolsuz tescil olduğunu ileri sürerek ... adına yapılan yolsuz tescil işleminin iptalini ve davacıların 1/9 miras paylarının adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davacılar tarafından, Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/14 Esas, 2020/297 Karar sayılı dosyası ile aynı parsele ilişkin açılan tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini ve kararın onandığını, söz konusu taşınmaza ilişkin yapılan kadastro tespitinde 10 yıllık hak düşürücü süre dolmuş olduğundan talebin hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı tarafın talebi tapunun iptali ve tescile yönelik bir talep olması nedeniyle söz konusu davada husumetin tapu malikine yöneltilmesi gerekirken tapuda malik olarak görünmeyen ... mirasçıları yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacı taraf ... tarafından davalı ...’na yapılan satışın muvazaalı olduğunu iddia ettiklerini, bu iddialarının da hukuki dayanağı bulunmadığını, söz konusu parselin Of Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/304 E sayılı dosyası ile izale-i şuyu davasına konu edildiğini ve söz konusu ortaklığın satış suretiyle giderildiğini, taşınmazın ...’ın mirasçıları tarafından icradan satın alındığını, söz konusu satıştan sonra da taşınmaz bedeli karşılığında diğer bir davalı ... tarafından ... mirasçılarından satın alınmasına ilişkin işlemde muvazaa olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların adlarına tescilini istedikleri miras payları kadastrodan önce doğduğuna göre, eldeki davanın kadastrodan önceki nedenlere ve haklara dayalı olduğunun kabulü gerektiği, dava konusu taşınmazın kadastro tespiti askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine 18.02.2008 tarihinde kesinleştiği, kadastrodan önce doğan miras hakkına dayalı olarak 13.01.2020 tarihinde açılan eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri yineleyerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı ve tapu kaydı incelendiğinde, kadastro tespitinin zilyetliğe dayalı olarak belgesizden ... ve ... oğlu, 1938 doğumlu ... adına tam hisse şeklinde yapıldığı, askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması üzerine kadastro tespitinin kesinleşerek taşınmazın tapuya tescil edildiği ve tespit maliki ...'nun kadastro tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle sağ olduğu, davacıların kök murisi olan ... ve ... oğlu 1920 doğumlu ...'nun ise kadastro tespitinden çok önce 1993 yılında vefat ettiği, her ne kadar davacılar vekili istinaf dilekçesinde kadastro tespitinin kök muris ... adına yapıldığını ancak tapudaki yanlışlık nedeniyle taşınmazın başka bir ... adına tapuya tescil edildiğini ileri sürmüş ise de tüm dosya kapsamından kadastro tespitinin kök muris ... adına değil isim benzerliği bulunan başka bir ... adına yapıldığı, dolayısıyla hatanın tapudan değil kadastro tespitinden kaynaklandığının açık olduğu, diğer yandan davacı tarafın kök muris ...'ndan kendilerine intikal eden miras paylarına yönelik olarak eldeki davayı açtığı ve kök muris ...'nun 2008 yılında yapılan kadastro tespitinden çok önce 1993 yılında vefat ettiğine ve davacıların adlarına tescilini istedikleri miras paylarının kadastrodan önce doğduğuna göre eldeki davanın kadastrodan önceki nedenlere ve haklara dayalı olduğunun kabulü gerektiği, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin askı ilan süresi içerisinde dava açılmaması nedeniyle 18.02.2008 tarihinde kesinleştiği, kadastrodan önce doğan miras hakkına dayalı olarak 13.01.2020 tarihinde açılan eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı on yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf aşamasında ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu, davaya konu Trabzon ili, .... ilçesi, ... Mahallesi 361 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, belgesizden dava dışı ... ve ... oğlu 1938 doğumlu, ... adına tespit edildiği, tespitin 19.12.2008 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın 24.08.2009 tarihinde satış suretiyle ...'a temlik edildiği, 2014 ve 2018 yıllarında 1/9’ar payının hükmen ..., ... ve ...'a geçtiği, 09.07.2019 tarihinde cebri satış suretiyle ... mirasçılarına ve davadan önce 19.07.2019 tarihinde satış suretiyle ...'na temlik edildiği, kadastrodan önceki nedenlere ve haklara dayalı olarak 25.11.2021 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.10.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.