Logo

1. Hukuk Dairesi2024/287 E. 2024/1017 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasında, davalıların davayı kabul etmelerine rağmen mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların kimlik tespiti yapılmadan posta yoluyla gönderdikleri kabul beyanlarının usulüne uygun olup olmadığı araştırılmadan, hak düşürücü süre gözetilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1137 E., 2023/1080 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/2 E., 2022/416 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkillerinin miras bırakan ...'nın mirasçıları olduğunu, ...'nın da miras bırakan babası ...'nın mirasçısı olduğunu, davaya konu '' parsel fındık bahçesi ve ahşap ev" nitelikli taşınmazın miras bırakan ... evlenmeden önce miras bırakana tahsis edildiğini, miras bırakan ... ölmeden önce çocukları arasında miras konusu taşınmazları taksim ettiğini, bu paylaştırmaya bugüne kadar da diğer mirasçılardan hiç kimsenin bir itirazı olmadığını, müvekkillerinin taşınmazların tapusunun sadece kendilerine tescilini uzun süredir talep etmelerine rağmen taşınmazların halen el birliği mülkiyetinin devam ettiğini ileri sürerek tapunun iptali ile müvekkileri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ; dava konusu taşınmazın 30-40 yıldır davacılar tarafından kullanıldığını, tapunun davacılar adlarına tescil edilmesini kabul ettiklerini, dava konusu yerin miras bırakan ... hayatta iken de davacılara tahsis edilip bölüştürüldüğünü ve davacıların hem zilyet hem malik olduklarını, babaları miras bırakan ...'nın sağlığında hissesini devretmek istese de ani ölümü sebebiyle bunu gerçekleştiremediğini beyan etmişlerdir.

Davalı ...; dava konusu taşınmazın babası miras bırakan ... adına kaydedildiğini, ... ve davacı olan mirasçılarının yapılan bu kadastro işlemine herhangi bir itirazda bulunmadığını ve dava da açmadıklarını, zamanaşımının geçtiğini, kardeşleri ... ve ...'ın kendi istek ve iradeleriyle paylarını kendisine devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;davaya konu edilen taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 25.05.2000 tarihinde kesinleştiği, tutanağın kesinleştiği tarih ile davacının davasını açtığı tarihi arasında 3402 sayılı Kanunu’nun 12/3 üncü maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirlenerek davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar etmiş ve eldeki davada muris muvazaası olduğu, bu sebeple de zamanaşımı veya herhangi bir hak düşürücü işletilemeyeceğini, belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;bir kısım davalılar tarafından sunulan kabul beyanının doğrudan posta yoluyla gönderilmesi ve kimlik tespitlerinin bulunmaması nedeniyle usulüne uygun olmadığı, posta yoluyla gönderilen bu beyanların hükme esas alınamayacağı,

dava tarihi olan 04.01.2022 tarihi itibariyle Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu belirtilerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesi

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308 ve 309 uncu maddeleri

3. Değerlendirme

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309 ncu maddesi hükmüne göre feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308 inci maddesi uyarınca davayı kabul, davalının mahkemeye yönelik olarak yapacağı tek taraflı bir irade beyanı ile davacının talep sonucuna muvafakat etmesidir ve dava konusu uyuşmazlık esastan sona ermektedir.

Öte yandan, usul hukuku anlamında kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve ancak irade bozukluğu hallerinde kabulün iptali istenebilir (HMK md. 311). Diğer bir anlatımla davalı irade fesadı halleri dışında kabulden dönemez.

Bilindiği üzere kabul, davaya son veren taraf işlemlerinden olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308/2 nci maddesinde; Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm ifade eder. Kesin hüküm ve hak düşürücü süre gibi benzeri durumlar ile kabul söz konusu olduğunda; kabul, bu gibi hukuki sebeplerden önce gelir ve öncelik kabule tanınır.

Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.

Davaya konu taşınmaz fındık bahçesi ve ahşap ev niteliğiyle, 25.05.2000 tarihinde ... (ölü) adına tespit görmüştür. Gerçekten kesinleşme tarihiyle davanın açıldığı 04.01.2022 tarihi gözetildiğinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yer alan on yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Mahkemenin bu yöne ilişkin görüşü biçimsel olarak doğru bulunmaktadır.

Ne var ki, dava konusu taşınmazda davacılar ve davalılar elbirliği halinde malik olup davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... (kimlik tespiti yapılmaksızın) posta yoluyla gönderdikleri cevap dilekçelerinde davayı kabul etmişlerdir. Mahkemece, davalıların usulüne uygun şekilde kabul beyanı olup olmadığı tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde tespit edilmemiştir.

Bu durumda, kimlik tespiti yapılarak bu tereddüt giderildikten sonra kabul beyanına üstünlük tanınmak suretiyle dosya kapsamında uygun bir karar verilmesi gerekirken doğrudan hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile; 1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.