Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3056 E. 2024/5990 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü süre ve muhdesat bedeli talepleri yönünden zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Hem tapu iptali ve tescili için öngörülen hak düşürücü sürenin, hem de muhdesat bedeli talebi için zamanaşımı süresinin geçmiş olması ve davacının taşınmazda mülkiyet hakkı olduğunu ispatlayamaması sebebiyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak tazminat talep edemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2265 E., 2024/510 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tire 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/276 E., 2022/309 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 108 parsel sayılı taşınmazın, öncesinde murisi .....'e ait iken onun ölümünden sonra mirasçıları arasında yapılan taksim sonucu davacıya intikal ettiğini ve dava tarihine kadar taşınmazın davacı tarafından nizasız, fasılasız malik sıfatıyla kullanıldığını, davacının taşınmaz üzerine zeytin ve meyve ağaçları diktiğini, dava tarihinden yaklaşık 2 ay kadar önce davalının, davacıdan dava konusu taşınmazı tahliye etmesini istemesi üzerine, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalının murisi .... adına tespit ve tescil edildiğini öğrendiklerini, davalının 10.04.2017 tarihinde diğer mirasçıların hisselerini almak suretiyle taşınmazda malik olduğunu, dava konusu taşınmazın davacı ve murisinin yaklaşık 80 yıldır zilyetlik ve tasarrufunda olduğunu, davalının ve murisinin taşınmazda kullanımı olmadığını, kadastro tespitinin hatalı yapıldığını, davalının murisi adına yapılan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu talep kabul edilmediği takdirde taşınmaz üzerinde bulunan davacı ve murisi tarafından dikilip yetiştirilen zeytin ve meyve ağaçlarının bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talepleri açısında hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının dava konusu taşınmazın murisi ve davacının zilyetliğinde olduğu iddiasının doğru olmadığını, davacının taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, davacının dava konusu taşınmaza diktiğini ve kendisine ait olduğunu belirttiği zeytin ve meyve ağaçlarının bedelini talep ettiğini, bu talebin de zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının dava konusu taşınmazın sınırlarını bildiğini, iyi niyetli olmadığını bu nedenle yararlı masraf olarak ağaç bedellerini müvekkilinden talep edemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağı incelendiğinde, tutanağın 04.03.1985 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 20.05.2021 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bildirdikleri delilleri toplanıp değerlendirilmeden, mahallinde keşif yapılmadan ve davalı ve murisi adına yapılan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme sonucu verilen kararın hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadastro öncesi zilyetlik sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, bu talep kabul edilmediği taktirde muhtesat bedellerinin tahsili talebiyle açılan davanın yargılaması sonunda, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin ve tapu iptali ve tescil talebi yönünden hakdüşürücü sürenin dolmasından itibaren işlemeye başlayacak olan tazminat talep etme hakkının zamanaşımına uğradığı, davalı tarafın cevap süresi içinde zamanaşımı definde bulunduğu, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu; İzmir ili, .... ilçesi, .... köyü, ... mevki çalışma alanında bulunan dava konusu 108 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 05.03.1985 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20.05.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkin olup davaya konu taşınmazın kadastro tutanağının 05.03.1985 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği tarih ile davanın açıldığı 20.05.2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, davacının terditli talepleri olan muhdesat bedelinin geri ödenmesi yönünden ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2022 tarihli ve 2020 (16) 1-691 Esas, 2022/1680 Karar sayılı ilamında belirtildiği gibi uyuşmazlık konusu taşınmazda mülkiyet hakkı olduğunu ispat etme olanağı bulunmayan davacının dava tarihi itibariyle tazminata hak kazanabilmesi için sebepsiz zenginleşmede ileri sürülen haklı sebep olmasının diğer tarafın zenginleştiği iddiasını ispat edemeyeceği, zira bu unsurun ancak davacının uyuşmazlık konusu taşınmazda mülkiyet hakkı olduğunu ispat etmesi sonucunda ortaya çıkacağı açıktır. Davanın bu gerekçeler ile reddi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu görülmüştür.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması 6100 sayılı Kanun’un 370. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.