"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/541 E., 2024/753 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/28 E., 2023/723 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili özetle; Tokat ili, .... ilçesi, .... Köyü 856 parsel sayılı taşınmazın 1954 yılında davacının babası tarafından satın alınıp nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla 50 yılı aşkın kullanıldığını, taşınmazın satın alındığı zaman tapu ve kadastro işlemlerinin bugünkü gibi gelişmiş olmaması nedeniyle murislerinin kendi adlarına taşınmazı tescil edemediklerini, taşınmazın mera vasıflı olmadığını, davacının yıllarca taşınmazı kullandığını ve bunun karşılığında ecrimisil bedelini ödediğini, davacının taşınmazın mülkiyetini mera olarak tescil edilmeden yıllar önce olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle kazandığını ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Hazinesi vekili özetle; dava konusu edilen yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup özel mülkiyete konu olamayacağını, evveliyatı itibarıyla da kamunun kullanımında olup davacının burada hak iddia edebileceği fasılasız bir zilyetliğinin söz konusu olmadığını, davacının burada işgalci olup fuzuli şagil konumunda olduğunu, bunun dışında dava konusu edilen yerlerin komşu parsellerinin devamında orman parselleri bulunmakta olup orman araştırılması yapılmasının ve diğer taraftan taşınmazın dere ve dere yataklarına sınırı bulunuyor ise jeoloji bilirkişisi yönünden de incelenmesi gerektiğini, ayrıca davacı eklemeli zilyetliğe dayandığından başkaca mirasçıların olup olmadığı taksimin yapılıp yapılmadığı hususlarının da araştırılması gerektiğini, açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tutanakları incelendiğinde, taşınmazın Maliye Hazinesi adına tespit edildiği, 01.02.1969 ile 03.03.1969 tarihleri arasında askıda kalarak 17.08.1969 tarihinde kesinleştiği ve tescil edildiği, davacının, Hazine adına tescil edilen taşınmaz için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı bulunan 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya mübrez tapu kayıtları ile mera yaylak ve kışlak kütüğü incelendiğinde taşınmazın 1969 değil 2007 yılında mera olarak tescil edildiğinin anlaşıldığını, 1969 yılında tapunun mera vasfında olmadığını, ilgili yerde 2001 yıllarında mera ıslahı için çalışma yapıldığını, çalışmada tarlanın meraya girmediğini, edeki davanın taşınmazın mülkiyetini mera tescilinden yıllar önce olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap etmesi sebebiyle açıldığını, davacının taşınmazı tescil harici kazanmış olup tescilin burada taşınmaz mülkiyetinin kazanılması niteliğinde olmadığını, bildirici, açıklayıcı nitelikte olduğunu, delilleri arasında göstermiş oldukları Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/2 Esas 2018/529 Karar sayılı dosyası ile taraflarınca 30.11.2023 tarihinde UYAP sistemi üzerinden ibraz edilen beyan dilekçesi incelendiğinde davacının ilgili taşınmaz için yıllarca ecrimisil ödediğinin açık olduğunu, bildirmiş oldukları tanıkların Mahkemece dinlenilmediğini belirterek Yerel Mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın mera olarak tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın daha önce Hazine adına tarla vasfı ile tespit gördüğü tespitin 17.08.1969 tarihinde kesinleştiği ve tapu kaydının oluştuğu, 2001 yılında alınan mera tespit komisyon kararı ile taşınmazın mera özel siciline kaydedildiği, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra zilyetliğe dayanılarak mülkiyet iddiasıyla dava açılarak esasen kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açılmış olduğu, taşınmazın tarla vasfında olduğu halde sonradan mera özel siciline kaydedildiği iddiası ile ancak Hazine dava açabilecek olup davacının bu taleple dava açma hakkı bulunmadığı gibi vasfının değişmesine yönelik davada hukuki yararının bulunmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf aşamasında ileri sürdüğü hususları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tokat ili, .... ilçesi, .... Köyünde yapılan kadastro sırasında 856 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfı ile Hazine adına 12.07.1968 tarihinde tespit gördüğü, kadastro tespitinin 17.08.1969 tarihinde kesinleşerek tescil edildiği 01.03.2001 tarihinde alınan mera tespit komisyon kararı ile taşınmazın 25.12.2007 tarihinde mera özel siciline kaydedildiği, tapuda mera olarak kayıtlı olduğu, eldeki davanın 21.01.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.