"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/608 E., 2024/675 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyadin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/338 E., 2023/245 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Ağrı ili, .... ilçesi,.... köyü 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında.... köyü adına köy merası olarak tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın tamamının kendisi tarafından davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla tasarruf edildiğini,.... köyünün kadastro tespit işlemlerinden sonra taşınmaz üzerinde zilyetliği olmadığını, TMK’nın 713. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamına veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasına davasız ve aralıksız 20 yıl süreyle malik sıfatıyla zilyet olan kişinin bu taşınmazın tamamı veya bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini talep etme hakkına sahip olduğunu, taşınmazı Diyadin Noterliğinin 07.10.1991 tarihli zilyetlik devir sözleşmesi ile ... isimli kişiden zilyetliği devraldığını, komşu 108 ada 22 parsel sayılı taşınmazın da eşinin olduğunu, hasımları olması nedeniyle kadastro tespitine katılmadığını, itiraz da edemediğini, taşınmazın davalı köy adına kayıtlı olduğunu Diyadin Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/195 Esas sayılı davasında öğrendiğini, kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına yapılan tespitin hukuki dayanağı kalmadığını ileri sürerek tespit ve tescil işleminin iptali ile taşınmazın davalılar adına olan kısmının adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine; zamanaşımının ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, tapu iptal ve tescil davalarının tapu maliki aleyhine açılması gerektiğini, kendilerinin taraf sıfatı bulunmadığını, taşınmazın niteliği gereği Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, zilyetlikle kazanıma uygun olmadığını, TMK ve Kadastro Kanunu'nda yer alan şartların gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu parsel hakkındaki tespitin 02.03.2006 tarihinde kesinleştiği, davanın ise 26.10.2020 tarihinde 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, tapu iptali ve tescil davasının mülkiyet hakkına ve esasen ayni hakka dayandığından kural olarak zamanaşımına tabi olmadığını, ayni hakkın her zaman ileri sürülebilmesinin mümkün olduğunu, diğer usuli işlemler yapılmadan zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından 26.10.2020 tarihinde kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davasının, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan taleplerinin reddine karar verildiğini, tapu iptal ve tescil davalarının mülkiyet hakkına dayandığı için kural olarak zamanaşımına tabi olmadığını, kadastro tespitinden sonra dava konusu taşınmazın müvekkili adına kayıtlı olmadığının öğrenildiğini, davanın kadastro işlemi nedeniyle tapu iptal ve tescil davası iradesiyle açılmadığını, müvekkiline ait olan taşınmazın köy merası olarak kullanıldığını, bu nedenle eldeki davanın tapu iptal ve tescil davası olarak zamanaşımına tabi olmadığını, dosyada keşif ve diğer usulü işlemler yapılmadan zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kendisine ait taşınmaza yönelik müdahale sebebiyle davayı açtığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/1, 370 ve 371. maddeleri
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması HMK'nın 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dosya içeriğinden; Ağrı ili, ... ilçesi, .... köyü 108 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 21.12.2005 tarihli tespit tutanağında mera niteliğiyle kamu orta malı olarak sınırlandırıldığı, tespitin 02.03.2006 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.