Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3359 E. 2024/6034 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasında, davanın yanlış davalıya yöneltilmesi nedeniyle husumet yokluğundan reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın tapu kaydının dava tarihinde Dedeağaç Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olması ve davanın Hazine'ye yöneltilmesinin HMK'nın 124/3. maddesi kapsamında kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/390 E., 2024/536 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tunceli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/116 E., 2023/439 K.

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının miras bırakanı olan babası....'in vefatı ile 05.07.1977 tarihli tapu kaydında kayıtlı Tunceli ili .... ilçesi .... mevkisinde bulunan tarla vasıflı ada parsel numarası olmayan, sınırları "doğusu: taşlık, batısı: ..... kuzeyi: taşlık, güneyi: yol ile çevrili" açıklaması ile belirtilen 5.165 m2 yüzölçümlü taşınmazın miras kaldığını, söz konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında önce 101 ada 7 parsel daha sonra 129 ada 8 parsel numarasını alarak Hazine adına tescil edildiğini, yapılan kadastro tespitinin hatalı olup gerçeği yansıtmadığını belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olduğunu, Hazine ile ilgisinin bulunmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın Dedeağaç Köyü Tüzel Kişiliğine ait olduğu, davanın, kayıt maliki aleyhine açılmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel Mahkemece davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın sınırının mezarlık ve ormanlık alanı olması nedeniyle Hazine adına kayıtlı olduğu düşünülerek sehven Hazineye husumet yöneltildiğini, Yerel Mahkemece verilen kararda HMK'nın 124/3-4. maddelerinin uygulanmadığını, ön inceleme için duruşma günü verilmesine karşılık verilen duruşma gününde ön inceleme yapılmaksızın davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin bozmayı gerektirdiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle Dedeağaç Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olmasına karşın eldeki davada husumetin kayıt maliki olmayan Hazine'ye yöneltildiği, dava dilekçesinde husumetin hatalı yöneltilmesinin HMK'nın 124/3. maddesi kapsamında yanlış, hatalı veya kabul edilebilir bir yanılgıya da dayanmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi önündeki yargılamanın birinci celsesinde davalı Hazinenin hasım olmaktan çıkartılıp Köy Tüzel Kişiliğinin davalı olarak davaya eklenmesi talep edilmesine rağmen bu hususta bir karar verilmeksizin davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, verilen kararın HMK'nın 124. maddesine ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, davacının babasının maliki olduğu taşınmazın sınırlarının mezarlık ve ormanlık olması nedeniyle eldeki davada husumetin Hazineye yöneltildiğini, bu yanılgının dürüstlük kuralına aykırı olmadığını ve aynı sebeple Hazine'ye husumet yöneltilmesinin kabul edilebilir bir yanılgı olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.06.2021 tarihli ve 2020/(13)3 - 247 Esas, 2021/692 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arsındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava

konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Sıfat, ileri sürülme zamanı kanun ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de teşkil etmediğinden, davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vâkıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.

2. Bu noktada, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası bakımından bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa davanın esası hakkında bir karar verilemez; dava, sıfat yokluğundan reddedilir. Öte yandan, tapu iptal ve tescil istemli davaların kayıt maliki ya da malikleri aleyhine açılması gerektiği kuşkusuzdur. Taraf teşkili yargılama hukukunun en önemli müesseselerinden biri olup kamu düzenindendir. Bu nedenle usulünce taraf teşkili yapılıp yapılmadığı, davalının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı hâkim tarafından her aşamada re'sen denetlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Dosya kapsamında mevcut tapu kaydından, dava konusu Tunceli ili .... ilçesi .... köyü, .... mevkiinde kain 129 ada 8 parsel sayılı taşınmazın Dedeağaç Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz eden davacıdan Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.