Logo

1. Hukuk Dairesi2024/33 E. 2025/577 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları neticesinde tespit harici bırakılan ve bir kısmı mera parseli içinde kalan taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın bir kısmının tescil harici, bir kısmının da mera parseli içinde kaldığı hususunu dikkate almadan ve zilyetliğin süresi ve niteliği hususunda yeterli araştırma yapmadan, tüm taşınmaz için hak düşürücü süre gerekçesiyle davanın reddine karar vermesi doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/239 E., 2023/135 K.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Van ili, Edremit ilçesi, ... Mahallesinde bulunan ve kadastro çalışmaları neticesinde tespit harici bırakılan taşınmazda davacının 1975 yılından beri zilyet olduğunu, 1980 yılından önce imar-ihya çalışmalarını bitirdiğini belirterek dava konusu taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili; zilyetlikle edinim koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tescilini istemiştir.

Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilemeyeceğini, davacı lehine edinim koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddi ile çekişmeli taşınmazın Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tescilini istemiştir.

Davalı ... vekili; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.04.2016 tarihli ve 2014/237 Esas, 2016/442 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve 192 ada 13 nolu parsel içerinde kaldığı belirtilen 2.465,02 m2'lik alana sahip kısmın TOKİ adına bulunan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, krokide (B) ve (E) harfleri ile gösterilen sırası ile 4.591,76 m² ve 5.106,12 m²'lik yüz ölçümlere sahip alanların davacı adına tesciline, krokide (C) harfi ile gösterilen 1.447,54 m2'lik alana sahip kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, krokide (D) harfi ile gösterilen 619.46 m2'lik alana sahip kısmın davacı adına tesciline, krokide (G), (H) ve (J) harfleri ile gösterilen sırasıyla 2.721,24 m2, 3.202,42 m2 ve 29.331,31 m²'lik alanlara sahip kısımların davacı adına tesciline, krokide (F) harfi ile gösterilen kısma ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı TOKİ Başkanlığı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2016/12822 Esas, 2019/3370 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece yapılan araştırmanın eksik olduğu belirtilerek çekişmeli taşınmaz bölümlerinin evveliyatının kadastro harici bırakılan yer olup olmadığı, bir bölümünün idari yoldan tescilinden evvel mera vs. olup da cins değişikliği yapılarak Hazine adına tescil edilen yer olup olmadığının kesin olarak belirlenmediği açıklanmış, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin denk geldiği parsellere ait kadastro paftası, mera komisyon haritası, idari yoldan tescile ilişkin tüm kroki ve evrakın getirtilerek dosyasına konulması, bundan sonra 3'er kişilik teknik bilirkişi ve ziraat bilirkişi kurulları ile taşınmaz bölümleri başında keşif yapılarak çekişmeli taşınmaz bölümlerinin nereye isabet ettiğinin, herhangi bir kadastro parseline denk gelip gelmediklerinin belirlenmesi, kadastro parseline denk geliyorsa hak düşürücü süre üzerinde durulması, hava fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle taşınmazla ilgili zilyetlik araştırması yapılması gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın evveliyatının 250 numaralı mera parseli olduğu, 250 parselin kadastro tutanğının 17.06.1974'de kesinleştiği, dava tarihi olan 2014 yılı itibariyle davada hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; çekişmeli tüm taşınmazların 250 parsel içerisinde kalmadığını, bir kısmının tescil harici alanda kaldığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazların Hazine adına tescili talebinin değerlendirilmediğini, taşınmazların Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini ve Hazine lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

B.Değerlendirme ve Gerekçe

Dava; tescil istemine ilişkindir.

Dava konusu taşınmazın bir bölümü 1972 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında mera olarak sınırlandırılarak 1974 yılında mera siciline kayıtlanan 250 parsel içerisinde olup bir bölümü ise kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılmıştır.

Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu taşınmaz bölümlerinin adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmaz bölümlerinin 250 numaralı mera parseli içerisinde yer aldığı ve davada hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmediği gibi bozmaya uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.

Dosya arasında yer alan bilirkişi raporuna göre (A), (B1), (B2), (C), (D), (E) harfleri ile gösterilen taşınmazların 1974 yılında mera kütüğüne kayıtlanan 250 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, (J1), (H), (G) ve (F) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin ise tescil harici alanda kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin hak düşürücü süreden redde ilişkin kararı bilirkişi raporunda (A), (B1), (B2), (C), (D), (E) harfleri ile gösterilen bölümlere ilişkin olarak yerinde bulunsa da hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeyen (J1), (H), (G) ve (F) bölümlerine yönelik davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacı vekilinin 17.03.2016 tarihli celsede bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen ve taşlık niteliğinde olduğu belirtilen taşınmaz bölümüne ilişkin taleplerinin olmadığına ilişkin beyanı ve bu bölüme yönelik davanın reddine ilişkin önceki tarihli hükmün davacı yanca temyiz edilmediği değerlendirildiğinde bu bölüm yönünden karar kesinleştiğinden bilirkişi raporunda (F) ile gösterilen bu bölüme yönelik davanın da hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesi isabetsiz ise de sonucu itibariyle red kararının yerinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bununla birlikte; Mahkemece, dava konusu olup tespit harici alanda kaldığı anlaşılan ve bilirkişi raporunda (J1), (H) ve (G) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde sürdürülen zilyetliğe ilişkin olarak yeterli araştırma yapılmamış, bozmaya uyulduğu halde Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2016/12822 Esas, 2019/3370 Karar sayılı kararında belirtildiği şekilde zilyetlik araştırması yapılmadan, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği ile dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeden karar verilmiştir.

Mahkemece açıklanan hususlar gözetilmeden, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ve eksik inceleme ile davaya konu tüm taşınmaz bölümleri hakkındaki davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin ve davalı Hazine vekilinin değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.