"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/541 E., 2024/47 K.
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili; Bursa ili, Mudanya ilçesi, Esence köyünde bulunan 1362 parsel sayılı taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ve özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek tapu kaydının iptaline, müdahalenin önlenmesine ve binanın kal'ine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar; savunma getirmemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Mahkemece; dava konusu taşınmazın kıyı-kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu kaydının iptaline, müdahalenin önlenmesine, taşınmaz üzerinde bina bulunmadığından kal talebinin reddine dair verilen kararın davalı ... mirasçısı ... vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince; kısa kararla gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulduğundan bahisle davanın esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin Mahkeme kararı bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 03.07.2023 tarihli ve 2022/7195 Esas, 2023/3897 Karar sayılı kararı ile; bozma gereğinin yerine getirilmediği, davanın kabulüne denildiği halde kararın dava konusu taşınmaza yönelik hangi talebin kabul edildiğine ilişkin açıklama içermediği, dava dilekçesindeki istekler hakkında karar verilmemesinin HMK'nın 297. maddesine açık bir şekilde aykırılık oluşturduğu, yine kararda taraf teşkilinin sağlandığı ifade edildiği halde karar başlığında davalı ölü kişilerin adının yazılmasının, mirasçıların yer almamasının da doğru olmadığı gerekçesiyle sair yönler incelenmeksizin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, davacı ... vekilinin karar düzeltme talebi ise reddedilmiştir.
Mahkemenin 21.02.2024 tarihli ve 2023/541 Esas, 2024/47 Karar sayılı kararıyla; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kabulü ile; dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına kıyı-kenar olarak terkinine, davacının taşınmaza müdahalesinin önlenmesine, taşınmaz üzerinde yapı bulunmadığından kal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu, ancak önceden kesinleşen davalılar yönünden yeniden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, hükmün 2. bendinde davacının taşınmaza müdahalesinin men'ine karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı taraf için hüküm kurulması gerektiğini, bu durumun hükmün infazında sıkıntı yaratacağını, davacı adına kıyıya terkine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, kıyıya terkin işlemi yapılması, kal talebinin de kabul edilmesi gerektiğini, önceki hüküm kesinleştiği halde bir kısım davalıların mirasçılarının davaya dahil edilmesinin ve yeniden hüküm kurulmasının doğru olmadığını, karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiğini, önceki verilen hükmün kesinleştiği davalıların yine davalı olarak gösterildiğini, taşınmaz değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu oranda vekalet ücreti tayin edildiğini, önceki bozma kararının usule ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca tashihi karar neticesinde de itirazlarının incelenmediğini, kıyıya terkin işlemi yapıldığından davaya konu edilebilecek bir tapu kaydının mevcut olmadığını, davanın konusuz, hükmün infazının da hukuken imkansız olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dava; çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal-terkin, müdahalenin önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri, hüküm sonucunu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesini, varsa kanun yolları ve süresini, hükmün verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin imzalarını, gerekçeli kararın yazıldığı tarihi içermesi, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Bu husus, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Somut olaya gelince; Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş ise de dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ve kıyı olarak terkini yönünde karar verilmesi gerekirken, "davacı" adına terkinine şeklinde hüküm tesis edilmesi; öte yandan, davacı ... tarafından açılan eldeki davada, dava konusu taşınmaza ilişkin "davalıların" müdahalesinin önlenmesi talebi hakkında bir karar verileceği halde "davacının" taşınmaza müdahalesinin önlenmesi yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davanın kabulüne karar verildiği belirtilmesine rağmen kal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi; yine hükmün 3 numaralı bendinde dosya içerisinde mevcut olmayan ve somut olayla ilgisi bulunmayan rapora atıf yapılmak suretiyle "3-14.05.2021 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına," şeklinde cümleye yer verilmesi de isabetsiz olup 6100 sayılı HMK'nın aradığı anlamda bir hüküm oluşturulduğundan söz etme olanağı bulunmamaktadır. Değinilen hususların hükmün infazında tereddüt yaratabileceği açıktır.
Hal böyle olunca; 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesine uygun, yukarıda değinilen hususlar gözetilmek suretiyle hüküm tesis edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmektedir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ... vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz eden davacı ... harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.