Logo

1. Hukuk Dairesi2024/3645 E. 2025/298 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, torunu ve kızı tarafından hile yoluyla ve ölünceye kadar bakma sözleşmesine aykırı olarak taşınmazlarının devredildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların bakım vaadi ve hileli davranışlarda bulunduğuna dair delil bulunmadığı ve yasal şekle uygun bir ölünceye kadar bakma sözleşmesinin de olmadığı gözetilerek, davacı lehine fazla vekalet ücretine hükmedilmesi dışında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/552 E., 2023/881 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/604 E., 2022/746 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; 1210 ada 30 parsel sayılı taşınmazdaki 13 nolu bağımsız bölümünü ölünceye kadar bakma akdi ile torunu davalı ...'ya temlik ettiğini, öte yandan 223 ada 3 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümünü yaklaşık bir yıl önce 165.000,00 TL'ye satıp satış bedelini yine kendisine bakılması amacıyla kızı davalı ...'nın banka hesabına yatırdığını, davalı ...'nın bu para ile kendisine 3073 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, ancak davalıların kendisine bakmadıklarını, halen evinde tek başına yaşadığını ileri sürerek davalı ... adına kayıtlı 13 nolu bağımsız bölüm bakımından tapu iptali ve tescile, davalı ... adına kayıtlı 3 nolu bağımsız bölüm bakımından ise tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa taşınmazın satış bedeli olan 165.000,00 TL'nin davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini istemiş; terditli bedel isteğini ıslahla 169.220,00 TL'ye çıkartmıştır.

II. CEVAP

1.Davalı ...; anneannesi olan davacının yaklaşık bir yıl önce 13 nolu meskeni zorla kendi adına kayıt ettirdiğini, tapu masraflarını da kendisine ödettiğini, davacının çocuklarından mal kaçırmak amacıyla bir kısım taşınmazlarını da masraflarını kendisi karşılayarak eşi dava dışı ...'a, 3 nolu bağımsız bölümü ise annesi diğer davalı ...'ya verdiğini, eşi ve annesinin bir süre sonra istemedikleri için taşınmazları davacıya geri verdiklerini, kendisinin de vermek istediğini ancak davacının kabul etmediğini, davacının kendisine ödettirdiği tapu masraflarını ödeyerek taşınmazını istediği zaman geri alabileceğini, tapu devir işlemi yapılırken bakım sözleşmesinin konuşulmadığını ve buna ilişkin evrak düzenlenmediğini, kaldı ki hasta olup küçük yaşta çocuklarının da olması nedeniyle davacıya bakacak durumunun da bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ...; Manavgat'ta bulunan 2 nolu bağımsız bölümü 12.01.2011 tarihinde yarı yarıya annesi davacı ile birlikte 57.500,00 TL'ye edindiklerini, bedelin yarısını kendisinin ödediğini, diğer yarısını da davacının ödeyeceğini ancak 28.750,00 TL bedeli ödemek için parası yetmediğinden bankadan 7.500,00 TL kredi temin ettiğini, gerek kredi borcunun gerekse taşınmazın geriye kalan satış bedelinin kendisi tarafından ödendiğini, bu nedenle davacının taşınmazdaki 1/2 payının tamamını kendisine devrettiğini, davanın kötüniyetle açıldığını, 3 nolu bağımsız bölümü dava dışı 3. kişiden satın aldığını, 80.000,00 TL olan satış bedelini kendi mal varlığından bizzat satıcının banka hesabına havale ettiğini, taşınmazın davacı ile bir ilgisinin bulunmadığını belirtip reddini davanın savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ...'nın taşınmazı davacının zorla üzerine yaptığını, taşınmazı istediği zaman verebileceğini belirttiği gerekçesiyle adı geçen davalı yönünden davanın kabulü ile 13 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, davalı ... yönünden ise taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 612. maddesinde belirtilen şartlarda yapılmış bir ölünceye kadar bakma sözleşmesinin bulunmadığı, ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacının yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yasanın aradığı şekil şartına uygun ölünceye kadar bakma sözleşmesinin bulunmadığı, temliklerin satış suretiyle gerçekleştirildiği, bu nedenle davalının sözleşmeye aykırılıktan sorumlu tutulamayacağı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı ... bakımından davalının beyanı esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalı ...'nın, tapu masraflarını kendisinin ödediğini belirterek "tapu masraflarını ödesin evi geri alsın" şeklinde beyanda bulunduğu, davalının cevap dilekçesindeki şartlı kabul beyanının geçerli kabul edilerek hükme dayanak yapılmasının doğru olmadığı; temlikin davalının bakım vaadi ve hilesi sonucu yapıldığı iddiası bakımından davalının davacıyı sözleşme yapmaya sevk eden iradesini sakatlayan hileli davranışlarda bulunduğunun dosya kapsamı ile kanıtlanamadığı, davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, talep edilen taşınmazın dava tarihi itibarıyla belirlenen değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olduğu ancak davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı ...'nın vekilinin davaya istinaf aşamasında dahil olduğunu, bu nedenle istinaf aşamasında davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, adı geçen davalının davayı açıkça, davalı ...'nın ise üstü kapalı şekilde kabul ettiğini, davalının tanık dinletmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, resmi işlemlere ve yazılı belgelere karşı tanık dinletilmesi yasağı gereğince zaten davalıların tanık dinletmesinin hukuken mümkün olmadığını, kaldı ki tanık beyanları ile iddialarının sabit olduğunu, davalıların taşınmazları alım güçlerinin bulunmadığını, satış bedelinin ödendiğinin yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, bedel taleplerinin değerlendirilmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ... lehine fazla vekalet ücretine hükmedildiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, hile hukuki sebebi ve ölünceye kadar bakma sözleşmesine aykırılığa dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 1210 ada 30 parseldeki 13 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını kendi üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini 02.02.2018 tarihinde torunu davalı ...'ya satış suretiyle temlik ettiği, öte yandan davacı ile kızı davalı ... dava dışı üçüncü kişiden edindikleri 223 ada 3 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümde yarı yarıya paydaş iken davacının taşınmazdaki payının intifa hakkını kendi üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini 23.01.2018 tarihinde davalı ...'ya satış yoluyla temlik ettiği, böylelikle taşınmazın tamamına malik olan davalı ...'nın taşınmazı 11.09.2019 tarihinde dava dışı ...'a devrettiği, ayrıca davalı ...'nın 3073 ada 4 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü 17.09.2019 tarihinde dava dışı ... ...'den satın alma yoluyla edindiği anlaşılmaktadır.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 323/1-ğ maddesine göre, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamında olup yine aynı Kanun'un yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 326/1. maddesinde; “Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bilindiği üzere konusu para ve para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekâlet ücreti nispi tarifeye göre hesaplanır. Taşınmazlarla ilgili davalarda vekâlet ücretine esas olan değer harcı tamamlanan değerdir.

Somut olayda; dava konusu 3073 ada 4 parseldeki 3 nolu bağımsız bölüm bakımından harcı tamamlanan değer olan 214.416,11 TL üzerinden davalı ... lehine 33.018,26 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 253.863,35 TL üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nın 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (A-5-b) numaralı bendinde yer alan “38.540,86 TL" ibaresinin çıkartılarak yerine “33.018,26 TL” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.02.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.