"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/295 E., 2023/607 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/489 E., 2022/732 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali, tescil, tazminat ve ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ..., asıl davada davalı ... vekili, birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleştirilen davada davacılar vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ... vekili (adli yardım istekli), asıl davada davalı ... vekili, birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili (eski hale getirme istekli) tarafından eski hale getirme ve duruşma istekli temyiz edilmekle; Bölge Adliye Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ara kararıyla asıl davada davalı ...'ın adli yardım isteğinin kabulüne karar verildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrası uyarınca adli yardımın hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği anlaşılmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, 02.07.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ...Ş. Genel Müdürlüğü vekili Avukat ...., davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat ..., temyiz edilen davalı ... Ekonomi Bankası A.Ş. vekili Avukat .....geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, asıl davada; Samsun ili, İlkadım ilçesinde veraseten kalan arsalarına inşaat yapılması ve yapılacak dairelerin satımı için davalı ...'na vekaletname verdiklerini, 3677 ada 28 ile 3678 ada 29 parsel sayılı taşınmazlara bina yapılmak üzere müteahhit dava dışı Dursun Ali Balta ile de kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, ancak kendilerine verilmesi gereken bağımsız bölümlerin vekil... tarafından vekalet yetkisi kasten vekil edilenin zararına kullanılarak, habersizce davalı ...'a ve onun eşi dava dışı ... Kaplan'ın akrabalarına satış suretiyle ancak bedelsiz devredildiğini,
bu şahıslarca taşınmazlar ipotek gösterilerek krediler temin edildiğini, davalıların birlikte çıkar amaçlı hareket ettiklerini ileri sürerek 3677 ada 28 parseldeki 4 ve 5 nolu, 3678 ada 29 parseldeki 3, 8, 9 ve 12 nolu, 3740 ada 17 parseldeki 5 nolu dairelerin tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline, mümkün olmazsa bedellerinin ticari faizleri ile tazminine karar verilmesini istemişler; birleştirilen davada, davalı Bankalar lehine taşınmazlar üzerine tesis edilen ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini istemişler; aşamada davalı ... yönünden davalarından feragat etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ...; vekaletnameye aykırı, yetkilerini aşan bir işlemin olmadığını, diğer davalılar ile de bir akrabalık ilişkisinin bulunmadığını, tek bir dairenin dahi kendi adına tescil edilmediğini, davacıların yararına işlem yaptığını, davacıların satışlardan haberlerinin olduğunu belirtip davanın reddini savunmuş; 20.07.2015 tarihli dilekçesi ile, diğer davalı ... ile inşaattaki müteahhitin taşeronu olan eşi ... ve yardımcıları ...'ın, kendisini tehdit edip kandırarak banka lehine ipotek tesis edilip kredi temin edildikten sonra taşınmazların hemen geri verileceği vaadiyle dava konusu 7 parça bağımsız bölümün devrini sağladıklarını, ancak daha sonra geri vermediklerini belirterek davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
2. Davalı ...; davaya konu 4, 8, 9, 12 ve 5 nolu daireleri vekil olan davalı ...'den satın aldığını, ancak 17 parseldeki 5 ve 9 nolu daireleri binanın müteahhidinden satın aldığını, eşi ile birlikte bir kısım ödemeleri inşaatı bitirmek için yaptıklarını, bir kısım ödemeler için ise sıralı senetler verdiklerini, borcunun arkasında olduğunu, vadesi geldiğinde senetleri ödeyeceğini ancak taşınmazlara konulan tedbirin ödemeyi güçleştirdiğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ...; 3678 ada 29 parseldeki 12 nolu daireyi bedelini ödeyerek iyiniyetli şekilde satın aldığını, diğer davalılarla bir akrabalığının veya yakınlığının bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
4. Davalı ...; 3677 ada 28 parseldeki 5 nolu daireyi bedelini nakit ve emek olarak ödeyerek satın aldığını, geçerli vekaletname ile yapılan satış işleminin geçersizliğinden bahsedilemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
5. Davalı ...; 3678 ada 29 parseldeki 3 nolu daireyi iyiniyetli şekilde satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
6. Birleştirilen davada davalılar; iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunduklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2020 tarihli ve 2014/543 Esas, 2020/107 Karar sayılı kararıyla asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... Ekonomi Bankası A.Ş. vekili, davalı...Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli ve 2020/1704 Esas, 2020/1911 Karar sayılı kararıyla, davalı ... vekilinin istinaf dilekçesinin esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine, davacılar vekili, davalı ... Ekonomi Bankası A.Ş. vekili, davalı...Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-a-6. maddesi gereğince esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl davada, davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, diğer davalılar yönünden ise vekil olan davalı ... başta davanın reddini savunmuş ise de aşamada davayı kabul ettiği, davalılara yapılan devirlerin davacıların bilgisi olmadan rızaları hilafina ve vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği, davacılara satış bedelinin ödenmediği, mevcut koşullarda taşınmazları iktisap eden davalıların vekil...'ün vekalet görevini kötüye kullandığını bildiği veya gerekli özen gösterilseydi bilebilecek durumda oldukları gerekçesiyle davanın kabulüyle tapu iptali ve tescile; birleştirilen davada, davalı ... tarafından Mahkemenin 03.03.2020 tarihli kabul kararına karşı yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince süre yönünden reddedilmekle davacılar lehine doğan usulü müktesep hak göz önünde bulundurularak anılan davalı bakımından davanın kabulüne, diğer davalıların ise tapu kütüğündeki tescile iyiniyete dayanarak ayni hak kazanan üçüncü kişi konumunda oldukları, davacılar tarafından aksinin ispat edilemediği gerekçesiyle davalılar Türk Ekonomi Bankası A.Ş. ve Kooperatif bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ..., asıl davada davalı ... vekili, birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili; asıl davada verilen kararın onanmasını istemiş, birleştirilen davada taşınmazlardaki davalı Bankalar ve Kooperatif lehine olan ipoteklerin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun kredi verme kurallarına ve verilen kredi borcunun geri ödenmesine ilişkin özel yönetmelik kurallarına aykırı ve geçersiz olduklarını, yolsuz şekilde oluşan mülkiyet üzerine tesis edilen ipoteğin de hukuken geçersiz olacağını, taşınmazların ipotek yüklerinden arındırılması gerektiğini, birleştirilen davanın tüm taşınmazlar bakımından kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığını, ayrıca davalı ... yönünden 3628 ada 28 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümdeki ipoteğin de kaldırılması gerekirken hükme sehven yazılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir.
2. Asıl davada davalı ... vekili; savunmalarını yinelemiş, davalının ediniminin iyiniyetli olduğunu, bunun aksinin ispatlanamadığını, davacıların davalı ... hakkındaki feragatinin davalı ...'i de kapsaması gerektiğini belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Asıl davada davalı ... vekili; savunmalarını yinelemiş, davalı ...'ün yargılama sırasında davacılar ile ortak hareket ederek davayı kabul ettiğini, 20.07.2015 tarihli dilekçesindeki beyanının hayatın olağan akışına aykırı olup Mahkemeyi yanıltma amacıyla yapılan uydurma bir beyan olduğunu, davacıların yargılama sırasında davalı ... hakkındaki iddialarını genişlettiklerini, davalı ... ve eşi hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda beraat kararı verilerek kesinleştiğini, kararın deliller ile gerekçelendirilmediğini, tanık Nejat'ın taraflı beyanının hükme esas alındığını belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
4. Asıl davada davalı ...; savunmasını yinelemiş, hakkındaki davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
5. Asıl davada davalı ... vekili; savunmalarını yinelemiş, davalı ...'ın iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olup kazanımının korunması gerektiğini, davalının davacılar ile vekil arasındaki iç ilişkiyi bilmesinin mümkün olmadığını, satış bedelini elinde halihazırda bulunan bir miktar nakit para, Türk Ekonomi Bankasından temin ettiği kredi ve emeğinin karşılığı olarak ödediğini, İlk Derece Mahkemesinin Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararına uygun şekilde hareket etmediğini, kararların çelişkili olduğunu, davalının kötüniyetini ortaya koyan bir hadisenin oluşmadığını belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
6. Birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili; birleştirilen davada diğer davalılar için reddedilen ipoteğin fekki talebinin davalı ...Ş. yönünden kabul edilmesinin haksız bir uygulama olduğunu, karara karşı istinaf itirazında bulunma için son günün 30.06.2020 olduğunu, taraflarınca 01.07.2020 tarihinde istinaf başvuru harcı yatırılarak sürenin sona ermesinden bir gün sonra başvuruda bulunulduğunu ancak İlk Derece Mahkemesince başvuruları süresinde kabul edilip taraflarına istinaf harcının yatırılması için muhtıra gönderildiğini, harcı süresinde yatırdıklarını, tüm bunlara rağmen istinaf isteklerinin süreden reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli ilk kararında temyiz yolunun gösterilmediğini, kaldı ki o dönemde ölümcül korona virüsünden kaynaklı yaşadıkları korku sebebiyle adliye ön bürosuna giderek istinaf işlemlerini gerçekleştiremediklerini, 3 aylık kapanmanın ardından adliyelerde yoğunluk olduğunu, yoğunluk ve güncellemelerden dolayı UYAP üzerinden işlem yapmakta zorlandıklarını, ilk istinaf isteklerinin süresinde yapılmadığı kabul edilir ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 95. maddesi gereğince eski hale getirme isteklerinin değerlendirilmesi gerektiğini, esas bakımından ise tıpkı diğer ipotek alacaklıları olan davalılar gibi iyiniyetli kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla
; davalı ... vekili eski hale getirme talebinde bulunmuşsa da davalının önceki istinaf başvurusunun süre yönünden reddi karar tarihi itibarıyla temyiz edebileceğinden ayrıca HMK'nın 95. ve devamı maddeleri gereğince eski hale getirme nedenleri yerinde görülmediğinden, şartları bulunmayan eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiş, davacılar istinaf başvurularında 9 nolu bağımsız bölümdeki ipoteğin kaldırılmasını istemekle tapu kayıtlarının incelenmesinden davalı ... lehine konulan ipoteğin 8 nolu bağımsız bölümde değil 9 nolu bağımsız bölümde olduğu anlaşılmakla, Mahkemece 9 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş olmasının isabetli olduğu, kararın usul ve yasaya uygun şekilde verildiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacılar vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ... vekili (adli yardım istekli), asıl davada davalı ... vekili, birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili (eski hale getirme istekli) temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Birleştirilen davada davacılar vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ... vekili, asıl davada davalı ... vekili; istinaf dilekçelerindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
Birleştirilen davada davalı ...Ş. vekili; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yinelemiş ayrıca ilk istinaf isteklerinin süresinde yapılmadığı kabul edilir ise HMK'nın 95. maddesi gereğince eski hale getirme isteklerinin değerlendirilmesi gerektiğini belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat; birleştirilen dava ipoteklerin kaldırılması isteklerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 506. maddesi,
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK)1023 ve 1024. maddeleri,
HMK'nın 95 vd., 345. maddeleri,
08.11.1991 tarihli, l990/4 Esas, l99l/3 Karar sayılı İnançları Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların 25.06.2013 ve 02.04.2013 tarihli vekaletnameler ile davalı ...'ü vekil tayin ettikleri, vekil ..... tarafından davacı ...'ya ait 3677 ada 28 parseldeki 4 nolu bağımsız bölümün 26.09.2014 tarihinde 40.000,00 TL bedelle davalı ...'ya, aynı yerdeki 5 nolu bağımsız bölümün 29.08.2014 tarihinde 55.000,00 TL bedelle davalı ...'a, 3678 ada 29 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün 11.08.2014 tarihinde davalı ...'a 40.000,00 TL bedelle satış suretiyle temlik edildiği; yine vekil .... tarafından davacı ...'ye ait 3678 ada 29 parseldeki 8 nolu bağımsız bölümün 15.10.2014 tarihinde, 9 nolu bağımsız bölümün 08.10.2014 tarihinde, 12 nolu bağımsız bölümün 31.10.2014 tarihinde, 3740 ada 17 parseldeki 5 no.lu bağımsız bölümün 19.09.2014 tarihinde davalı ...'ya satış yoluyla temlik edildiği, davalı ...'nun 12 nolu bağımsız bölümü 06.11.2014 tarihinde davalı ...'ın annesi dava dışı .... ...'e, .....'nın da vekil kıldığı ... aracılığıyla 01.12.2014 tarihinde davalı ...'e devrettiği; davalı ...Ş. lehine davalı ... adına kayıtlı 3678 ada 29 parseldeki 9 nolu bağımsız bölüm üzerine 14.10.2014 tarihinde 157.500,00 TL bedelli üst sınır ipoteği tesis edildiği, davalı ...'nun 15.10.2014 tarihinde anılan bankadan 80.000,00 TL kredi temin ettiği, 24.07.2017 tarihi itibarıyla kalan kredi borcunun miktarının 79.954,52 TL olduğu; Türk Ekonomi Bankası A.Ş. lehine davalı ... adına kayıtlı 3677 ada 28 parseldeki 4 nolu bağımsız bölüm üzerine 01.10.2014 tarihinde 150.000,00 TL bedelli üst sınır ipoteği tesis edildiği, davalı ... adına kayıtlı 3678 ada 29 parseldeki 3 nolu bağımsız bölüm üzerine 28.08.2014 tarihinde 180.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, davalı ... adına kayıtlı 3677 ada 28 parseldeki 5 no.lu bağımsız bölüm üzerine 29.08.2014 tarihinde 129.800,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği; davalı...Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi lehine davalı ... adına kayıtlı 3678 ada 29 parseldeki 8 nolu bağımsız bölüm üzerine 24.10.2014 tarihinde davalı ...'nun dava dışı eşi ...'nın kullandığı kredi nedeniyle 450.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği; ...,..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle yapılan ceza yargılaması sonucunda Samsun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.04.2021 tarihli ve 2020/1038 Esas, 2021/773 Karar sayılı kararı ile sanık ...'ün mahkumiyetine karar verildiği, diğer sanıklar bakımından ise katılanlar ile aralarında vekalet ilişkisinin bulunmadığı, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği, kararın istinaf incelemesinden geçerek 24.03.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre asıl davada yazılı şekilde karar verilmesi doğrudur. Davalılar ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Birleştirilen davada davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6100 sayılı HMK'nın 345. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının tebliğinden itibaren karara karşı 2 hafta içerisinde istinaf başvurusunda bulunulabilir, ancak pandemi nedeniyle 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi uyarınca 13.03.2020 tarihinden itibaren 30.04.2020 tarihinde kadar HMK ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen sürelerin işlemesinin durduğu, 30.04.2020 tarih ve 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla durma süresinin 15.06.2020 tarihine kadar uzatıldığı, 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi ile verilen ek süre neticesinde uzamış sürenin son gününün 30.06.2020 tarihi (salı günü) olduğu açıktır.
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesinin 03.03.2020 tarihli kararı ile davalı ...Ş. bakımından davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı ...Ş. vekiline 29.03.2020 tarihinde elektronik yolla tebliğ edildiği, davalı vekilinin 01.07.2020 tarihinde istinaf başvurusunda bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin 03.12.2020 tarihli kararıyla davalı ... vekilinin istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı temyiz yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesince davalı ...Ş. yönünden davacılar yararına oluşan usulü kazanılmış hak gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde ve Bölge Adliye Mahkemesince anılan davalının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Öte yandan, her ne kadar davalı ...Ş. vekili eski hale getirme talebinde bulunmuşsa da 6100 sayılı HMK′nın 95. ve devamı maddelerinde düzenlenen yasal koşullar mevcut olmadığından davalı vekilinin eski hale getirme talebi de yerinde değildir.
Davacılar vekilinin birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alışverişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989. tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK'nın 1023. maddesinde aynen "Tapu kütüğündeki sicile iyi niyete dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Ne varki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse, diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyiniyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması gerekmektedir.
Nitekim bu görüşten hareketle kötü niyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (re'sen) nazara alınacağı ilkeleri 08.11.1991 tarihli, l990/4 Esas, l99l/3 Karar sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ipotek alacaklıları olan davalılar Türk Ekonomi Bankası A.Ş. ile...Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi'nin basiretli tacir gibi hareket etmeleri gerekmekle, kredi verirken ipotek kurulacak taşınmazı araştırma ve değerlendirme, risk analizi ve değer tespiti yapma, ekspertiz incelemesi yaptırma yükümlülüklerinin bulunduğu, ne var ki davalıların üzerilerine düşen araştırma yükümlülüğünü yerine getirmedikleri, kredi vereceği kişiler ile krediye karşı gösterilecek ayni teminatlar konusunda uzmanlığı tartışmasız olan davalılar tarafından yolsuz tescilden haberdar olmadıklarının ileri sürülemeyeceği, TMK'nın 2. maddesi gereği herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, salt tapu kayıtlarında herhangi bir şerh bulunmadığı bilgisine göre hareket ederek ipotek tesis edilmeyeceği, basiretli tacir konumunda bulunan davalıların yüzeysel bir araştırma ile dahi tespit edebilecekleri taşınmazların rayiç bedellerinden çok daha yüksek miktarda kredi tesis edilmesinin iyiniyetli olmadıklarını gösterdiği, böylelikle davalıların TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, birleştirilen davanın davalılar ..Bankası A.Ş. ile ... Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ...Ş. vekilinin eski hale getirme isteğinin REDDİNE,
Davalılar ..., ..., ... ve Şekerbank T.A.Ş. vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
Davacılar vekilinin birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde temyiz edenlere iadesine,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; gelen temyiz eden davacılar vekili için 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınmasına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.