"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/11 E., 2023/21 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali - tescil ve tespit davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; maliki olduğu 286 parsel sayılı taşınmazın önce DSİ 3. Bölge Müdürlüğünce 1983 yılılnda yapılan sulama kanalı sonucu ifraz edildiğini, sonrasında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan arazi toplulaştırma projesi sonucunda yeniden ifraz edildiğini, oluşan 1691 ve 143 ada 1 parsel sayılı taşınmazların adına tescil edildiğini ancak içinde kavaklık olan kısmın davalı ...’in maliki olduğu 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaz sınırlarında bırakıldığını ileri sürerek ... adına kayıtlı taşınmaza eklenen kısmın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, taşınmaz üzerinde bulanan kavakların kendisi tarafından ekildiğinin ve maliki olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davada taraf sıfatları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı DSİ Genel Müdürlüğü cevap dilekçesinde; davada taraf sıfatları bulunmadığını, DSİ adına kayıtlı taşınmazların usulüne uygun yapılan kamulaştırma işlemi sonucu tescil edildiğini, toplulaştırma işleminin Ankara İl Özel İdaresi tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın ifraz sonucu davalı adına tescil edildiğini, bu işlemlerde davalının sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı, husumet ve yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.04.2016 tarihli ve 2014/375 Esas, 2016/267 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın toplulaştırma işleminden kaynaklandığı bu nedenle idare mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 04.06.2020 tarihli ve 2016/18544 Esas, 2020/2251 Karar sayılı kararıyla; davada ileri sürülen isteğin idari işlemin iptaline yönelik bulunmadığı, davanın mülkiyet hakkından kaynaklandığı dikkate alındığında, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yeri olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının talep ettiği kısmın 1668 parsel (yeni 143 ada 2 parsel) sınırlarında kalmakta olduğu, yapılan kamulaştırma işlemi sonucu davalı ...'ya ait olarak kalan taşınmazın 2.292 m² yüzölçümüne sahip olduğu, 08.08.2007 tarihli toplulaştırma işlemine göre taşınmazın alanında herhangi bir artma ya da azalma olmadan aynı yüzölçüm ile 2292 m² olarak tescil edildiği, yapılan toplulaştırma işlemi sonucunda davalı ...'ya ait taşınmazın yüz ölçümünde herhangi bir değişiklik bulunmadığı, mevcut durumda asıl sorunun kesinleşen parselasyon planında DSİ sulama kanalı olarak kullanılan kısmın davacıya tahsis edilmesinden kaynaklandığı, fiili zeminde sulama kanalı olarak kullanılan taşınmazın davacıya tahsis edilmesinin toplulaştırma uygulamasında yeri olmadığı, her ne kadar yapılan parselasyon planına karşı dava açmayan ve bu nedenle parselasyon planı kesinleşen davacının taşınmazına el atan idareye karşı kamulaştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davası açmaya hakkı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; toplulaştırma işlemi sonrası davacıya bırakılan 143 ada 1 parsel sayılı taşınmazın drenaj kanalı içinde kaldığını, parselleme işleminin hatalı olduğunu, mülkiyeti davacıya ait olan kavaklığın davalıya ait 143 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, tapu iptali ve tescil ile tespit istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bilindiği üzere; ülkemizde, toprak toplulaştırmasına imkan veren genel bir hüküm niteliğindeki “Toprağın iyileştirilmesi” başlığını taşıyan hüküm Türk Medeni Kanunu'nun 755. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; su yollarını düzeltme, sulama, bataklık yerlerini kurutma, yol açma, orman yetiştirme, arazileri toplulaştırma gibi iyileştirme işleri ancak ilgili maliklerin girişimleriyle yapılabilecekse, belirtilen işlerin yapılabilmesi için arsaların (toprakların) yarısından fazlasına malik bulunan ve sayıca da maliklerin üçte ikisini teşkil eden kimselerin olumlu karar vermesi gerekir. Çoğunluk kararı alındıktan sonra diğer maliklerin alınan karara uyma mecburiyetleri vardır.
2.19.07.2005 tarihli ve 25880 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda ve 19.04.2018 tarihli, 7139 sayılı Kanunla değişik 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce Yürütülen Hizmetler Hakkında Kanun'da arazi toplulaştırılması işlemleri hükme bağlanmış ve bu konuda bazı düzenlemeler getirilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, özellikle davadaki isteğin toplulaştırma işleminden kaynaklandığı, idarece yapılan toplulaştırma işlemi idari işlem niteliğinde olup idari yargı yerinde iptal edilmedikçe hukuki geçerliliğini koruyacağı, davacının da dava konusu idari işleme karşı dava açmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 247,70 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.