"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1567 E., 2024/448 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/261 E., 2022/126 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, ..... ilçesi, .../... Mahallesi 239 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğunu, davacının babası ...’ten mirasen intikal ettiğini, taşınmaz ile sınır komşusu olan dava konusu 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise sehven mezarlık vasfıyla davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazın geçmişe doğru 100 yıldan beri davacı ve atalarının zilyetliğinde olduğunu, son 35-40 yıldan beri elma bahçesi olarak davacı tarafından fiilen kullanıldığını, taşınmazın içerisinde bulunan eve ilişkin elektrik ve su aboneliklerinin 40 yıldan fazla zamandan beri kullanıldığını belirterek 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile elma bahçesi ve ev vasfı ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Belediyesi Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve yersiz olduğunu, davanın süresi içinde açılmadığını, taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılmaya elverişli bir nitelik taşımadığını, iktisap için aranan koşulların gerçekleşmediğini, 3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun hükümlerine göre mezarlıkların daraltılamayacağını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap edilemeyeceğini, dava konusu 239 ada 10 parsel ve 11 parsel sayılı taşınmazların fiilen mezarlık olarak kullanıldığını, kamu hizmetine tahsisli yer niteliğinde olduğunu, bu tür yerlerin özel mülkiyete konu yapılacak biçimde tapuya tescilinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini ssavunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesi ile usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usule, yasaya ve dosya içindeki somut gerçeklere aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın mezarlık ile bir ilgisinin bulunmadığını, 60-70 yıldan uzun bir zamandan beri davacı ve murislerinin kullanımında olduğunu, tarım arazisi olduğunu, bilirkişi raporlarının davalarını doğrular mahiyette olduğunu, taşınmaz içinde mezar olmadığının açıkça belirtildiğini, keşifte dinlenen tanıklar ve mahalli bilirkişilerin de beyanlarının iddiaları ispatlar mahiyette olduğunu, taşınmazın davalı Kurum adına olduğunun daha yeni öğrenildiğini, keşifte dava konusu 239 ada 10 parsel ile davacı adına kayıtlı 239 ada 7 parselin fiilen bir bütün halinde olduğunun görüldüğünü, dava konusu parsel içerisinde davacıların murisinin kullandığı ev bulunduğunu, dava konusu yerdeki insan yoğunluğu dikkate alındığında mezarlık ihtiyacının da olmadığını, mevcut mezarlığın ihtiyacı fazlasıyla karşılayacak durumda bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın geldi kaydı olan 23 parsel sayılı taşınmazın 1980 yılında yapılan tesis kadastrosu sonucunda senetsizden arsalı ahşap ev ve dükkan niteliğiyle... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, 04.11.1981 ila 04.12.1981 tarihleri arasında yapılan askı ilanı içinde tespite itiraz edilmekle Tapulama Komisyonunun 14.03.1983 tarihli kararının ilgililere tebliğiyle dava açılmadığından 26.04.1983 tarihinde kesinleşerek 1983 yılında... Köyü Tüzel Kişiliği adına tapuya tescil edildiği, 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda 239 ada 10 parsel sayısını aldığı; kurumlar arası tashihen devirle 19.09.2014 tarihinde davalı ... adına tapuya tescil edildiği; davada kadastro öncesi hukuki sebebe dayanıldığından anılan yasal düzenlemedeki 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi bulunduğu ve bu nedenle tespitin kesinleştiği 1983 yılından başlayan 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığından İlk Derece Mahkemesince bu gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf aşamasında ileri sürdüğü hususları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.
3. Değerlendirme
1.Çekişmeli 239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın geldiği 23 parsel sayılı taşınmazın 1980 yılında yapılan tesis kadastrosu sonucunda senetsizden arsalı ahşap ev ve dükkan niteliğiyle... Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, tespitin 26.04.1983 tarihinde kesinleşerek... Köyü Tüzel Kişiliği adına tapuya tescil edildiği, 21.03.2011 tarihinde tahsisen... Belediye Başkanlığına, 19.09.2014 tarihinde ise yine tahsisen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildiği, 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu çalışmaları sonucunda 239 ada 10 parsel sayısını aldığı, eldeki davanın ise kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 05.05.2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.