Logo

1. Hukuk Dairesi2024/4097 E. 2025/1102 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi kayıtlara dayanarak tapu iptali ve tescil isteyen davada, kadastro sonrası açılan davanın hukuki dayanağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 12/4. maddeleri uyarınca kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren on yıl geçtikten sonra kadastro öncesi kayıtlara dayanarak dava açılamayacağı ve kadastrosu tamamlanan alanlardaki eski tapu kayıtlarının işleme tabi kayıt niteliğini kaybedeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/491 E., 2024/1334 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/568 E., 2023/789 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, Çatalca ilçe sınırlarında bulunan zabıt kaydıyla İstanbul Mazbut Akar Kütüğünde davacı Vakıf adına kayıtlı olduğu iddia edilen 18 adet taşınmazın kadastral parsel numaralarının ve sınırlarının tespiti ile vakıf adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle yetki, zamanaşımı, hak düşürücü süre ve husumet yönünden incelenerek usulden, aksi taktirde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın beyanı doğrultusunda Çatalca ilçesi dışında bulunan taşınmazlar yönünden dosya tefrik edilerek Çatalca sınırları içerisinde yer alan taşınmazlar yönünden 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12/4. maddesinde kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içinde kalan eski tapu kayıtlarının işleme tabi kayıt niteliğini kaybedeceği, bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamayacağı hususunun hüküm altına alındığı, dolayısıyla kadastro sırasında revizyon görmeyen tapu kayıtlarının herhangi bir tescil hakkı sağlamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı, aynı Kanun'un 12/4. maddesinde de; kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtlarının, işleme tabi kayıt niteliğini kaybedeceği, bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamayacağının belirtildiği, Kadastro Müdürlüğünce sözü edilen mahallelerin tesis kadastro çalışmalarının 1975-1985 yılları arasında yapılmış olup tapu tescillerinin sağlandığının, tesis kadastrosu aşamasında uygulanabilen zabıt kayıtlarının mahalli bilirkişiler vasıtası ile mahalline uygulandığının, uygulanamayanların revizyon görmeden bırakıldığının bildirildiği, davacının dava dilekçesinde tespit ve tescili istediği taşınmazları belirtmediği, Kadastro Kanunu'nun 12/4. maddesinde kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtlarının işleme tabi kayıt niteliğini kaybedeceği, bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamayacağı anlaşılmakla yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 187,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.03.2025 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.